İlkel zihniyet kendi içinde alternatif bir oluşum olup ve genellikle de entelektüel olmayan düşünce anlamına gelmektedir.
İster büyük, ister küçük ölçekte olsun eğitimde ilkel zihniyetle karşılaşmamak mümkün değil. Özellikle, eğitim politikaları ilkel zihniyetin bir parçası durumundadır.
Son eğitim programımız neoliberal düzene hizmet etmektedir.
Aslında son eğitim programı değişik halk katmanlarının görüşleri alınmasını gerektiriyordu. Çünkü çağdaş yaklaşım bunu gerektirmektedir.
Ancak, iktidar bu ilkeye uymamıştır. Yine, cinsiyet eşitsizliği ders kitaplarına yansımış durumdadır.
Diğer taraftan, 4+4+4 eğitim yasası sonuçlarını vermeye başladı. YGS sınavında başarı oranı düşmüş, okul terkleri ve çocuk gelinlerin sayısı artmıştır.
Elbette, eğitimde ilkel zihniyet küçük ölçekte de görülmektedir.
Eğitim yöneticilerinin atanmasında nepotizm göz önünde bulundurulmuştur. Yine, milli eğitim merkez örgütü ve taşra örgütünde kadrolaşmaya gidilmiştir.
Okullar halen 1900lerin anlayışıyla yönetilmektedir.
Yöneticiler, yönetimde anahtar öğe olacak rolleri ve sorumlukları almaktan çok uzaklar. Çünkü, yeterli değiller.
Diğer taraftan, öğretmenler açısından baktığımızda değişen bir husus yok.
Halen çağ dışı sınıf yönetimi ilkelerine şahit oluyoruz.
Yine, onlarca öğretim yöntemi varken, öğretmenlerin kullandığı öğretim yöntemi ikiyi geçmiyor.