FETÖye göz yumanlar Süleymancılara yummadı mı?

Nahit Duru

Süleymancılar Adananın Aladağ ilçesinde bir öğrenci yurdunda çıkan yangından sonra gündeme oturdu.
Süleymancıların adını ilk kez 1990lı yılların ortalarına doğru duymuştum.

1987 yılında bir Isparta Milletvekili ile TBMM kulisinde sohbet ediyorduk. Bu milletvekilinin söyledikleri karşısında şaşırmıştım.

"Sayın Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirele başbakanlığı döneminde de arzettim, Ispartada, Antalyada bazı Akdeniz illerimizde Süleymancılar küçük çocuklar için yurtlar açıp beyinlerini yıkıyorlar. Bu işi devletin yapması gerektiğini, bu yurtların irtica yuvası olduğunu ifade ettim. Önlem alalım diye söyledim. Ancak, hiç bir önlem alınmadı."

Bu sözlerin sahibi, Maliye  Bakanlığında Müsteşarlık, Gelirler Genel Müdürlüğü gibi önemli görevlerde bulunmuş, 1987 yılında Doğru Yol Partisinden Milletvekili seçilmiş, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlığı yapmış, üç dönem Isparta Milletvekili olmuş Aykon Doğana ait...

Aykon Doğan daha sonra,  8 Eylül 2016ya kadar Süleymancıların önderi olan - ve bu tarihte İstanbulda beyin kanaması sonucu yaşamını yitiren - Arif Ahmet Denizolgunun Doğru Yol Partisinden milletvekili yapılması sırasında da isyanını dile getirecekti.

Süleymancıların yaklaşık 3 ay öncesine kadar önderi olan Denizolgun, 1997 yılında Ulaştırma Bakanlığı görevinde de bulunacaktı.

Süleyman Demirelin de oy için taviz verdiği tarikatlar ve cemaatler son 14 yılda her alanda siyasetin, devletin ve toplumun içinde güçlendiler.

Süleymancıların Türkiye genelinde  800 dolayında derneğe hakim olduğu biliniyor. Bu derneklerce 1000in üzerinde yurt ve pansiyon işletmenin yanı sıra, 16 vakıf ve 28 şirketle yurt içinde ve yurt dışında faaliyet gösterdikleri de bir gerçek. 

Cemaat içerisinde en yaygın bilinen kurum ise, İstanbul Ümraniyede kurulu bulunan "Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri Federasyonu"dur ve 100 bine yakın öğrenci ile ilişkisi bulunmaktadır. 

Süleymancılar, yurt dışında da 1970li yılların ortalarından başlayarak örgütlendiği, şu anda 400 dolayında derneğe hakim olduğu ifade ediliyor.

Süleymancıların da, FETÖ örgütlenmesi gibi, yurtiçi ve  yurtdışında eğitim ve sermaye alanlarındaki faaliyetlerini arttırarak sürdürdüğü giderek güçlendiği gerçeği inkar edilemez bir hal almıştır. 

11 Ağustosta bu köşede cemaatlerle ilgili olarak şu görüşleri paylaşmıştım sizlerle:

"... Fetöyü, ya da bizim yıllardır F tipi yapılanma dediğimiz darbeci cemaat ve liderini biliyorsunuz. Bunun dışında 30a yakın cemaatten, Süleymancılar, Menzil, İsmailağa, Mahmut hoca, Nakşibendiler, İskender Paşa, Işıkçılar, Cerrahi, Haydar Baş. Yeni Asyalılar sayılabilir.

Düne kadar F tipi yarılanmaya ses çıkarmayan, hatta destek verip, darbe girişimi yapacak noktaya getirenler şimdilerde diğer cemaatlerin desteğine, seçimlerde oylarına göz dikmiş gibiler.

İktidarda bulunanlar:

Bu cemaatlerin de, himmet veya başka adlar altında, para, altın, gayrimenkul topladıklarını  bilmiyorlar mı? 

Paralar makbuz karşılığında mı toplanıyor, vergisi veriliyor mu? Maliyede kayıtları var mı?

Bunların giderek güçlendiği, bir kısmının dış bağlantılarının olduğu, hatta bir kısmının yabancı örgütler tarafından kurdurulduğu iddiaları yine  göz ardı mı ediliyor?

Bu cemaatlerin kurduğu şirket sayısı nedir?

Hangi işlerle uğraşıyorlar?

Bazı silah üreten  fabrikaların bu cemaatler tarafından kurdurulan şirketlerin olduğu  iddiaları doğru mudur?

Bu ekonomik güçle neler yapmaktalar?

Ayrıca, bu tarikat liderleri ve çevresinin mal varlığı  nedir?

Bu cemaatlerin moda deyimle medya örgütlenmesi denetim altında mı? Hangi cemaatin, kaç televizyonu. Kaç gazetesi, kaç radyo ve dergisi olduğu konusunda yetkililer bilgi sahibi mi?

Bu arada, Cemaatlerin tamamına yakınının - tıpkı Feto silahlı çete örgütü gibi- fakir aile çocuklarını yurtlarında barındırdıkları, tahsillerini yaptırdıkları, beyinlerini yıkadıkları bilinmiyor mu?

Bu cemaatlerin yurtlarında yetişenlerden ne kadarı TSKda subay ya da astsubay olarak görevlidir?

Devlette üst düzey görev alan bürokrat sayısı devletin yetkililerince bilinmekte midir?

Bir çok kuruluşu, kurumu denetleyen devlet, hiç bir kaydı bulunmayan  bu cemaatleri kayıt altına alıp, denetlemekten aciz midir?

Ya da iktidarlar, bunların denetlenmesinden ötürü oy kaybedeceklerini bildikleri için mi, karşı çıkıyorlar?"

Süleymancılar yurt çapında örgütleniyor, diğer cemaatler bakanlıkları işgal ediyor. İktidar bunlara sessiz kalıyor, hatta koruyor...

Bu davranışı sonunda AKP iktidarı bir süre sonra diğer cemaatlerden de FETÖden yendiği gibi darbe yerse ve mağduru oynarsa  hiç şaşırmayın...