Fransada Macronun sağcı hükümetine karşı “Sarı yelekli” (Gilet Jaunes) protestocular, art arda beşinci Cumartesi de sokağa çıktılar.
Paris'te çıkan olaylarda polis göz yaşartıcı gaz kullandı, 100'e yakın kişi gözaltına alındı.
Ama hiç bir şey şu an Protestocuları yıldırmıyor.
Fransa'da başlayan bu kitlesel eylem son yıllarda Avrupa'nın bir refah ülkesinde varlık içinde yokluğa karşı başlatılan belkide en anlamlı ve haklı bir isyan, başkaldırıdır.
Fransa Devlet Başkanı Macron’un akaryakıt vergisi zamlarını geri alma sözü ve özür dilemeside işe yaramayıp, protestoları sona erdirmediği gibi Protestolar sosyal medyadan yapılan çağrılarla komşu Hollanda ve Belçika'ya da sıçramış durumda.
Yaşadığımız Almanya'ya sıçrarmı bu olaylar bilinmez ama Sarah Wagenkecht adlı Sol Parti Fraksiyon Sözcüsünün kurduğu '' Ayağa Kalk-Aufstehen '' adlı insiyatifin Münih'te organize ettiği Protestoya ikiyüz kişi gelmişti.
Fransa'da neden bu insanlar sokaklarda?
Fransa'da Sarı Yeleklilerin talepleri bugün tüm dünyadaki emekçiler içinde geçerlidir.
Avrupadaki bilinçli insanlar artık gelir dağılımdaki makasın açılmasını, yoksulluğun ve askeri harcamaların artmasını,yükün kendilerine binmesini, faturanın kendilerine çıkarılmasını istemiyorlar.
Bu eylemler başarıya ulaşır, talepler karşılanırsa Avrupa'nın demokratikleşmesine de büyük katkı katkı sunacaktır.
Sarı Yeleklilerin eylemleri bir 'Dip Dalgası'dır.
Protestocular, ısrarla Başbakan Charles Michel’in istifasını talep ediyor.
Alman televizyonunda izlemiştim Sarı Yelekli bir Fransız hemşire “Zenginden alıp Yoksula vermeliyiz artık, geçinemiyoruz” diyordu.
Evet bu coğrafya diğer coğrafyalara göre daha ileri daha varlıklı ama buralardada pasta eşit dağıtılmıyor.
Burda da bugün bambaşka bir yoksulluk, sefalet var.
Avrupa da bugün bir çok Alman, Fransız, Türkiyeli yada başka uluslardan emekçiler yazın Akdenizde yada kendi ülkelerinde tatil yapabilmek, daha iyi bir arabaya binebilmek, elektrik faturasını, sigortasını ödeyebilmek, çocuklarını okutabilmek için bir kaç işe birden gidiyorlar.
Erken yada diğer Emekliler, Sosyal yardım alanlar zar zor geçiniyorlar. Yaşam pahalılığından kaçan bir çok emekli bugün neden İspanyada, Türkiyede Alanyada, Bulgaristanda, Romanyada yaşıyor anlamak gerek.
70 yaşındaki Fransız emekli Paloma Fransız hükümetinin emekli aylıklarında kesintiye gitmesine ve yaşılıkta yoksulluğa karşı sokağa çıkıyor ve '' bu yaşta ben hala yalvarmak zorunda mıyım'' diyorsa iyi düşünmek lazım.
Fransa' da farklı sosyal sınıflardan özelliklede dar gelirliler yeter artık diyor.
Protestolar her ne kadar sağcıların öncülüğünde başlamışsada kitlelerin bugün en az yarısı demokratlardan, kadınlardan oluşuyor. İlerici Türkiyelilerde protestolarda ön saflarda yer alıyorlar.
Hatta sosyal medyada gördüm protestoya katılan bir Adanalı duvara '' kahrolsun Havyar yaşasın kebap yazmıştı''.
Paris sokaklarındaki Protestolarda bugünler Enternasyonal marşını ve II. Dünya savaşında İtalyan Partizanların söylediği ünlü şarkı '' Çav Bella'yı '' dinleyebilirsiniz.
Duyarlı ve cesur insanlar artık palavralara doymuş durumdalar ve doğrudan demokrasi istiyorlar.
İnsanlar geçimlerini sağlayamıyorsa bu işin artık sağı, solu kalmamıştır.
Modern köleliğe karşı en geniş kesim o nedenle Fransa'da birlikte mücadele vermektedir.
Fransa da Sarı Yelekliler Hareketininin bölgesel önderlerinden Christophe Ledoux TV'de , “ Hepimiz farklı politik çizgilerden gelsek, farklıda düşünsekamacımız ortak. Eylemlerin bir medya grubu yada politkacı tarafından üstlenilmesini istemiyoruz. Biz tam bağımsız kalmak istiyoruz'' diyor.
Bugün Macron artık meşruiyetini kaybetmiştir. Onun poliside acımasız saldırıyor ama hepsi nafile çünkü Fransadaki halkın ezici çoğunluğu Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macronun Para imparatorluğuna, politikasına hayır diyor.
Fransadaki eylemlerin tek hoş olmayan yanı o yağmalama görüntüleri ve bazı protestocuların şiddeti ama bunu yapanlar çok küçük bir azınlık provakatördür diye düşünüyorum.
Hakları, daha iyi bir yaşam, sadaka, kırıntı değil ekmeğin tamamı için sokağa dökülen, direnen onurlu ve cesur bu insanlara selam olsun.
Aşk ile
Mehmet Tanlı