Yüzlerce çağdaş öğretim elemanın görevden alınması böyle bir konunun ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.
Üniversitelerde sağlanan güven ortamında yöneticiler önemli bir rol oynuyor.
Ancak, bugünlerde yaşanan öğretim elemanı ihracı ile bu kurumlarımızın güven ortamında çok uzak olduğu görülüyor.
Geçmişte bu öğretim elemanları için etkin düzenlemeler oluşturulmadı, iyi iletişim sistemleri yaratılmadı.
Yine, görevden alınan öğretim elemanları açısından etik değerlere uyulmadı.
Kuşkusuz, bu sorunların temelinde başta üniversite yöneticileri olmak üzere AKP iktidarı sorumluluk duymalıdır.
Başka bir ifadeyle, üniversitelerdeki yöneticiler ve AKP iktidarı başta olmak üzere örgütsel güven duyulmayan bir ortam yarattılar.
Oysa, üniversitelerin etkililiğinde başlı başına rol oynamaktadır. Tabii ki buna iletişim sisteminin niteliği de dahildir. Ancak, üniversitelerimizin mevcut hali bu anlayıştan çok uzaktır. Özellikle, üniversite öğretim elemanlarından giden mesajlara dikkat edilmemekte; veya süzgeçten geçmektedir.
Yine üniversitelerde son derece eğitimli olmalarına rağmen öğretim elemanları karara katılmıyor.
Diğer taraftan etik ilkelere uygunluk bakımından son derece olumsuzluklar yaşıyoruz. Öyle ki, kadro dağılımı, araştırma projeleri desteklenmesi, idari kadroların dağılımındaki adaletsizlik başlı başına rol oynuyor.
Aslında, AKP iktidarı kendisi gibi düşünen öğretim elemanı oluşturarak, üniversitelerde tek tip öğrenci yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Diğer taraftan, bilim ancak gerçek aydınlarla üretileceği varsayımından hareket ettiğimizde sorunlarımız daha da derinleşmektedir.