Dayanışma duygusu bilişsel, duygusal, sosyal ve devinişsel anlamda zayıf olan öğrenciler için önemli bir destek kaynağıdır. Yine, dayanışma öğrencide güvenlik, sevgi ve saygı görme veya gösteren ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Dayanışma duygusu öğrencinin ait olma duygusu/kimlik duygusu edinilmesine yol açabilir.
Ancak, öğrencilerin dayanışma duygusunu engelleyen bir takım nedenler bulunuyor.
Toplumun içinde bulunduğu sosyo-ekonomik koşullar, öğrencilerin dayanışma duygularını engellediği görülüyor. Bilindiği üzere, Özallı yıllardan sonra, Türkiye neoliberalizmin kıskacına girmiştir.
Neoliberalizmin özünde dayanışmacılığın karşıtı olan bireyciliğin yattığı bilinen bir gerçektir.
Bu ekonomik koşulların öğrencilere yansımamasını varsaymak hayalden öteye gitmez.
Özellikle, bu yakın geçmişte neoliberal politikalar doğrultusunda yapılanan ve öğretme-öğrenme sürecine algı dayanağı olan eğitim proğramının öğrencilerde dayanışma ruhunu geliştirdiğini kim söyleyebilir?
Diğer taraftan, onlarca sınava tabi tutulan öğrencilerde rekabetçi, çatışmacı bir iklimin hüküm sürmesi kaçınılmazdır.
Böyle bir durumda öğrencilerde dayanışma ruhu gelişebilir mi?
Tabii ki, dayanışma ruhu gelişmeyen öğrencileri bir takım olumsuzluklar bekliyor:
Bu olumsuzluklar şunlardır:
Öğrenci çevresiyle bütünleşemiyor
Öğrenci çevrsiyle çatışma içine girebiliyor,
Öğrenci çevresiyle iletişim sorunu yaşayabiyor…