Hoşgörü ve demokrasi

Hasan Güneş

Son günlerde yaygınlaşan terör olayları demokrasi ve hoşgörü bağlamında her duyarlı yurttaşın temel sorumluklarını unutmamalarını gündeme getirmektedir.

Hoşgörü, demokratik yönetimlerin vazgeçilmez öğelerinden biridir. Çünkü hoşgörü çoğulcu düşüncenin, etnik ve grupların birlikte yaşamasının teminatıdır.

Hoşgörüye her zamankinden çok ihtiyacımız bulunan bu günlerde, hoşgörüsüzlüğün sonuçlarına geçmeden aşağıda belirtilen hususlara dikkat etmek gerekmektedir.

Tabii ki çoğu sorunlarda olduğu gibi eğitim kurumu başlı başına rol oynamaktadır. Sınıflarda öğrencilerin farklı düşüncelerine yer vermek, demokratik değerleri yaşayarak öğrenmeleri ve onlarda empatik anlayışın gelişmesi,  hoşgörü anlayışının gelişmesinde önemli bir yer tutuyor. Ancak, okulların kendine özgü sorunları bu anlayıştan çok uzak olduğunu görüyoruz.

Diğer taraftan, hoşgörü anlayışının gelişmesinde televizyon gibi medya kuruluşlarının önemli bir yeri bulunmaktadır. Ancak sorgulamayı, düşünmeyi sağlamayan ve bunun yerine şiddeti ve komployu vurgulayan televizyon programlarıyla hoşgörü anlayışının gelişmesi mümkün değil.

Yine, rol model olacak devlet adamları ve kanat önderlerinin hoşgörü ve dolayısıyla demokrasinin gelişmesinde önemli bir rolü bulunmaktadır. Aksi halde hoşgörüsüzlük ve dolayısıyla demokrasi olumsuz etkileniyor.

Hoşgörü ve demokrasinin gelişmesinde sivil toplum örgütlerinin yeri ve önemi tartışılamaz. Çünkü, hoşgörüden beslenen katılım ve temsil gibi demokratik öğeler sivil toplum örgütlerinde önem arz etmektedir. Ancak, sivil toplum örgütleri siyasi iktidar tarafından zapturapt altına alınıp, kendi misyonlarını tamamlatma aracı olarak görülmektedir. Tabii ki böyle bir hava hoşgörüsüzlüğü beraberinde getirecektir.

Sonuç olarak, hoşgörüsüzlük toplumsal barışı, demokrasiyi olumsuz etkilemekte; o da toplumsal çözülmeyi bir adım daha yaklaştırmaktadır.