Aklıma İsmet Paşa'nın sözü geldi: Hadi canım sen de!

Nahit Duru

Nasıl bir ülkede yaşıyoruz, düşünebiliyor musunuz.

Belirli bir yaştan -65 yaşından- sonra birine vekaletname verecekseniz noterin, tapu işleminde müdürün canı isterse, sizden “fiili ehliyetiniz olduğuna dair” doktor raporu isteyebiliyor.

Ama, bu ülkede 65 yaş üstü biri milletvekili, bakan, meclis başkanı, cumhurbaşkanı olurken “fiili ehliyeti” var mı yok mu diye sorgulanıp, doktor raporu aranmıyor.

Bu kişiler, ülkenin geleceğini belirleyen yasalar çıkarıyor, uluslararası anlaşmalara imza atıyor, onaylıyor… Buna rağmen herhangi bir doktor raporuna gerek duyulmuyor. Yeter ki, siz vekaletname vermeye, özel malınızı satmaya veya evlenmeye kalkmayın…

Tapu Sicili Tüzüğü’nün 19’uncu maddesi ile Noterlik Kanunu Yönetmeliği’nin 91’inci maddesine göre rapor isteme yetkisi tapu müdüdürüne ve notere verilmiş.

Bu yetkililer dilerlerse doktor raporu istiyor, canları istemezse işlemi raporsuz yapabiliyor.

Önemli bir nokta da, Avrupa Temel Haklar Şartnamesinin 21’inci maddesi yaş nedeni ile ayrımcılığı yasaklıyor. Buna karşın, vekaletname, nikah işlemleri, tapu gibi işlemlerde “akli meleke” raporu istenebiliyor.

Vekaletname için sağlık raporu istendiğinde akli meleke raporu alınmak zorunda, Kişi eğer ne yaptığını biliyor ve vekalet verdiği konulardaki ehemmiyeti biliyorsa olumlu rapor veriliyor. Hastanelerden verilen akli meleke raporu, hastanelerin psikiyatri bölümlerinden alınıyor.

Hastanelerden akli meleke raporu almak içinse noterden alınan yazı gerekiyor. Noter veya tapudan alınan yazının yanı sıra, nüfus cüzdanının aslı, fotokopisi ve iki adet fotoğraf ile hastaneye başvurup gerekli işlemi yaptırıyorsunuz.

Diğer konularda aile hekiminin raporu yeterli oluyor.

Rapor, yalnızca alındığı gün geçerli oluyor. Aynı gün işleminizi yapmaz, yapamazsanız, yeniden rapor almanız gerekiyor. Anlaşılan, sistem kişinin akıl sağlığının yalnızca bir gün doğru işleyeceğini düşünmüş. Ya da yordunu yokuşa sürmek mi amaç?

Öyle görülüyor ki, devletin işlerini sürdürürken, uluslararası anlaşmalarla ülkeyi bağlarken, yapılan anlaşmalar için oy kullanırken 65 yaş üstünde olanlarda akıl sağlığı aranmıyor. Yeter ki, kendi malınızı satmaya, vekalet vermeye ve evlenmeye kalkmayın.

Sizin malınız, evlenmeniz veya atacağınız adım, ulusun geleceğinden de önemseniyor.

Bunları yazarken nedense aklıma İsmet Paşa’nın bir sözü geldi:

Hadi canım sende!”