İktidarı eleştirmek yasak

Nahit Duru

"Okumamışı iki üniversite bitirmiştir"

Bu deyiş son günlerde gündeme gelen Artvinliler için kulaktan kulağa dillendirilir.

Teröre  karışmayan, dengeli insanların yaşadığı bir kent olan Artvinin yaşam koşulları da zordur. Çoruh nehrinden başlayarak Kartal Kayasına kurulmuştur Artvin. Kaç kez gittim anımsamıyorum ancak, arazi olmadığı için kurallara uygun olmayan bir spor salonu, ormanın hemen dibinde üç tarafı uçurum bir futbol sahası bulunduğuna tanıklık etmiş biriyim.

Bu günlerde doğasını korumaya çalışan Artvinliler tehdit ediliyor. Hem Başbakan, hem bakanlar tarafından.

"...Çevre zararı minimize edilmiş hatta yok edilmiş durumda. Böyle bir hassasiyet bulduk, orada provokasyon yapalım, hükümete de eleştiri yöneltelim, bu bir fırsattır diyenlere fırsat vermeyiz. Provokasyon yapanlara karşı tedbir alırız

Bu cümleler AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğluna ait.

Milletin anasına küfreden bir yandaşın holdinginin yasalar zorlanarak Artvin Cerattepede altın aramasına karşı çıkan, polis ve jandarma zoruyla kente sokulmayan çevreciler için söylüyor bu sözleri.

Ne diyor Davutoğlu,
"... Hükümete de eleştiri yöneltelim, bu bir fırsattır diyenlere fırsat vermeyiz."

AKP Genel Başkanı açıkça hükümetin eleştirilmesine izin vermeyeceklerini söyleyip, açıkça sopa gösteriyor.

Cerattepe olayı nedir anımsayalım.

Bir doğa harikası olan Cerattepe 2012 yılında, AKP tarafından meden işletmesi olarak açılmak üzere ihaleye çıkarılıyor. Sonra, burası için bir ÇED raporu çıkartılıyor.

Ne var ki; Rize İdare Mahkemesi bu raporu iptal ediyor. Bu karar Danıştayda temyiz aşamasındayken, yürütmeyi durdurma kararı  varken, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararını  ortadan kaldırmak için yeni bir ÇED raporu hazırlatılıyor.

Yeni ÇED raporunun iptali için de 751 kişi Türkiyenin en büyük çevre davası açıyor.

Dava henüz ele alınmamışken, iktidarın desteği ile ocak işletmeye açılmak isteniyor. Artvinli çevreciler ayaklanıyor, gösteri düzenliyor, Artvin Valiliği halkın değil, millete küfreden kişinin holdinginin yanında yer alıyor, polis jandarma ile protesto gösterilerini dağıtmaya çalışıyor.

Yurdun dört bir yanından çevreciler, Artvinlilere destek için yola koyuluyor, ancak kente sokulmuyorlar. Üzerlerine,  biber gazı kapsülü atılıyor. Hopaya dönüyorlar. Burada açıklama yaptıktan sonra Artvine hareket ediyorlar.
Valilik bu kez yolu kesmiyor.

Miting yapılıyor ve olaysız dağılıyor insanlar.

AKPnin demokrasi anlayışına bu olayla bir kez daha tanık oluyor Türk milleti.

Biz AKPnin iktidara geldiği günden başlayarak, ileri demokrasinin ne olduğunu,  özgürlükleri kıstığını, hatta neredeyse ortadan kaldırdığını biliyorduk. Ne var ki, yandaşları, Davutoğlu, ondan önce iktidarda bulunanlar, ülkemizdeki özgürlüğün başka ülkelerde olmayacak kadar sınırsız olduğunu bile iddia ediyordu.

Halkımız bir kez daha gördü AKPnin kimin yanında yer aldığını ve özgürlük anlayışının ne olduğunu.

Çevre Bakanı Veysel Eroğlu da devreye girip tehdit ediyor. Maden şirketinin değil, çevrecilerin ağaç kestiğini iddia ediyor ve ekliyor:

" Bunlar cezalandırılacak"

Bakan kendisini savcı ve hakim yerine koyup asıp kesiyor. Dedik ya, AKPnin demokrasi, özgürlükçü anlayışı bu. Tehdit et, as kes..

Nasıl bir ülke olduk. Cumhurbaşkanını eleştirirsen hemen dava açılıyor, şimdi de iktidarı eleştirmek suç haline sokuldu.

Başbakan Ahmet Davutoğlunun sözlerinin unutulmaması için tekrarında yarar var:

"... Hükümete de eleştiri yöneltelim, bu bir fırsattır diyenlere fırsat vermeyiz."

Davutoğlu ve onun gibi düşünenler bilmelidir ki, iktidarınız yanlış yaptıkça, milletin değil, milletin anasına küfredenlerin yanında oldukça sizi ve yandaşlarınızı eleştireceğiz, Korkmadan, yılmadan.