Fidan nasıl getirildi, hala neden görevde?

Nahit Duru

Cumhurbaşkanı itiraf ediyor, Başbakan da öyle. 

Erdoğan "Rabbim de milletim de affetsin" diyor, Yıldırım ise,  MİT müsteşarına neden haber vermediğini sorduğuna dikkat çekip, "Cevap alamadığını" söylüyor.

Türkiyenin bir numarası ile üç numarasının ifadeleri...

Kuşkusuz, ülkelerin en önemli kurumlarının başında geliyor istihbarat örgütleri.

Dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ televizyon programlarında açıkladı. Başbuğ, Hakan Fidanın MİT müsteşarı olmasına karşı çıkmış, Tanerin bir süre daha görevi götürmesini istemiş. Başbuğ, eski MİT müsteşarları ile kıyaslayıp Fidanı yetersiz mi görmüş ki, karşı çıkmış atanmasına...

Ve eski Genelkurmay Başkanının bir yakınması da, terfi edecek Albay ve generallerle ilgili MİTten gelen, ya da gelmeyen bilgiler. 

Gelelim, Başbakan Yıldırımın, "neden haber vermedin" sorusuna yanıt alamadığı Hakan Fidan, MİT müsteşarlığına atanırken, atanmadan önce hangi görevlerde bulunmuş bakalım.

TSKda astsubay olarak çalıştığı 1986 - 2001 yıllarının son döneminde, Almanyada NATO Süratli Reaksiyon Kolordusu Karargahında görev yapıyor. 

2001de TSKdan istifa eden Fidanın önlenemeyen yükselişi ise şöyle:
2001de Avustralya Türkiye Büyükelçiliği Siyasi ve Ekonomik Danışmanı, 
2003te Başbakanlık TİKA Başkanı, 
14 Kasım 2007de devletin en yüksek makamlarından biri olan Başbakanlık müsteşar yardımcısı,
15 Nisan 2010da MİT müsteşar yardımcısı,
25 Mayıs 2010 tarihinden itibaren MİT Müsteşarı...

Hakan Fidan bu görevlere getirilirken liyakata bakıldı mı, bakılmadı mı?

Bu göreve atanacak daha layık biri bulunamadı mı? Bilinmez!

MİT müsteşarı Fidana verilen görevlere de göz atarken karşımıza, meşhur tır olayı, Suriye konusunda yapılan önemli bir toplantı, PKK ile yapılan Oslo görüşmeleri çıkıyor...

Bu arada Fidan, 2015 seçimlerinde  milletvekili olmak için AKPye başvuruyor.  Müsteşar, teamüllere pek de uygun olmayan biçimde adaylıktan  vazgeçirilip, istifası hiçe sayılıp, açıklanmayan bir nedenle makamında tutuluyor.
Sonrası malum.

Şehirlerde terör örgütleri cirit atıp, bombalı saldırılarda yüzlerce masum insan yaşamını yitirince, istihbarat zaafiyetinden söz ediliyor, ancak Müsteşar değişikliğine gidilmiyor.

Darbe girişimini haber vermeye gelen asker, Hakan Fidan tarafından üç saat bekletiliyor, ardından ne bağlı olduğu Başbakana, ne de kendisini Müsteşarlıık görevinde ısrarla tutan Cumhurbaşkanına bilgi vermiyor.

İstihbarat her halde ciddiye alınmamış olacak ki, darbe girişimi sonucu, 240 kişi şehit oluyor.

Buna rağmen, Cumhurbaşkanı diyor ki;
"Dere geçilirken at değiştirilmez"

MİT Başkanı hala görevde...

Neden...

Bu "dere geçerken at değiştirilmez" denilerek geçiştirilebilir mi?

Bunca hataya, istihbarat zafiyetine rağmen Fidan, hala neden görevde tutuluyor? 

İktidarın "fetö terör örgütü tarafından aldatılmasında" Fidanın rölünün olup olmadığı konusu dahil, her şeyi açıklayın da bilelim. O da Fetonun "Allah sözünü sık kullanıp, namaz kılmasına, okullar açmasına kanmış" olabilir mi?

Cumhurbaşkanının dilediği özüre gelince...

Allah adını anan din iman diyen herkese kanarsak yandık... 

Özür dilemek yeter mi?

Tabii hayır...

Ama, gelin doğruları söyleyin, siz de biz de rahat edelim.