Nazlıaka, CHP’de siyaset yapma konusunda kararlı

Nahit Duru

CHP Ankara’da iki olay ön plana çıkmış durumda. İl Yönetimi ve ilçe örgütleri Büyükşehir Belediye Başkanı adayının kim olacağına kilitlenmenin yanı sıra, gündeminde önemli bir konu daha bulunuyor.

CHP Ankara İlçe Örgütleri'nin ve il Yönetim Kurulu’nun imzasını taşıyan bir dilekçe Genel Merkeze iletildi.

Yirmi beş ilçe başkanı ile Ankara İl Yönetim Kurulu’nun oy birliği ile aldığı karar sonucu CHP Genel Merkezi’ne verilen bu dilekçede, partiden ihraç edilen Aylin Nazlıaka’nın geri alınması isteniyordu.

Anımsarsınız, Aylin Nazlıaka’yı ihraç edilmeden önce eleştirenlerden biri de bu satırların yazarıydı.

Ne var ki, Atatürk’e hakaret edenler, Laik Cumhuriyeti içlerine sindiremeyenler, CHP’nin kuruluş ilkelerini bile bilmeyenler, hala bu partide görev yapıyorken, yalnızca, "Atatürk’ün portresini bir arkadaşımız duvardan indirdi" diyen Aylin Nazlıaka neden CHP’den ihraç edildi?

İlçe ve İl Yönetiminin CHP Genel Merkezine başvurmalarının ardından Aylin Nazlıaka Ankara’da kayıtlı partililere 8 Aralık Cumartesi günü şu mesajı gönderiyordu:

“…Üyesi olmaktan onur duyduğum partimden üç yıl önce ihraç edildim. Geçen ay, Ankara’nın tüm ilçe başkanları ve İl Yönetim Kurulu üyeleri, partiye alınmam konusunda oy birliği ile karar aldı ve kararı yazılı olarak parti yönetimine sundu.

Örgütümüzün vefasına hak bilirliğine minnettarım… CHP ile gönül bağımı hiç koparmadım, koparamam. Hukuki bağımızın da bir an önce yeniden kurulması dileğiyle…”
Bu açıklamasının ardından Aylin Nazlıaka ile konuşma olanağı buldum. Aylin Hanım, siyasetin dışlama değil kucaklama sanatı olduğunu vurgulayarak, “Örgütümüzün kararına, parti yönetiminin de uyacağını umuyorum” diyor ve özetle şöyle devam ediyordu:

“Benim akordum CHP’dir. Benden başka ses çıkmaz. Partimden uzaklaştırıldığım üç yıl bunu bir kez daha ispatladım…

Parti hepimizin üzerindedir. CHP için çalışmak benim için onurdur.
…Ben en az, adalet için birlikte yürüdüğüm kişiler kadar, parti yönetimine de güveniyorum.”
Anlaşılıyor ki, Nazlıaka, CHP’de siyaset yapma konusunda kararlı.

Öte yandan, CHP Ankara il ve ilçe yönetimleri Büyükşehir adayının kim olması, ya da kimin olmamas gerektiğine de odaklanmış durumda.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP’de başta Mansur Yavaş olmak üzere, Cengiz Topel Yıldırım, Levent Gök ve Bülent Kuşoğlu’nun isimleri dolaşıyor. Kuşkusuz bu isimler bir birinden değerli.
Ancak CHP Ankara yönetimleri Mansur Yavaş’a sıcak bakmıyor.
Genel Merkeze Aylin Nazlıaka’nın partiye dönmesi için başvuranların hemen hepsi sohbetlerinde, Mansur Yavaş’a karşı olduklarını ifade ediyor.
Aday konusunda yıllardır seçici bir tavır sergileyen CHP Ankara il ve ilçe yönetimleri, Genel Merkez’in kararını ilgi ile bekliyor.
Ankara’da yıllar önce yaşanan bir olayı aktarmakta yarar görüyorum.

1984 yerel seçimleri aday gösterme sürecinde, Erdal İnönü SODEP Genel Başkanı olarak Milka’da aralarına benim de bulunduğum gazetelerin Ankara Temsilcilerine yemek vermişti. Yemekte Ankara, İstanbul ve İzmir’e kimin aday gözterilmesi gerektiği konuşulmuştu.
Ankara’da Vedat Dalokay ismi ön plana çıkmıştı. İstanbul adayı olarak Erdal Bey’in kafasında Korel Göymen isimi vardı. Herkes düşüncesini anlatmış sıra bana gelmişti. Ben de, Güneş Gazetesi’ni temsilen “ Ne Sayın Göymen İstanbul’u, ne örgütünüz, ne de İstanbullu Korel Göymen’I tanır” demiştim.

Göymen adayı farklı kaybetmişti. Ankara’da Vedat Dalokay’ın seçimi kaybetmesinin nedeni ise, Halkçı Parti’nin çok sevilen adayı Dr. Turhan Temuçin’di.

Bunların yaşanmaması için, CHP’nin; Ankara örgütüne, dinamizm getirecek, sevilen ve tanınan bir aday göstermesinin ön koşul olduğu kanısı çok yaygın.
Bu koşul aslında tüm il ve ilçe adayları için geçerli değil mi?