Hukukun kalmadığı yerde demokrasiden söz edilemez…

Nahit Duru

Günümüzde haksızlık hukuksuzluk giderek artıyor. Kimilerine göre bugün 12 Eylül dönemi aratmayacak kadar baskı ve korku yaratıyor. Bunları neden yazdım?

YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesine, aynı sandık kurullarınca yapılan ilçe başkanlık ve belediye meclis üyeliği seçimlerinin geçerli olmasına karar verdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal eden YSK’nın bu kararının haksız ve hukuksuz olduğu konusunda hukukçuların

önemli bölümü görüş birliği içinde.

Bu seçimi AKP adayı kazansaydı, CHP iptal başvurusu yapsaydı, YSK aynı kararı alır mıydı? Sanmıyorum. Hatta eminim.

AKP, demokrasiyi savunuyormuş gibi yapıp, sığ kıyılarda dolaşıp, demokrasimiz ve hukukumuzun geleceği için tehlikeli bir oyun

oynadı.

Muhalefetin iddiasına göre; AKP yöneticileri, YSK’yı etkileyip, hatta tehdit edip, seçimi iptal ettirdiler.

Kanımca, AKP’nin son eyleminin tehlikesine dikkat çekmek muhaliflerin en önemli görevi olmalıdır. İYİ Parti ve CHP, demokrasinin özüyle ilgilenmeli ve bunları halka anlatmalıdır.

Şu anda demokrasimiz açısından en büyük tehlike; hukukun, yasaların kısmen rafa kaldırılmasıdır... Bilindiği gibi; hukukun olmadığı yerde de demokrasiden de söz edilemez.

Bundan sonra, muhalefet daraltılan özgürlükleri nasıl kullanacaktır? Önemli olan bu sorunun yanıtıdır.

12 Eylül faşist döneminin hüküm sürdüğü günlerde, Bülent Ecevit, Arayış dergisinin 16 Mayıs 1981 tarihli 13’üncü sayısında özgürlüklerin kullanılması ile ilgili olarak şunları yazmıştı:

“Özgürlük bol ve ucuzken onu çalımla ve savurganca kullananlar, özgürlükler daralıp pahalanınca genellikle kabuklarına çekilip

suskunluğa bürünürler…  Özgürlüğün değerini bilenlerse özgürlük bol olduğu zaman onu ölçülü ve sorumluca kullanırlar; daraldığı zaman da sınırlarını genişletmek için uğraş verirler… Ne kadar pahalanırsa pahalansın, bedelini ödeyerek özgürce davranırlar. Düşünce özgürlüklerini kullanabilmek uğrunda, fizik özgürlüklerini, gerekirse yaşama özgürlüklerini bile gözden çıkarırlar.”

CHP özgürlükler daraltıldığı, hukukun yavaş yavaş elden gittiği dönemlerde suskunluğa bürünmedi. Adalet için yürüdü, çeşitli

etkinlikler yaptı.

Fakat, YSK’ya aldırılan bu son karar hepsinden daha vahim görünmektedir.

Şimdi CHP’ye ve muhalefete düşen görev, daraltılan özgürlükleri ne pahasına olursa olsun ödün vermeden kullanmaktır.