Hükümet bir tür seçim malzemesi haline dönüştürdüğü ve aylardır sır gibi sakladığı kamuda görevli taşeron işçilerin kadroya alınması düzenlemesini nihayet açıkladı. Yandaş basının konuya ilişkin gelişmeleri sürekli müjdeli haber başlığıyla sunduğu bu düzenleme elbette ki beklentileri karşılamadan son derece uzak.
Aslında bu sürpriz bir sonuçta değildi. Çünkü taşeron işçi kullanmanın temel amacı düşük maliyetle iş gücü temini ve Hükümetin 14 yıllık icraatında taşeron işçiliği tavan yapmış vaziyetteydi.
Akla ilk gelen soru taşeron işçilik bu denli olumsuzluklara yol açan bir uygulama iken niçin sizin icraatınızda bu kadar arttı. Şimdi niye bu sistemden vaz geçiyorsunuz? (Kamuda son derece yaygın olan taşeron işçilikle ilgili ihalelerin kimlere verildiği gibi sorularda akla gelen sorular tabi ki bu arada)
Hükümetin mevcut ekonomik koşullarda bütçeye ilave yük getirecek ve tüm taşeron işçileri gerçek anlamda kamu çalışanı haline getirecek bir düzenleme yapmasını beklemek gerçekten hayal olurdu. Sonuçta ortaya ileride yine sorunlar yumağı haline dönüşecek bir kadrolaşma çıktı.
Öncelikle kamu alanında personel politikasını yakından ilgilendiren böyle bir konunun artık yasa yapma konusunda meclisi devre dışı bırakmayı adet haline dönüştüren AKP hükümetince yine bir KHK ile hayata geçirilmesi kabul edilemez.
Yangından mal kaçırırcasına konunun tüm boyutları ile mecliste tartışılmadan sanki olağanüstü hali ilgilendiren bir konu gibi gibiymiş gibi KHK ile geçirilmesinde amaç son derecek açık. Yaptıkları düzenlemenin gerçek bir kadroya alma olmadığına muhalefetten, sendikalardan gelecek eleştiri ve itirazları bu yolla engellediler.
Bu düzenlemenin gerçek bir kadro düzenlemesi olmamasının sebeplerine gelecek olursak her şeyden önce kapsam bakımından şu anda pek çok kamu kuruluşunda çalışan taşeron işçisi dışarıda kaldı.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ve bağlı ortaklıklarında çalışan taşeron işçiler kapsamda değil, Belediyeler, il özel idareleri ve bağlı kuruluşlarda çalışanlar ise kamu işçisi olarak kadroya alınmayacak. Bu işçiler belediye şirketlerinde işe alınacak.
Öte yandan kadroya alınacak taşeron işçileri sadece personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştırılanlar olacak. Anahtar teslimi ihale yoluyla kamudan iş alan şirketlerde çalışanlar (ki bunların önemli bir bölümü fiili taşeron işlevi görmektedir) kadroya alınmayacak. Özetle taşeron işçisi olarak çalışanların önemli bir bölümü kamuda kadroya alınmayacak. (*)
Kapsam sorununun yanı sıra sınav, güvenlik soruşturması,
İşçi kadrosuna alınacaklarda memuriyet şartlarının aranması,
Kadroya alınmak için dava haklarından vaz geçilme zorunluluğu ve ileride dava açmama taahhüdü verilmesi koşulları aranılacak.
Diğer taraftan kadroya geçirilenler eski ücretleri ile (taşeron kadrosundaki) çalışmaya devam edecekler. Bu da doğal olarak eski kadrolularla aralarında ücret yönünden fark yaratacak.
Özetle hükümet tam da kendisine yakışacak bir icraata daha imza attı. Anti demokratik yöntemlerle yasama organı olan meclisin yetkisindeki böylesi önemli bir konuyu ilgili kuruluşların ve kamuoyunun bilgisi dışında, kapalı kapılar ardında ben yaptım oldu anlayışıyla usulsüz bir biçimde KHK ile yasalaştırdı.
Halkımız konunun arkasındaki gerçekleri görmeli ve kendisine bir lütufmuşçasına sunulan bu aldatmaca kadro masalını tüm gerçekliği ile görmelidir. Ana muhalefet partisi bu yasanın iptali için süratle Anayasa mahkemesine gitmelidir.
(*) Aziz Çelik (Bir gün Gazetesi)