Bir yılı daha devirdik. Komik bir darbe girişimine, gizli bir savaşa, terör olaylarına, acılara, zaman zaman hukuksuzluklara, haksız tutuklamalara, baskılara, yeni anayasa tartışmalarına tanıklık ederek 2016ya veda ediyoruz.
Yeni yılın ülkemiz insanına ve tüm insanlara barış, huzur, mutluluk, sağlık ve özgürlük getirmesini diliyorum.
Bugün keyfinizi kaçırmak istemiyorum.
Biliyorsunuz, sosyal medyada ülkemizdeki Suriyelilerden eli silah tutacak yaşta olanların, orada Suriyeye gönderilen askerimizle birlikte özgürlükleri için savaşması isteniyor.
O nedenle günümüze de uygun düşeceğine inandığım bir anıyı paylaşacağım.
Yıl 1967...
İsrail Arap ülkeleri ile savaşıyor... Türkiyedeki Arap öğrenciler, hergün sol görüşe sahip öğrencilerin hakim olduğu Türkiye Milli Talebe Federasyonundalar...
TMTF de, o günlerde sürekli İsrail aleyhine mitingler yapıyor...
İşte bugünlerde, TMTFnin başkanı Sencer Güneşsoyu İsmet Paşa çağırır.. Güneşsoy çok sık bir araya geldiği İsmet İnönünün yine gençlik sorunları ile ilgili bilgi alışverişinde bulunacağını zannederek, Rüzgarlı Sokaktaki CHP Genel Merkezine gider.
Paşa, yanında bulunan Orhan Birgite, Hüdai Orala teşekkür eder ve Güneşsoyla başbaşa konuşacağını söyler...
Paşa oldukça sakin başlar konuşmaya, ancak zaman zaman sinirlenir.
Ana Muhalefet Partisi (CHP) Genel Başkanı İsmet İnönü, Araplara güvenilmeyeceğini, onların hem kurtuluş savaşı sırasında, hatta öncesinde ve sonrasında ülkemize neler yaptığını anlatır. Arada Sencer Güneşsoyun favorilerini de hafifçe çekerek dikkatini vermesi için uyarır.
Sencer Güneşsoy da bunları bildiğini, dedesi binbaşı Ahmet Tevfikin Lut gölünde sabaha karşı Arapların kalleşçe baskını sonucu nasıl öldürüldüğünü, babasının henüz 9-10 aylıkken yetim kaldığını anlatır.
Paşa, Sencer Güneşsoya mitinglere son vermesini ve Arap öğrencileri ciddiye almamasını öğütler.
CHP Genel Merkezinden ayrılan Güneşsoy, TMTF Genel Merkezine gider. Yüzlerce Arap öğrenci adeta Federasyonu işgal etmiştir.
Güneşsoy, Ferderasyon Genel Sekreteri Bediri Demire durumu anlatır.
Bedri Demir, "Başkan sen bir iki gün gelme, ben sorunu çözeceğim." der. Arap öğrencileri iyi tanıyan, Bedri Demirin planı akıllara durgunluk verecek cinstendir.
Bundan sonrasını Bedri Demir şöyle anlatıyor:
"Arap öğrencileri toplayıp, kısa bir konuşma yaptım.
Sonra, Arap öğrencilerle aramızda şu konuşma geçti:.
-İsrail, bizim topraklarımızı aldı. Türkler kuvvetli, cesurlar gitsinler savaşıp topraklarımızı alsınlar.
-Peki siz ne yapacaksınız?
-Biz öğrenci okuyacak
-Yok, birlikte harbe gireceğiz. Ben hem Türklerden hem Araplardan harbe gidecekleri tesbit edeceğim. Listeyi Genelkurmay Başkanlığına vereceğim hazırlıklı olun.
Hemen kapıya bir masa koydurdum. Masada kağıt kalem koydum. Arap öğrencilerden sıraya girmelerini ve listeye isim, soyad ve adreslerini yazmalarını istedim. Arap öğrenciler, usulca önce salonu, sonra merdivenleri boşalttılar.
Bu olaydan sonra bir Arap öğrenci bile federasyona uğramadı.
Sencer Güneşsoy da olayı duyunca kahkaha atarak, Paşaya verdiği sözü tutmuş bir başkan olarak Federasyona geldi..."
Gerçekten bugün de aynı yötemi uygulasak eli silah tutacak yaşta kaç Suriyeli kalr...
Neyse 2017 ulusumuza, ayrıca tüm insanlara sağlık, mutluluk, sevgi, barış, adalet ve özgürlük getirsin...