Fatih Tezcan'a 'meczup' demek...

Nahit Duru

Atatürk’e hakareti adet haline getiren Fatih Tezcan diye birine, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “meczup” sıfatını yakıştırmış. Torun’un meczup sözcüğünü “deli” anlamında kullandığını sanmıyorum.

Ancak, Fatih Tezcan’ı “meczup” ilan edip yargılanmasını önlemeye kalkışmak isteyeceklere bir anımsatma yapmak istiyorum.

26 nisan 2016 tarihinde bu köşede, İhsan Sabri Çağlayangil’in “Anılarım” kitabına atıf yaparak bir olayı paylaşmıştım.

Bursa’da kendini bilmez birkaç yobaz, 1957 seçimleri öncesi bir Cuma namazında “biz mehdiyiz” diyerek ellerinde kılıçlarla Ulu Camii’nin minberine çıkmışlar. Cemaat arasında bulunan bir polis, halkın da yardımıyla yobazları kıs kıvrak yakalayıp valiliğe götürmüş.

Bursa Valisi İhsan Sabri Çağlayangil durumu makama böyle aktarmış. Dönemin tek iletişim aracı Radyo baskını yapanları "iki meczup" yani "deli" diye niteleyerek vermiş haberi.

O günlerde Bursa Cumhuriyet Savcısı olan Turhan Kapanlı soruşturmaya başlayacakken, olayı haber alan Cumhurbaşkanı Celal Bayar Vali Çağlayangili aramış. Bayar, olayın "laiklik karşıtı" bir hareket olduğunu, bunun "İki meczup" denilerek geçiştirilemeyeceğini vurgulayarak, Çağlayangil’e şunları söylemiş:

“Vakayı şimdi öğrendim, ne hareketin çabuk bastırılmış olması, ne de yapanların aczi, hadiseyi küçümsemeye sebep teşkil etmemelidir. Vakanın din ve dindarlıkla bir ilgisi yoktur. Bunlar, Müslümanlığın ticaretini ve simsarlığını yapanlardır. Yalnız olamazlar. Mutlaka akıl hocaları, taraftarları, teşvikçileri vardır. Hadisenin mihrakına inmeli ve bütün şebekeyi süratle meydana çıkarmalısınız...

...Atatürkün irtica karşısındaki hassasiyetini hatırlayınız. O sağ olsaydı bu olay karşısında ne yapacak idiyse, biz de bugün onları yapmalıyız. Böyle hareket etmenizi, neticeye süratle ulaşmanızı yaşınızdan bekliyor ve sizden istiyorum.“

Bayar, Laiklik hassasiyetine vurgu yapıyor, olayın arkasının araştırılmasını, gerisinde kimlerin olduğunun araştırılmasını istiyor.

Günümüzde Demokrat Parti’yi ve önderlerini örnek belleyenler, bunu her fırsatta tekrarlayanlar; Bayar’ın bu sözlerini dikkate alırlar mı bilinmez.

Bugünün önemli makamlarını işgal edenlerin bir bölümü hala laiklikle, Atatürk ilkeleri ile uğraşıyorlar. Bu da kuşkusuz, Fatih Tezcan gibi Atatürk düşmanlarını cesaretlendiriyor.

Tezcan sosyal medyada, Atatürk’e saldırırken şunları yazmış:

“Tayyip gitsin Ak Parti bitsin diye ABD destekli 15 Temmuz Darbesi’ni nasıl yaptılar/destekledilerse, Abdülhamid gitsin Osmanlı bitsin diye de Avrupa destekli 13 Nisan 1909 Darbesini de öyle yaptılar/desteklediler. Darbeyi başaramayana hain, başarabilene Ulu Önder diyorlar. Nokta”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Torun’un Cumhuriyet savcılarını göreve çağırması doğrudur.

Ancak, sürekli Atatürk düşmanlığı yapan, bunu saklamayan birine “ meczup” demenin doğru olmadığını, bu sıfatın Onu daha da cesaretlendireceğini düşünenlerdenim.

Her konuda fikir beyan eden AKP yetkilileri bu Atatürk düşmanı için ne diyecekler. Ses çıkarmayarak Tezcan’ı onaylayacaklar mı, bir şeyler söyleyerek karşı mı çıkacaklar.

Bugünlerde Atatürk’e ve söylemlerine sarılanlar ses verin.

Bekliyoruz.