28 Şubat sanığı albaydan Erdoğana mektup var!

Nahit Duru

12 Şubat günü devam edilecek olan, 28 Şubat davası sanıklarından emekli Albay Alican Türkten bir e-posta aldım. Aslında bu ileti, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana mektup olarak 1 Şubat günü gönderilmiş. Türk; Erdoğana, Danışmanlarınız 28 Şubat davası ile ilgili olarak mutlaka size bilgiler veriyordur, ama doğrusu tıpkı yanıldık dediğiniz diğer konular gibi bu dava konusunda da yanıltılmaya çalışıldığınızı hissediyorum diyerek, bu konuda da yanıltıldığını ifade ediyor.

Türtk, mektubunda; yaklaşık 6 yıldır süre 28 Şubat davasının "ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezası istenen sanıklarından biri olduğunu hatırlattıktan sonra, 12 Nisan 2012 tarihinde gözaltına alındım, tutuklandım, Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevine kondum, tam 14 ay sonra tahliye oldum diyor.

Kendisine yüklenen suç tarihinde yüzbaşı olduğunu, üretilmiş bir CDde adının Batı Çalışma Grubu personeli olarak geçtiğini vurgulayan Alican Türk, mektubuna şöyle devam ediyor:

Masumiyetin verdiği güçle ve inatla - icabında cezaevinden çıkmama pahasına dahi olsa - karşı karşıya kaldığım haksızlık ve adaletsizlikle mücadele etmeye karar verdim. Önce, doğru dürüst hatırlamadığım, detaylarını bilmediğim 28 Şubatı ve o dönemin gelişmelerini öğrenmeye çalıştım, okudum, araştırdım. 28 Şubatla yatıp kalkar oldum. 10 Ocak 2018de 96ncı celsesi tamamlanan davanın 95ine katıldım.

Türk, Başbakanlık döneminde Eylül 2012 ve Nisan 2013 tarihlerinde Erdoğana iki ayrı bilgilendirme mektubu gönderdiğine de vurgu yaptıktan sonra, şunları yazıyor:

Danışmanlarınız 28 Şubat davası ile ilgili olarak mutlaka size bilgiler veriyordur, ama doğrusu tıpkı "yanıldık" dediğiniz diğer konular gibi bu dava konusunda da yanıltılmaya çalışıldığınızı hissediyorum. Samimi duygularımla böyle düşünüyorum. Ve bu vesileyle, bugüne kadar görülen 96 duruşmanın 95ine katılan ve atılı suçla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen hakkında ağırlaştırılmış müebbet cezası istenen bir sanık olarak, izninizle dava ile ilgili bazı gerçekleri bir de ben anlatmak, bazı önemli gördüğüm hususlara da dikkatinizi çekmek istedim.

Emekli Albay Alcan Türk, bu davaya FETÖnün her yerini soktuğunu ifade ettikten sonra, mektubunda 28 Şubatın gelişimi ve sonuçları ile ilgili ayrıntılı bilgi veriyor.

Türk, soruşturmanın başlama sürecinin, Ergenekon, Balyoz vb. kumpas davaları gibi olduğunu, o davaların Mehmet BARANSU gibi bir "bavulcusu" varsa, burada da sözde kendisine ulaştırılan bir klasör belge ve CDyi savcılara teslim eden Tamer Tatar adında bir "paketçisi" olduğunu yazıyor.

Tamer Tatarın ise Aralık 1997de "Fethullah Gülen Nur Cemaati üyeliği" gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edildiğini, Savcı Fikret Seçenin de FETÖcü suçlamasıyla hala arandığına vurgu yapıyor.

Seçenin dosyaları teslim etiği savcı Mustafa Bilgilinin "Kozmik Oda" soruşturmasının savcısı olduğunu, 15 Temmuz "ihanet kalkışması" sonucu FETÖ üyeliği gerekçesiyle hem savcılıktan ihraç edildiğini, hakkında yakalama kararı çıkarıldığını, yaklaşık 4 aylık bir firar döneminden sonra sahte bir kimlikle Ankarada yakalandığını anlatan Türk, olayda adı geçen,

TÜBİTAK bilirkişilerinin, Genelkurmay Adli müşaviri Albay Muharrem Kösenin, FETÖ irtibatlı olduklarının saptandığını yazıyor.

28 Şubat davasının, neresinden tutulursa, lime lime elde kaldığını söyleyen Türk, Erdoğana 28 Şubat davasını sahiplenmemesi gerektiğini hatırlatıp, gerek başbakan, gerek Cumhurbaşkanı sıfatı ile yaptığı konuşmaların mahkemeyi etkileyici nitelikte olduğunu ifade edip, mektubunda şu görüşlere yer veriyor:

Son zamanlarda bu söylemler iyice sıklaştı. 27 Aralıktaki Afrika gezisi sırasında 28 Şubat hakkında yargılama sürecinin tekrar başladığını, bu davada bazılarının beraat ettiğini söylediniz. Şaşırdık. Oysa ne yargılama yeni başlıyordu ne de birileri beraat etmişti. (Doğrusu danışmanlarınızın sizi yanılttığı ilk o zaman aklıma geldi.)

Hele en son 11.01.2018 tarihinde 43. Muhtarlar Toplantısında yaptığınız konuşmada bu kez 28 Şubat cuntacılarının yeni bir kardeş kavgası çıkarmak için kurdukları tuzakları milletimizle birlikte birer birer bozduk. sözüyle açık açık 28 Şubatın bir cunta hareketi olduğunu ilan ettiniz.

Sizden cesaret alan Başbakan Binali Bey de aynı gün Adalet Şurasında yaptığı konuşmada diyerek 28 Şubatı darbe, halen yargılanan bizleri darbeci olarak gördüğünü hem kamuoyuna hem de davaya bakan hâkimlere ilân etti…

…02 Eylül 2013te 28 Şubat Davasının mahkeme safahatı başladı. 5-6 ay sonra değerli kızlarınız Esra ve Sümeyye Hanımlar katılan olarak mahkemeye başvurdular. 28 Şubat döneminde biri 16 diğeri 12 yaşında olan kızlarınızın müdahilliklerinin Mahkeme Başkanı tarafından kabul edilmeme şansı var mıydı bilemiyorum. Ama bu girişim de bize sizin bu davanın taraflarından biri olduğunuzu gösterdi.

Türk, Batı Çalışma Grubunun kuruluş amaçlarını da anlattığı mektubunda Erdoğanın yanlış bilgilendirildiğinin altını çiziyor.

Son 16 yılda hukuk sisteminin siyasallaştığını toplumun her kesimince kabul gördüğünü mektubunda yazan emekli Albay, bu mektubunun son bölümünde şu görüşlere yer veriyor:

Çok kıymetli zamanlarınızı aldığımın farkındayım. Ancak, yukarıda da dediğim gibi, ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen bir vatandaş olarak, ülkenin hukuk sistemine inancımı, güvenimi tamamen yitirmeme ramak kaldığı için bu satırları yazdım. Ve ayrıca, yine yukarıda değindiğim gibi, danışmanlarınızın verdikleri bilgilerin gerçeği yansıttığından pek emin olamadığım için 28 Şubat davası ile ilgili gerçekleri bir de ben kendim size anlatmak istedim. Bütün mesele bundan ibarettir.

Bu mektubu okuyunca, FETÖ yapılanmasının sona erdiğini iddia etmek olası mı? Bilemiyorum…