Mustafa Kemal Atatürk’ün, 26 Eylül 1932 tarihinde Türk Dil Kurultayı’nı toplaması ülkemizde “Dil Bayramı” olarak kutlanıyor.
Atatürk, ömrü boyunca Türk Dil Kurumu çalışmalarıyla ilgilenmiş, birçok toplantıya katılıp katkıda da bulunmuştu.
5 Eylül 1938’de düzenlediği vasiyetnâme ile CHP’ye bıraktığı İş Bankası hisselerinin gelirinin yarısını TDK’ya, diğer yarısını da Türk Tarih Kurumu’na bağışlaması dile ve tarihe verdiği önemden ileri geliyordu.
Bugün bu vasiyeti değiştirmek isteyenlere, bunu 12 Eylül darbecilerinin bile başaramadığını anımsatmak yeter sanıyorum.
Ne yazık ki, 12 Eylül darbecileri “Atatürk” diye diye, O’nun mirası olan Türk Dil Kurumu’nu ortadan kaldırıyordu. Darbecilerin, 1982 Anayasası ile Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu çatısı altına alınarak, TDK’nın özerk yapısı yok edilmişti.
2004 yılında kurucusu olduğum bir televizyon kanalında, yardımcım Rahmi Aygün’le düşündüğümüz ilk porgramlardan biri “Dil Yarası” olmuştu. Programı hazırlayan ve sunanlar, ülkemizde Türkçe’yi en güzel kullanan spikerlerin başında gelen Jülide Gülzar, Devlet Tiyatrosu sanatçısı Murat Atak ve Rahmi Aygün’dü.
Bu programa zaman zaman dil konusunda uzman olan kişiler de çağırılıyordu.
“Dil Yarası” prgramında, Atatürk’ün tam bağımsızlık ilkesinin içinde ekonomi, kültür ve özellikle “dil”in de bulunduğu anlatılıyordu
Murat Atak, Jülide Gülizar ve Rahmi Aygün Atatürk’ün “ Dil Devrimi” ile ilgili görüşlerin de anlatıyorlardı:
“Atatürk’e göre; Kültürel bağımsızlık içerisinde dilin de bağımsızlığı ön koşuldu ve yabancı etkisinden ayıklanması zorunluydu. Türkiye Cumhuriyeti’nin izleyeceği eğitim, ve dili de ulusal olmalıydı.”
Bugün Atatürk’ün “tam bağımsızlık” ilkesini oluşturan hangi ayağı ayakta duruyor?
Ekonomide dışa bağımlılık giderek artıyor, Türk kültürünün yerini Arap kültürü alıyor.
Özellikle iktidarda olanlar, konuşurken Türkçe, Arapça ve Farsça’dan oluşan Osmanlıca’yı kullanmayı marifet sayıyorlar.
Yani dilde de bağımsızlık elden gitmiş durumda.
Dil de dahil; Atatürk’ün “tam bağımsızlık” ilkesini yeniden yaşama geçirebilmek için, her alanda mücadeleye devam etmek gerekiyor.
Bu konuda da en büyük sorumluluk, Atatürk’ün “iki büyük eserimden biri” dediği Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşüyor.
Bu nedenle de, CHP, iç kavgaları bırakıp, bir an önce gerçeği görmeli ve iktidar olabilmek için ne gerekiyorsa yapmalıdır.
Dil Bayramınızı kutluyorum.