Örgütü kuşatan psikolojik atmosfere örgütsel iklim denir. Üniversite iklimi astlar, güven, iletişimde açıklık anlayışı ve destekleyici liderlik, çalışanların özerkliği, yüksek verim amaçlarına sahip olma gibi özelliklere sahip olmak demektir.
Kuşkusuz, bu konunun daha iyi şekilde analizi gerekirse de 27 yıllık gözlemlerim konuya anlam katacağını umut ediyorum.
Aslında güven; insan ilişkilerinin gereğidir. Çünkü, böyle bir ilişki astlardan beklentilerin neler olduğuna bir çerçeve oluşturmaktadır. Yine, güven huzurlu bir ortam için önem taşıyor. Ancak, çalıştığım birimlerden astlara güvenmeyen yöneticilerle karşılaştım. Tabii ki böyle bir üniversite ortamında yönetici- öğretim elemanı arasında çatışmalar baş göstermekte; başka bir yere geçme istekleri artmaktadır. Kuşkusuz, bu durum örgüt olarak üniversite için istenmeyen bir durumdur.
İletişimde açıklık üniversitenin etkili bir biçimde varlığını sürdürmesinde önem arz ediyor. Özellikle öğretim elemanından üst yöneticilere bilgi akışının tıkandığı görülmektedir. Bu durumda örgüt politikalarında hoşnutsuzluğa neden olmaktadır.
Destekleyici liderlik konusuna gelince; bazı durumlarda yöneticiler kaynak dağılımı ve özlük hakları konusunda eşitsiz uygulamalar göstermektedir. Yine ifade edilmesi gereken hiyerarşinin altına inildikçe destekleyici liderliğin anlamı kaybolmaktadır.
Üniversite elemanları düşüncelerinden dolayı soruşturma geçiriyor. Böyle bir görüntüde bahsettiğim üniversite ikliminin etkili olduğunu kim söyleyebilir. Yine, öğretim elemanlarının araştırma projelerinin desteklenmesinde objektif kurallara yer verilmemesi üniversiteleri etkili kılabilir mi?