Bir Kurtul Altuğ geçti basın dünyamızdan,çizgisini bozmayan, günümüz ustalarının ustaların ustası.
Kurtul ağabeyin, yalnız bende değil, Onu tanıyan gazetecilerin çoğunda yeri bir başkadır...
1970li yılların başlarında Hürriyet gazetesinde çalıştığım günlerde gazeteci ağabeyim Sencer Güneşsoyu, yöneticiliğini yaptığı o günlerin demokrat, muhalif yayın organı 7 Gün dergisinde ziyarete gitmiştim.
Sencer ağabey, beni Kurtul Altuğun yanına götürdü.
Daha önce de tanıdığım, zaman zaman sohbet ettiğim Kurtul ağabey, uzunca bir sohbetin ardından, "Nahit Hürriyete yazamadığın haberleri bize yazar mısın?" diye sordu. O günlerde Hürriyet yalnızca somut haber verirdi. Yoruma yer bırakacak haberler gazeteye girmezdi.
Kimsenin haberi olmaması koşuluyla yardım edeceğimi söyledim. Zaten iyi bir kadrosu vardı... Kurtul ağabeyin 7 Gününde Hürriyetten atıldıktan sonra da yardıma gittim. Ve çok şey öğrendim. Kurtul Altuğ, Sencer Güneşsoy, Atilla Bartınlıoğlu gibi ustalardan dergiciliğin ne olduğunu öğrenmeye çalıştım. Haftalık bir dergide haberin nasıl saklanacağını, haberlerin dil bütünlüğü içinde nasıl kaleme alınacağını ve her şeyden önce dostluğu, meslekte ağabey kardeş ilişkisinin ne olması gerektiğini...
Sonra, Güneş gazetesinde yolumuz kesişti...
Sonrasında da, hiç ama hiç kopmadık.
Yaşamını yitirmesinden bir kaç gün önce, İsmet Solakın kızı Öykümün vefat haberinden bir kaç saat önce konuşmuştuk. Sonra arayıp da Öykümün yaşamını yitirdiğini söyleyemedim. Çünkü bir yıl önce, o da tek çocuğu Ayşegülü toprağa vermiş, yıkılmıştı.
O gün, hep dost kaldığı, sevdiği arkadaşı Sencer Güneşsoyu sormuş, uzun uzun Onun dostluğundan, vefasından söz etmişti.
Bir de vefasız arkadaşlarından. Örneğin, Güneri Cıvaoğlundan.
Sonra, Aydınlık gazetesi yöneticilerinin kendisine yaptığı haksızlıklardan.
Rahmi Turanın kendisine bir köşe açmamasından.
Gazeteci ağabeyim Can Pulakın yazdığı gibi; Usta, Rahmi Turan, Cemil Ünlütürk, Teoman Erel, Güneri Civaoğlu ve Fethi Akkoç gibi gazetecilerin yöneticiliğini yapmış, bir kısmının da hocası olmuştu.
Bu arada, bir hafta kadar önce kendisini Doğu Perinçekin aradığını, Aydınlık için yardım istediğini, bir kaç gün sonra buluşacaklarını söylemişti.
O görüşme gerçekleşmedi, gerçekleşemedi.
Arkadaşlarının, emek verdiği yetiştirdiği insanların vefasızlığı da, kızının yokluğunda ölümünü hızlandırmıştı.
Kızı, Ayşegül aklından hiç çıkmıyordu.
O gün ilk defa, "Ayşegülü çok özlüyorum" demişti.
Sonra, yine gazetecilik konuşmuştuk uzun uzun. Metin Toker ile birlikte izlediğimiz Denizli Sarayköy, İzmir Menemen, İzmir Alaçatı belediye başkanlığı seçimlerindeki öngörümüzün nasıl gerçekleştiğini... Buralara birlikte gittiğimiz, Elvan Feyzioğlundan, Semiha Çağlayangilden, Demet Soysaldan söz ettik. Onların nerelerde olduğunu sordu.
Kurtul ustanın gazetecilik öyküsü de ilginçtir. Mesleğe başladıktan bir kaç yıl sonra hapse girmesi gibi...
Kurtul ağabey, adı demokrat olan, ancak demokrasinin yanından bile geçmeyen bir partinin iktidar olduğu 1950li yılların ortasında gazeteciliğe başladı. Çalıştığı ilk gazete Son Posta idi.
Sonra Akise geçti. Türk basının büyük ismi Metin Tokerin Akis dergisinde 1958 yılında Yazı işleri müdürlüğü gibi önemli bir göreve getiriliyor. Akisdeki yazı işleri müdürlüğünün henüz 3üncü ayı bitmişken, bugünkü iktidarın örnek aldığı Demokrat Partinin hukuk tanımaz tutumu nedeniyle gazeteciler peş peşe hapse atılırken, O da ilkler arasında yer alıyor. Kurtul ağabeyin suçu, İran şahı aleyhine yazılan bir makaleyi dergide yayınlaması.
Ve 27 Mayıs ihtilaline kadar Ulucanlar Cezaevinde, benim de 12 Eylül döneminde konuğu olduğum Hilton koğuşunda mahpus kalıyor.
Kurtul ağabey, Akisin kurucusu Metin Tokerin yanında, gazeteciliğin, dergiciliğin, yazım dilinin ustalarından biri haline geldiğini Akisin bir okul olduğunu hep söyledi.
Ve Toker yaşamını yitirene kadar da hep dost kaldılar.
Akisten sonra okul görevi yapan, 7 Gün dergisi kapandıktan sonra, çeşitli gazetelerde yöneticilik ve yazarlık yaptı Kurtul ağabey.
Kızının ölümünden sonra, sevdiği mesleği yapamamak da çok ağır gelmişti ona.
Son yazdığı Aydınlıktan da buruk ayrılmıştı.
Yardım isteyen her gazeteciye elini uzatan, bildiklerini anlatan, yönlendiren Kurtul Altuğ artık yok.
Yazdığı kitaplar nesilden nesile Onu yaşatacak.
Kurtul ustam, bana öğrettiklerin, katkıların yaptığın ağabeylik için hep minnet duyacağım.
8 Martta sonsuzluğa uğurladığımız Kurtul ağabeye rahmet, ailesine, sevenlerine, dostlarına sabır diliyorum.
Işıklarda uyusun.