"Bunlarınki Müslümanlık değil, Emevi dini"
İlk defa duyuyordum böyle bir dinin varlığını...
Bu sözlerin sahibi, nerede ne zaman nasıl tanıştığımızı ikimizin de anımsamadığı büyük kaybımız Prof.Dr. Yaşar Nuri Öztürktü...
1995 yılıydı. Kanal-E televizyonunda program yapıyordum, Öztürk hocamı, eski Diyanet İşleri Başkanlarımızdan, Ecevit hükümetinde 1978de devlet bakanlığı da yapmış Lütfi Doğanı ve aydın din adamlarından İsmail Nacarı davet etmiştim.
Hoca, İstanbul dışında olacağını, ancak hatırım için "adeti olmadığı halde, telefon bağlantısı ile programa katılacağını" söylemişti.
İşte o gece, Yaşar Nuri Hoca "bunlarınki Müslümanlık değil, Emevi dini" demiş, dini siyasete alet eden mürtecilerin - gericilerin - Kuranın dışında yeni bir din yarattıklarını, o nedenle de Kuranın anlaşılmasını istemediklerini açıklamıştı..
Bu görüşe, stüdyo konuklarım da katılmıştı. Telefon bağlantısı ile katıldığı programdan bir kaç hafta sonra da Yaşar Nuri Hocayı canlı yayına almıştım. O gün de uzun uzun anlatmıştı, halkın dini duyguları sömürenlerin iki yüzlülüğünü, laikliğin ne denli önemli olduğunu...
Yaşar Nuri Öztürkü çalıştığım tüm TV kanallarında defalarca konuk etmiştim. Hiç nazlanmazdı, kırmazdı beni. Hatta zaman zaman da o arar yeni kitabını ne zaman konuşacağımızı sorardı.
Dostluğumuz ekran dışında da sürüyordu, buluşup dertleşiyorduk. Milletvekilliği döneminde CHP Genel Başkanı Deniz Baykala kızgınlığını, kırgınlığını anlatırdı uzun uzun. Son görüşmemizde, aynı gazetede yazdığımız günlerde, Kemal Kılıçdaroğluna da kırgın olduğunu dile getirmiş, nedenlerini söylemişti.
KanalB televizyonunda çalışırken kaç kez konuk ettiğimi anımsamıyorum. Yalnız, "Allah ile Aldatmak" kitabını tek programa sığdıramadığımız için iki kez konuk etmiştim.
O, din bezirganlarının söylediklerini, Kuranı Kerime dayandırarak teker teker çürütür, doğruları halka anlatmaya çalışırdı.
Yaşar Nuri Hoca, Mustafa Kemal Atatürke, İsmet Paşaya atılan iftiraların da doğru olmadığını anlatarak, onlar sayesinde Türkiyede müslümanların diledikleri gibi ibadet etmelerinin sağlandığını vurgulayıp durdu. Ne var ki, "Allah ile aldatılanların" tümüne ulaşamadı, ulaştıklarının bir kısmı da aldatanlara inanmaktan vaz geçmedi.
Halka doğruları anlatmaktan vazgeçmeyen biri daha vardı, Yaşar Nuri Öztürk...
O gerçek bir aydın ve din adamı olmanın yanı sıra, bir Atatürkçü, bir Cumhuriyetçi, bir demokrattı.
Öztürk, siyasete de büyük bir hevesle atılmış, ancak, partinin ağa babaları, onu kabullenememişti. Onu aykırı insan diye niteleyip, yapmak istediklerine izin vermemişlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk, konuşmalarının büyük bölümününde her yere cami yapılmasına şu sözlerle karşı çıkacaktı:
" Allahın Resulü diyor ki; Benim peygamberlik dönemimin özelliklerinden biri de, ümmetin nerede temizliğini yaparda Allah ile beraber olmak isterse orada yapar. Nerede namaz kılmak isterse mescid orasıdır. Başka birşey daha var; Kuran diyor ki evlerinizi kıblegah yapın. Barınaklarınızı kıblegah yapın ve oralarda namaz kılın."
Kuranın Türkçe okunmasının, herkes tarafından anlaşılmasının gerekliliğine de vurgu yapan Yaşar Nuri Öztürk bu konuda da şu görüşleri savunuyordu:
"Amaçları, Allah ile kandıracak, orada musallat olacak ve güdümüne alacak. Mercimek soygunları oradan çıktı, deniz feneri soygunları oradan çıktı. 17 Aralıka kadar hepsi oradan çıktı. Tereddüt var mı? Kuran bunları bilir, Kuranı okuyanlar da bunları bilir. Onun için ne yapıyorlar? Kuranı ortadan kaldıramayacaklarını bildikleri için Kuranın okunmasını engelleyecek tedbirler alıyorlar. Bu tedbirlerin en namussuz ve en imansızı da Kuranın tercümesi yapılmaz ifadeleridir. Kuranın tercümesi yoksa manası yok demektir diyen İmamı Azamdır. Ve ondan 13 asır sonra bunu dillendiren kişi de Mustafa Kemaldir. "
O son olarak katıldığı, sevgili arkadaşımız, televizyon ustası Uğur Dündarın Halk Arenası programında, "Atatürkün kaldığı yerden, bıraktığı yerden devam devam edeceğiz" demişti.
Nurlar içinde yatacağına inandığım büyük din adamı, aydın ve Atatürkçü Yaşar Nuri Öztürk hocamız, dostumuz artık yok...
Ancak, onun gibi düşünen Atatürkçü, gerçek aydın din adamlarının bayrağı alıp, halkı aydınlatmayı, din tacirleri ile mücadele etmeyi sürdüreceklerini ummak istiyorum.