Ecevit Lozan hakkında ne söylemişti?

Nahit Duru

AKPli eski Meclis Başkanlarından Mehmet Ali Şahin açıklama yapmış... " Sayın Cumhurbaşkanımız onu söylemek istemedi" gibilerinden.

Bir defa, Şahin hangi sıfatla bu açıklamayı yaptığını açıklamalıdır. Bir de Başbakanlığı döneminden beri, Erdoğan bir şeler söylüyor, sonra birileri, " onu demek istemedi" diye ortaya çıkıyor.

Akif Bekinin danışmanlığından beri böyle geliyor. 

Sanki Erdoğanın tercümana ihtiyacı var. 

Erdoğan gündemi değiştirmek istiyorsa, başka bir konu bulsaydı da yetkili yetkisiz siyasiler, düzeltmeye kalkmasalardı.

Lozan konusunda, Erdoğan gibi düşünenlere eski Başbakanlardan Bülent Ecevit yıllar önce yanıt vermiş.

Nasıl mı...
12 Eylül döneminde ARAYIŞ dergisini çıkartıyorduk. Ecevit yasaklıydı, ancak kimi konularda uzman görüşleri ile arada bir yazı yazıyordu.

Lozan konusu da öyle gelişti. 

Eski Dışişleri Bakanlarından, Devletler Özel Hukuku profesörü Gündüz Ökçünün katkıları ile  Bülent Ecevit tarafından Lozan Antlaşmasının 58inci yıldönümünde bir yazı kaleme alındı.

Günümüzde birilerinin beğenmediği, eleştirdiği, ülkenin yararına olmadığını iddia ettiği Lozan Antlaşması konusunda Ecevit, Arayış dergisinin 22nci sayısına imzasız şu yazıyı yazdı:

"...Bu antlaşma, en başta Birinci Dünya Savaşında yenik düşen Osmanlı İmparatorluğunun Devletler tüzesinden ( devletler hukukundan) silinmesini belirleyen uluslararası bir belgedir.
Daha da önemlisi, bu antlaşma, Türk Ulusunun, Türklerin anayurdunu aralarında paylaşmak için anlaşmış devletlere ( itilaf devletlerine ) karşı Mustafa Kemal önderliğinde verdiği Kurtuluş Savaşının İsmet Paşa başkanlığındaki Türk heyetinin diplomasi anlamında ulaştığı başarıyla perçinlenmesidir.

... Lozanda Türkün yenilmezliği, bağımsız yaşayacağı iyice anlaşılmış; yüce bir ulus olduğu ve tüm ulusal hakları devletlerince tanınmıştır."

Ecevit yazısının önemli bir bölümünde Lozan antlaşmasının başladığı günden, kesintiye uğramasına ve sonuçlanmasına ilişkin gelişmeleri özetledikten sonra şöyle sonlandırıyordu yazısını:

" Lozan Barış Antlaşmasında, özet olarak Bulgaristan, Yunanistan, Suriye sınırları çizildi, kapitülasyonlar kaldırıldı. Osmanlı borçları, İstanbul ve Boğazlar sorunları ile Musul konusu, azınlıklarla ilgili anlaşmazlıklar çözüme kavuşturularak 24 Temmuz 1924 günü Lozanda imzalandı.

Antlaşmanın tüzesel - hukuki - değeri büyüktür. Anadoluda yeni bir Türk devletinin Devletler Tüzesinde yerini almasını, kazanılan Kurtuluş Savaşı utkusunun füzeye yansıyan değerinin biçimlenmesini sağlamıştır. 

Bundan başka, Lozan Antlaşması TBMM hükümetinin yeni bir Türk devleti kimliğinde tanınması ve Devletler Tüzesinde alanında ilk kez bayrağını çektirmesi, Kurtuluş Savaşında gücüyle aldığı Hakkı, Lozanda yüze gücüyle tamamlamasıdır. 

Bu onurlu utkuları bizlere armağan eden, Mustafa Kemal Paşayı, İsmet Paşayı ve arkadaşlarını saygı ile anmak ulusal borcumuzdur." 

Ecevit böyle yazmış. "Atatürk, İnönü ve arkadaşlarını saygı ile anmak ulusal borcumuzdur" demiş.

Ancak, devletler hukukunu bilmeyenlerin, özellikle de Lozanın, "Birinci Dünya Savaşında yenik düşen Osmanlı İmparatorluğunun Devletler tüzesinden ( devletler hukukundan) silinmesini belirleyen uluslararası bir belge" olmasını hazmedemeyenlerin, Osmanlıcılık oynayanların, bu antlaşmayı karalamaya çalışmaları normal değil mi?