Türkiye ne hale geldi, getirildi. Devleti, milleti dolandıranlar, hukuk - yasa dışı işler yapanlar, kumpas Kuranlar nerede.
Cevabı basit, büyük bölümü yurt dışında.
Kimi ABDde, kimi Almanyada, bir iddiaya göre bir kısmı da Rusya ve Ermenistanda.
İkinci derece kumpas sorumluları ise ya tutuklu, ya denetimli serbest.
Kim bu kaçanlar?
En başta Türk halkını ve devleti dolandırıp, paralarını iç edenler. Sonra, yargıyı bugünkü iktidar döneminde ellerine geçirip, kumpas davalar açan savcılarının, sahte delil üretmeye yardım eden kamu ve kolluk görevlilerinin, sahte delilleri dikkate alıp Ergenekon, Balyoz, sözde Şike, Casusluk gibi davalarının yargıçlarının bir bölümü.
Bu arada, haklarında dava açılacağını bilen iki gazeteci, Can Dündar ve Erdem Gül, güle oynaya gittikleri mahkemece, tutuklanabiliyorlar.
Yurt dışına kaçma olasılığı olduğu için yıllarca masum insanları dört duvar arasında tutan hakim ve savcıların "kaçacaklar" dediği insanların tümü ülkede.
Kendileri şimdi nerede?
Ne yazık ki, kaçtılar, kaçırıldılar. Hatta bir iddiaya göre de kaçmalarına göz yumuldu.
Bu işin bir yüzü. Diğer yüzü de ilginç.
Necati Doğru ve ben kaç kez yazdık bilmiyorum. Ancak, TMSF bir türlü harekete geçmedi.
Ne var ki, TMSF istediği borçluyu köşeye sıkıştırıp her şeyini alıyor, sonra bunları paraya çeviriyor. Buna örnek Karamehmet.
Birileri var, onların üzerine gitmedi, gidemedi TMSF.
Bu kişiyi anımsadınız her halde; Kamuran Çörtük.
Bayındır Bankın batmasının ardından TMSFye yıllar önce yaklaşık 400 milyon dolar borcu olan Kamuran Çörtük, o günlerde, işadamlarını kurtarmak için ortaya atılan İstanbul yaklaşımına taahhütte bulunmuştu. Bu anlaşma ile Çörtük, zaman kazanmış, TMSFye bir kuruş ödememiş, TMSF ile özel ilişki kurduğu iddiaları gündeme oturmuştu.
O günlerde çalıştığım kurumdaki köşemde Çörtükün Romanyada 13 yıl hapis cezasına çarptırıldığını yazdım. Sonra Türkiyede 5 yıl 10 ay hapse mahkum edildiğini, bu hükmün Yargıtayca oynandığını paylaştım sizlerle. Bu kişinin İstanbulun Sarıkonaklarında oturduğunu, Etilerde bir villada işlerini yürüttüğünü açıkladım.
Çörtükün avukatları Yargıtayın cezayı onaması sonrasında, Anayasa Mahkemesine başvurdu. AYM de başvuruyu reddetti.
Siz şimdi diyorsunuz ki; "Çörtük hangi cezaevinde yatıyor?"
Güldürmeyin. O da yurt dışında. Hem de Romanyada giydiği hüküm sonrası İnterpol listesi ile tüm düm dünyada arandığı bir dönemde ABDde. Üstelik, Fetullah Gülenin yakınında büyük bir şirketin yöneticilerinden. Paralel yapı ile hangi ilişkisi var mıdır? Bilinmez.
Bu konuda TMSF, güvenlik güçleri ve infaz savcılığı görevini yapmış mıdır? Yoksa dosya onlara gelmeden, Çörtük kaçana kadar süren altı mı edilmiştir? Sümen altı edilmesinde paralel savcıların bir rolü olmuş mudur?
Bilemiyorum.
TMSFye daha önce sormuş, ancak hiç bir yanıt alamamıştım. Tekrar edeyim.
- TMSFye borçlu olup, hüküm giyen, ancak yakalanamayan kaç kişidir?
- Zaman aşımı nedeni ile cezadan kurtulanlar kimlerdir?
- Takibe aldığınız kaç kişiye ulaşamıyorsunuz?
- TMSF, borçlulardan tahsil ettiği ve edemediği paraların miktarını neden açıklamaz?
- TMSF bunlara göz mü yummuştur?
- İktidar, TMSFnin bu tutumuna ne diyor?
Zannediyorum ki, bu olay da gelecekte paralel yapı ile ilişkilendirilecek. Birileri böylece kendisini kurtarmaya çalışacak.
Uzun zaman ne olacak diye beklemiştim. Ancak TMSFde işler iyi gitmiyor gibi. O nedenle yeniden gündeme getirmeyi görev saydım.
Bu yazdıklarım işin bir bölümü. Bu konuda yakın bir gelecekte, başka bilgileri de sizlerle paylaşacağım.