Kimi kuruluşlar ve basın-yayın organları kimi ölçütlere göre şirketleri sıralayarak çizelgeler hazırlamaktadır. Bunlardan biri de Amerikan Fortune dergisidir.
Ara not olarak belirtelim, derginin Fortune 500 Türkiye çalışmasının oluşturulduğu ilk 2 yıl akademik koordinatörlüğünü yürütmüştüm.
Fortune dergisi 1 Ağustos tarihli olarak piyasaya sürdüğü sayısında Küresel (Global) 500 Büyük Şirket (kısaca KBBŞ) sıralamasını yayınladı.
KBBŞ sıralaması her ne kadar satış gelirlerine (tutarına) göre yapılıyorsa da çizelgelerde kârları, varlıkları (aktifleri) ve çalışan sayıları da veriliyor.
Bu sıralamada şirketlerin 31 Mart 2016da ya da daha önce sona eren malî yıldaki toplam gelirleri (hesaplanma tekniği için bkz. dipnot 1) esas alınıyor.
Sıralama çalışmasına ilişkin genel bulgulara bakalım öncelikle:
KBBŞin toplam gelirleri Dünya Gayrisafi Yurtiçi Hasılasının (GSYH) yüzde 37,8ine denk düşmüş, bir önceki yıl bu rakam yüzde 40,1 imiş. 1995ten bu yana son 20 yıllık süre gözönüne alınırsa KBBŞin büyümesi Dünya GSYHsının büyüme oranının altında!
Bu yıl çizelgeye 23 yeni şirket girmiş.
KBBŞin istihdam ettiği 67 milyon kişinin yaklaşık yüzde 10,3ü olan 6,8 milyon kişi bankalarda (ticari ve mevduat bankalarında) çalışıyormuş. Eh, ne de olsa finansallaşmış kapitalizmin billur kasesi KBBŞ!
KBBŞin özsermaye tutarları toplamı iki yıldır düşüyor eşdeyişle eriyor. Geçen yıl yüzde 2,6 erimeyle 14,7 milyara düşmüş!
KBBŞnin toplam gelirleri, 2010 yılından bu yana ilk kez gerilemiş gözüküyor. 2014 malî yılında 31,2 trilyon dolar olan toplam satış geliri 2015 yılında yüzde 11,5 oranında azalarak 27,6 trilyon dolara düşmüş. Toplam kâr da yüzde 11,2 oranında azalmış ve 1,48 trilyon dolara gerilemiş.
Bu gerilemenin nedenlerine bakıldığında, ABD şirketlerinin değerlenmiş doların da etkisiyle dışsatım miktarlarındaki düşme nedeniyle gelirlerindeki azalma, Çin ekonomisindeki yavaşlama ve iç piyasaya yönelme, (petrol fiyatlarında Rusyaya karşı yumuşak güç kullanımı bağlamındaki kasıtlı)fiyat düş(ür)meleri nedeniyle petrol şirketlerinin gelirlerinin azalması hemen göze çarpıyor.
McKinseyin araştırmasına göre, malların küresel akışının dünyanın GSYİH içindeki payı geçen yıl sabit kalmış (% 24,6). Oysa ki, 1985-2008 arasında bu oran %13,8den yüzde 26,6ya çıkmış! Yine aynı kuruluşun araştırmasına göre, sınırlararası sermaye akışı 2008 bunalımı öncesinde 25 yıl boyunca dünyanın GSYİHdan daha hızlı artmış: 1980de 0,5 trilyon dolar iken 2007de 11,9 trilyon dolara yükselmiş! Ancak o günden beri 5,2 trilyon dolar (% 57) azalmış! Mallar dolaşmıyor, para dolaşmıyor, peki dolaşan ne? Galiba bilgi? Yani? Herhalde küreselleşmenin içeriği değişti ve Gelecek Kodu ve 2050 kitaplarının yazarı gelecekbilimci David Passigin dediği gibi dijital küreselleşme evresine geçiyoruz. 2005-2012 arasında sınırlararası el değiştiren online veri miktarı 18 kat artmış Information Weeke göre! 2025e dek yüzde 700 daha artacakmış. Peki bu akışın etkisi nedir derseniz, McKinseye göre, 2014te 7,8 trilyon dolarlık bir değer yaratan bir etki, bu da dünyanın GSYİHnın yüzde 10una denk geliyor!
Kimbilir belki kadın CEOların KBBŞdeki sayılarının bir önceki yıla göre 14ten 12ye düşmesinin etkisi de vardır!
Ayrıca son iki yılda yüzde 20 dolayında kur artışı gösteren dolar nedeniyle, ABD kaynaklı olmayan şirketlerin gerçek başarıları, KBBŞ çalışmasında gelirler yıllık ortalama kurdan ABD dolarına çevrildiğinden ciddi biçimde gölgelenmiş. Aşağıdaki 2014-2015 Satış Gelirlerindeki Artış Tablosuna bakalım:
Tablo KBBŞ bağlamında iktisadî eksenin Asya ve Ortadoğuya kaydığını net olarak gösteriyor.
Chicago Üniversitesinden Peterson Enstitüsüne dek birçok kurumdan çok sayıda akademisyen ve araştırmacı, ABD Dolarındaki değerlenmenin iki yıl daha sürmesini bekliyorlar. Bu durumun, ABDnin ticaret açığının GSYİHya oranının yüzde 3ten 5e çıkmasıyla, ekonomik büyümesini % 0,4 düzeyinde aşağı çekerek ciddi bir gelir ve istihdam yitimine yol açacağı bekleniyor. ABD şirketlerinin yüksek değerli dolarla satış yaparken miktarsal olarak pazar payı yitirerek rekabet gücü yitimine uğraması da beklentiler arasında. Bu arada ABDye dışsatımda bulunan şirketler, dolar cinsinden fiyatları düşürürlerse, ABD şirketleri kendi ülkelerinde de pazar payı yitimine uğrama tehdidi ile de karşı karşıya kalacaklar!
Bu durumlar, küresel ticarete karşı korumacılığın gelişimi düşüncesini (gümrük ve gümrük dışı dış ticaret engelleri, komşularla yerel para birimiyle veya geliştirilen dolar dışı ortak para birimleriyledış ticaret vb. uygulamaları) körüklüyor.
ABDli şirketlerin klasik çıkış yolları, maliyet tasarrufu ve kuşkusuz başta işçi çıkarmalar. İşçilik maliyet tasarruflarında dünyaca ünlü bir şirket var: WAL-MART STORES!
Bkz. Wal Mart işçileri eylemde - Emek Dünyası (15.12.2012) - YouTube
20 yıldır çizelgede yer alan ve iki yıldır sıralamada birinci olan Walmart sırasını yine korumuş.Bu yıl da 482.130 milyon dolar gelir ile çizelge birincisi. Kârı da 14,9 milyar dolar! Finansallaşan kapitalizmde son dönemde ortaya çıkan eğilimlerden biri de Walmartism. Kısaca açıklarsak, sanayi şirketlerinin (örnekse P&G) parekende şirketlerine (örnekse Walmart) hükmetmesi biçimindeki ilişkinin tersine dönmesi! Bu konuda Charles Fishmanın yazdığı ve dilimize de çevrilen WAL- MART ETKİSİ adlı kitabı okumanızı salık veriyoruz.
Türkiyedeki parekende kesimine giren yabancı sermayenin büyüklüğü dikkatinizi çekmiş olmalı zaten!
Ayrıca Çinin ikinci büyük online parekende şirketi JD.com Inc. de bu yıl çizelgeye ilk kez girmiş (366. sırada).
33 ülkeye dağılanKBBŞnin ülkelere göre ayrıntılarına bakalım:
ABD 134 şirket (toplam gelir 8.467.053,3 milyon dolar),Avustralya 8 şirket, Avusturya 1 şirket, Belçika 2 şirket,Britanya 25 şirket (1.146.394,7 milyon dolar), Britanya / Hollanda 1 şirket, Kanada 11 şirket, Danimarka 1 şirket, Fransa 29 şirket, Almanya 28 şirket (1.872.881,9 milyon dolar), , Endonezya 1 şirket, İrlanda 1 şirket, İtalya 9 şirket, Japonya 52 şirket (2.577.658,2 milyon dolar), Lüksemburg 1 şirket, Malezya 1 şirket, Meksika 2 şirket, Hollanda 12 şirket, Norveç 1 şirket, Polonya 1 şirket, Suudi Arabistan 1 şirket, Singapur 3 şirket, Güney Kore 15 şirket, İspanya 9 şirket, İsveç 3 şirket, İsviçre 15 şirket, Tayvan 7 şirket, Tayland 1 şirket, Türkiye 1 şirket (25.515,2 milyon dolar ile Koç Holding), Birleşik Arap Emirlikleri 1 şirket.
BRIC ülkelerini (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) toplayalım: Brezilya 7 şirket (360.381,2 milyon dolar), Rusya 5 şirket (316.947,2 milyon dolar) ,Hindistan 7 şirket (265.069,9 şirket), Çin 103 şirket ( 5.885.017,5 milyon dolar). Toplamda 122 şirket. ABDden sadece bir düzine az, hepsi o kadar! BRICin yanına Türkiyeyi de (1 şirket: 25.515,2 milyon dolar ile Koç Holding) koyarsak fark bir futbol takımı sayısına düşüyor! Gelirler toplam tutarındaki makas da giderek kapanıyor, pek fazla fark kalmamış!BRIC ülkeleri toplamı ile AB ülkeleri toplamını karşılaştırdığımızda da rekabet keskin! Özelde Çine ait bir şeyler belirtelim: 10 yıl önce KBBŞ çizelgesinde sadece 19 şirket ile yer alırken bu yıl bu sayı 103e ulaşmış ve ilk şirketi sıralamada ikinciliği almış! Gelirler sıralamasında ilk 10a giren şirketin üçü Çinden ve büyük paydaş olarak kamu şirketleri!Gelirler iyi de ya borçlar? Çinde toplam borç 2008de GSYHnın yüzde 150si iken bugün kimi hesaplamalara göre yüzde 225e hatta kimilerine göre yüzde 260a çıkmış. 150 bine yakın kamu şirketlerinin borçları ve geri dönmeyen kredilerinin ciddi bir sorun olduğu da belirtilen hususlar arasında. Beri yandan hükümetin olası bir kredi-bankacılık bunalımında sisteme pompalayacak yeteri kadar paraya sahip olduğu da vurgulanıyor. Örnekse, geçen yıl borsayı ayağa kaldırmak için akıtılan 200 milyar dolar!
Kâra göre sıralamada ise ilk 10 şirketin beşi ABD şirketleri, dördü Çin şirketleri, biri de Japon şirketi Toyota. Kâr sıralamasında Apple 53.394 milyon dolar ile ilk sırayı almış, kâr miktarındaki değişimin yüzdesi ise yüzde 35,1.
Hem gelirlerini hem de kârını en çok arttıran şirket ise SK Holdings. Gelirler sıralamasında 294. sırada yer alan bu Güney Kore şirketi, gelirlerini yüzde 1418,7 oranında, kârını da yüzde 3810,3 oranında artırarak her iki değişim oranı sıralamasında birinciliği almış. Bu şirketler grubunun adındaki SK, Güney Koreden (South Korea) gelmiyor, grubun ilk kuruluşdaki tekstil şirketi Sunkyongdan geliyor. Güney Korenin dördüncü büyük aile şirketi (=chaebol). Kore Savaşının hemen ardından hükümetin sektör öncülüklerini şirketlere dağıtarak belirlediği dönemde ortaya çıkmış. Samsung, Hyundai veya LG gibi çok bilinen bir Güney Kore şirketi değil. Belki de enerji-kimyasallar, yarıiletkenler-teknoloji odaklı çalıştığı için. Gerçi üçüncü öbek olarak pazarlama ve hizmetler alt öbeği de var gruptaki toplam 95 şirketin. Güney Korenin en büyük telekom operatörü. Aslında Samsungdan sonra dünyanın 2 numaralı yonga (chip) imalatçısı, belki de kullandığınız dizüstü bilgisayarda bu şirketin yongaları var. SK Groupun Türkiyede de Doğuş Grubu ile birlikte ortak olduğu bir yatırım şirketi var: DGSK.
Şimdi sıralamada farklı ölçütlere göre ilk 10 şirketlere de bir bakalım.
Yazıyı sonlandırmadan bir de soru atalım ortaya. Acaba geliri ya da kârı en çok olan şirketler aynı zamanda en değerli markaların da sahibi mi?
Marka değerleme yaparak sıralama yapan şirketler ve kurumların sayısı da oldukça fazla, örneğin Forbes, Interbrand vb.
Örneğin Forbesin yaptığı marka değeri sıralamasında ilk sırada Apple var (marka değeri geçen yıla göre yüzde 6 artarak 154,1 milyar dolar olmuş), ikinci Google (82,5 milyar dolar), üçüncü Microsoft (75,2 milyar dolar), dördüncü Coca Cola (58,5 milyar dolar), beşinci Facebook (52,6 milyar dolar), altıncı Toyota (42,1 milyar dolar), yedinci IBM (41,4 milyar dolar), sekizinci Disney (39,5 milyar dolar), dokuzuncu McDonalds (39,1 milyar dolar), onuncu ise 36,7 milyar dolar marka değeriyle General Electric (GE).
Intrebrand şirketinin yaptığı sıralamadaki ilk 10 ise şöyle: Apple, Google, Coca Cola, Microsoft, IBM, Toyota, Samsung, GE, McDonalds, Amazon.
Yukarıdaki marka değerleri itibariyle ilk 10a giren şirketlerden sadece ikisi Tablodaki şirketlerle örtüşüyor: Toyota ve Apple! Niye acaba? Bu sorunun yanıtını bulmayı da okura bırakalım! Interbrande göre en değerli marka olan Appleın ürünlerini kullanarak ikinci en değerli marka olan Googleda araştırın bakalım!
Dipnot (1):Toplam gelir rakamları, şirketlerinkendi sürdürülen faaliyet gelirlerinin yanısıra, yavru şirketlerinden elde ettikleri ve konsolide edilen gelirleri ve raporlanan sürdürülmeyen faaliyetlerinden elde ettikleri gelirleri kapsar; dolaylı vergileri kapsamaz. Bankalar için bu gelir rakamı, brüt faiz gelirleri ve brüt faiz dışı gelirlerinin toplamı olarak hesaplanmıştır. Sigorta şirketleri için bu gelir rakamı, primler ve yıllık geliri, yatırım geliri, gerçekleşmemiş sermaye kazancı ya da zararını ve diğer gelirleri içerir; mevduatı kapsamaz.