3 Temmuz 2011 ''Şike Davası'' | Fenerbahçe direnişin başlangıcı oldu

Nahit Duru

Fetullahçı Terör Örgütü'nün(FETÖ) polise, adliyeye yerleştirilen elemanları, bunların maşası medya mensupları aracılığı ile Fenerbahçe'ye ve Başkan Aziz Yıldırım’a kurulan kumpasın yıldönümü…

Çağlayan Adliyesi'nden, Silivri’ye, Silivri’den Metrisê, Metris’ten Çağlayan’a, bir Bağdat Caddesine, Ankara Anıt Park’a, Kadıköy İskele meydanına… 

Yıldırım’ın tahliyesinin ardından 600 bini aşkın yurttaşın katıldığı Anıt Kabir ziyareti… 
Başkan  Aziz Yıldırım’ın  “Anıt Kabir Şeref Defteri”ne “yolun yolumuz, andın andımızdır” yazışı…
Aziz Yıldırmın dik duruşunu destekleyen Fenerbahçeliler…
Kazım Karabekir'in 71 yaşındaki kızı Timsal Karabekir’in, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan başta olmak üzere Ergenekon davasında yargılanan çok sayıda ismin haksızlığa uğradığını belirtip, "Fenerbahçe kadar olamadık" demesi…
Ve Aziz Yıldırımın ilk günden itibaren haykırışı:

'NE ŞİKESİ, MEMLEKET ELDEN GİDİYOR'
İktidarın, bu feryatlara kuağını tıkayışı… O günlerdeki ortağı FETÖ'ye toz kondurmadığı gibi, başbakanın  FETÖ savcılarınca açılmış bazı davaların  'savcısı' olduğunu ilan edişi…

Bugünün firarisi Savcı Zekeriya Öz’ün altına zırhlı araç verilişi…

Fenerbahçe ve Başkan Aziz Yıldırım’ın sözde şike ve  Ergenekon, Casusluk gibi kumpas davalarını iktidarın ucu kendisine dokunana kadar destekleyişi…
Ortaklığın bozulduğu güne kadar bu desteğin sürmesi… 

Zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çocukları ile, bakanların çeşitli telefon konuşmalarının FETÖ tarafından medyaya sızdırılışı…

17-25 Aralık tarihinde AKP – FETÖ ortaklığının sonlanışı…

Kumpas davalarındaki adalet  arayışını, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı ADALET yürüyüşü ilişkilendirip, özetle şunları anımsatmışım:
“FETÖ ile mücadele ilk günden beri, Aziz Yıldırım’a, Fenerbahçelilere ve Ergenekon, Balyoz, Casusluk adı verilen davalarda yargılanan insanların yakınlarına kalmıştı.
Bu gruplar, iktidarla FETÖ'nün ortak hareket ettiğinden kuşku duymuyorlar, her şeye rağmen, mücadelelerini kararlılıkla sürdürüyorlardı.

Fenerbahçe olayı ise direnişin başlangıcı olmuştu…

Temmuz 2011 sabahının ilk saatlerinden itibaren başkanı, yönetimi, sporcusu, taraftarları ile FETÖ'nün  gerçek yüzünü göstermek için başlatılan Fenerbahçe'nin büyük direnişi…

Fenerbahçe Futbol takımının şike yaptığı iddia ediliyordu, ancak hangi takımla şike yaptığına ilişkin belge ve bilgi yoktu.

Sonuçta, büyük Fenerbahçe direnişi ile;  bu davanın kumpas olduğu, FETÖ'nün gazetecileri, medya kuruluşları, savcıları, hakimleri ve polislerince düzmece belgelerle, ortaklaşa hazırlandığı ortaya çıkıyordu.

Bu FETÖ yanlısı görevliler, yanlarına Futbol Federasyonu yöneticileri ile birlikte bazı Futbol Kulüp başkan ve yöneticilerini de alarak algı operasyonuna kalkmışlardı.

Ne var ki, bu kulüp yöneticilerinin önemli bölümü sırtlarını dayadıkları savcı, hakim, emniyet yetkilisi ve gazetecinin tutuklanmasından ya da yurt dışına kaçmasından sonra görevlerini bırakmak zorunda kalmıştı. Görevde kalanlar da, hemen FETÖ karşıtı olmayı başarmışlardı.

Şimdi, belki de bu hareketin tetiklediği ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı büyük ADALET yürüyüşü her gün katılımcı sayısı artarak sürüyor.”

3 Temmuz BÜYÜK DİRENİŞİ, çeşitli direnişlere olduğu gibi, ADALET yürüyüşüne de ilham vermişti.

Ülkemiz halkına,  dayanışmanın, birlikteliğin örneğini gösteren, direnişi sevdiren 3 Temmuz başkaldırışı…

Bugün ise, Aziz Yıldırım ve bir avuç  tarafından yürütülen mücadele…

Keşke, mücadeleye başkaları da destek verebilseydi…

Yıldırım’ı yalnız bırakanlar utansın…