Empati, çağdaşlık ve eğitim

Hasan Güneş

Çağdaş ülkenin varlığını devam ettirmesi, çağdaş bireylerle mümkündür.

Kuşkusuz, çağdaşlığın ölçütlerinden biri empati duygusuna sahip bireylerin varlığına bağlıdır. başka bir ifadeyle, empati duygusuna sahip olmayan bireyler olmaksızın çağdaşlığı yakalamak mümkün değil.

Aslında, çağdaşlık için bazı rollerin ve sorumlukları empati bağlamında düşünmek gerekir.   

 Konumuz açısından okul müdürlerini ve öğretmenleri ele almak gerekir.

Başta çağdaşlık büyük ölçüde öğrenci davranışı üzerinde etkili olduğu için okul müdürü ve öğretmenler arasındaki ilişki önem kazanıyor.

Ancak okul müdürleri empatik anlayışa sahip oldukça öğretmenlerin morali ve iş doyumu yüksek olabilir. Bu da elbette okul müdürü ve öğretmen arasında çağdaş ilişkiler demektir.

Peki mevcut siyasal iktidara yakın atanan okul müdürleri ile empatiyi ve çağdaşlığı yakalamak mümkün mü? Çünkü liyakat temel alınarak atanmıyorlar okul müdürleri.

Aslında nihai amaç, öğretme-öğrenme sürecinin dolayısıyla okulun etkililiğidir. Ancak, yandaş okul müdürleri tarafından tutum ve davranışları etkilenen  ancak bazı çağdaş  öğretmenler tarafından eğitimin gücüne, idealine inandıkları için okul müdürlerinin önemsememeye çalışıldığı bilinen gerçektir. Bin bir güçlükle görevlerini yapıyorlar.  

Diğer bazı öğretmenlerin siyasi iktidara uyum sağlayarak tutum ve davranışlarını belirlemektedir. Yine, Atatürk ve Evrim teorisini müfreddata çıkaran bir siyasi iktidar empati ve çağdaşlık adına ne yapabilir?