"Ancak Osmanlıdan sonra, Türkiyede maalesef bir zulüm tarihi oldu. Bunun adını açık koymak lazım. Öyle oldu ki camilerimiz ahır oldu, yıkıldı, tahrip oldu. Camilerde namaz kıldıracak adam olmadı. Doğru dürüst cemaat yok, imam yok. Çok şükür o zamana göre değişim oldu. Ancak hâlâ manevi oranda camilerimizin içinin boş olduğunu özeleştiri olarak söylüyorum."
Bu sözler, eskiden Has Parti Genel Başkanı olan, daha önceleri de Necmettin Erbakanın neferi olduğunu söyleyen Numan Kurtulmuşa ait.
Kurtulmuşun iddialarına öğrencisi olmakla gurur duyduğum Turgut Özakmanın söyledikleri ile yanıt vereceğim.
Ancak önce bu Numan Kurtulmuşu tanımanızı istiyorum.
-Has parti genel başkanıyken "içimizde sinsi AKPliler var" diyen,
-AKP iktidarını "hırsızlıkla, vatan hainliğiyle, diktatörlükle, Müslümanları katledenlere taşeronluk yapmakla" suçlayan,
-Erdoğanı ve AKPyi Firavun" ve "Karun olmayacağız diye ağır biçimde eleştiren, AKPye ve Erdoğana sürekli suçlama getiren bu kişi ne yazık ki, şimdi Başbakan yardımcısıdır, adı da Numan Kurtulmuştur.
Dün söylediklerinin tam tersini söyleyen, 180 derece dönen Numan Kurtulmuş, boyunu aşarak "Ancak Osmanlıdan sonra, Türkiyede maalesef bir zulüm tarihi oldu." diyebiliyor.
Buna örnek olarak da, Osmanlıdan sonra camilerin yıkıldığı ahır yapıldığı iddialanı gösteren Numan Kurtulmuşa en güzel yanıtı Turgut Özakman hocam vermişi... İşte Onun yanıtı:
Yunanlılar giderken 8-10 bin cami yaktılar… Polatlıdan İzmire kadar bütün köy camileri Cumhuriyetin eseridir. Cumhuriyettir ki, din adamlarını kadrosuna aldı. Bunu yapan; Atatürk. İnsan ona dua etmez mi?.. En tehlikeli cehalet dinde. Dinde cahil olan adamı kullanırsınız. Matematik cahili olursanız, sizi bakkal kandırır. Öbürü çok büyük tehlike.
Kurtulmuş, Özakmanın dikkat çektiği noktayı kullanıyor.
"En tehlikeli cehalet dinde... Dinde cahil olan Adamı kullanırsınız"
Numan bey, akıllı ya, dini kullanıyor. Bu arada yeniden anımsatmakta yarar görürüm.
Kurtulmuşun özlediği Osmanlı gibi, kendisi de, İngilizlerin, Fransızların, Yunanlıların ülkeyi işgalinden rahatsız değil. Yunanlıların Polatlıdan, İzmire kadar 8 - 10 bin camiyi yakmasından ise hiç söz etmiyor.
Cami imamlarına, Cumhuriyetin ilk döneminde devletten maaş bağlandığını da büyük bir olasılıkla bilmiyor, ya da bilmezden geliyor.
Bu zat, terör örgütü PKKnın camilerimizi yakıp yıktığını, buraları karargah olarak kullandığını söylemekten mi utanıyor? Teröristlerin AKP iktidarının gösterdiği müsamaha sonucu buraları silah deposu haline getirdiklerini de görmezden geliyor.
Terör olaylarını sıfırdan alıp bugünlere getirdiklerini, beğenmediği Cumhuriyet döneminde yapılan yatırımları sata sata bitiremediklerini, haksız yere açılan, yakın zamana kadar AKP iktidarının desteklediği "kumpas" davalarında çok sayıda subayın, aydın, gazetecinin, bilim adamının tutuklandığını da söylemiyor hazret.
Bunlara bakınca hangi dönemden utanılacağını, hangi dönemin tarihe "zulum" devri diye geçeceğini anlar diye umuyorum.
Ancak, Onun derdi, Atatürkle, kurduğu Cumhuriyetle, yakın arkadaşı İsmet İnönüyle.
Boşuna çenesini yorup, saldırmasın. Susmak zorunda bırakılır.
Şimdi soruyorum, Şu Çılgın Türkler, Diriliş-Çanakkale 1915 ve Cumhuriyet - Türk Mucizesi kitapları ile Türkiye üçlemesini yazan, sayısız eser bırakan Turgut Özakmana mı inanacağız, yoksa, dün söylediklerinin tam tersini söyleyen, tutarsız bu Numan Kurtulmuşa mı?
Güldürmeyin insanı...