O mağarayı dolduranlar da mı sizi aldattı?

Nahit Duru

Her gün şehit haberleri gelirken, Hakkari Kovan Tepede bir dev cephanelik bulunduğu haberi gazetelerin internet sitesinde yerini buldu.

İnsanın aklıyla alay eden bir olay...

Önce Hürriyette çıkan konuya ilişkin habere göz atalım:

"Türk Silahlı Kuvvetleri, Hakkari devam eden operasyonlar kapsamında Kovan Tepede büyük bir mağara buldu. Havalandırma sistemi bulunan mağarada en dikkat çekici görüntü ise kilitli bir kapının ardından çıkan cephanelik oldu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin terör örgütü PKKya yönelik operasyonları kapsamında dün 3üncü Piyade Tümen Komutanlığı tarafından arama tarama faaliyetleri icra edildi. Bu esnasında Hakkari Kovan Tepe mevkiindeki büyük mağara içinde havan ile diğer silah ve malzemeler ele geçirildi. Mağarada kilitli çelik kapı ve fanlı havalandırma düzeneği bulunduğu görüldü."

Bir mağara, yalnız dev cephanelik değil, zamanda lüks bir barınak. Düşünün fanlı havalandırma sistemi, çelik kapıları bile var.

Sonra, dev cephanelikte neler yok ki... 

Mağarada, havandan, çeşitli silah ve malzeme ele geçiriliyor.

Bunlar mağaraya yerleştirilirken, mağara üs haline getirilirken belli ki, kimse yoktu çevrede...

Her şeyden önce, bu mağarayı bulanları kutlamak gerekir. Ancak, mağara lüks bir barınma ve dev cephaneliğe çevrilirken görmeyenlere, ya da görmezden gelenlere ne demeli?

Şimdi yetkililer aklımızla alay ederek, diyebilir ki, "buradaki güvenlik güçleri, istihbarat elemanları Fetö örgütünün adamlarıydı."

Bu söylem, olanları geçiştirmek için geçerli bir mazeret olabilir mi?

Tabii ki hayır.

Çözüm süreci denilen zaman dilimi içinde, bunlara göz yumuldu mı?

Bu cephaneler, düzenekler mağaraya getirilirken, güvenlik güçleri, istihbarat örgütleri ne yapıyordu? 

Körebe mi oynuyorlardı?

Mülki amirler, komutanlar da "gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım" mı diyorlardı.

Halkımızı aylarca, akil insanlarla, çözüm süreci ile oyalayan iktidar ne yapıyordu bu dönemde.

Terörle mücadele etmek yerine, göstermelik, sonuç alınamayacağı baştan belli olan teröristle müzakere yolunu seçmemiş miydi?

Şimdi yetkililer, yine "PKK, Fetö bizi aldattı" demeyi sürdürüyorlar. Hatta IŞİD bile iktidarı aldatmış olabilir. 
Belki yarın, öbüründe ÖSOcular da "sizi aldattık" diyecekler. 

İktidar da sorumluluktan kurtulmuş gibi,  pir-u pak ortalarda dolaşıp duruyor, "terörün kökünü kazıyacağını" yineliyor. 

Ve insanımız da, yıllarca oy verdiği iktidar için "bizi aldattı" diyerek vatandaşlık sorumluluğundan kurtulabilir, yaşamını sürdürebilir mi?

Sanmıyorum.

2015 seçimlerinden sonra tırmanan terör sonucu yüzlerce güvenlik görevlisinin ve sivil yurttaşımızın ölümünden sorumlu olanlar kimdir?

Sorumlu davranın ve çıkın ortaya, mazeret üretmeden, gereğini de yapın bitsin bu sorumsuzluk.

Not:  Beni ve meslekte 50 yılını doldurmuş meslektaşlarımı "TGC Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü"ne layık gören Türkiye Gazeteciler Cemiyetine, şahsıma kutlama mesajı gönderen sizlere, gazeteci arkadaşlarıma, kimi milletvekili dostlarıma, kardeşlerime teşekkür ediyorum. Bu ödülün, omuzlarıma daha fazla sorumluluk yüklediğine inanarak hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.