Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yine gündem değiştiriyor.
Gezi parkına "tarihi" Topçu kışlası, Maksim gazinosunun yerine cami, AKMnin arsasına da opera binası yapacakmış.
Bunları yapar mı, yapabilir mi bilmem.
İyi de yıkılmış Topçu Kışlası neden tarihi?
31 Mart ayaklanması diye anılan gerici isyanının başladığı yer Topçu Kışlası.
On üç gün süren ve askeri bir isyan olarak başlayan 31 Mart, softaların katıldığı mürteci - gerici - ayaklanmasına dönüşüyor. Meclis basılıyor, gazetecilerden, subaylardan ve Meşrutiyet yanlılarından yaşamlarını yitiren oluyor, işin doğrusu, gericiler tarafından öldürülüyorlar.
Şimdi şu soruyu sormak gerekiyor:
Kışlanın tarihi önemi gerici isyanının başladığı kışla olmasından mı kaynaklanıyor?
Neyse, Bayram değil seyran değil, Erdoğan neden coştu derseniz?
Erdoğan, giderek dibe vuran ekonomik tabloyu, liselerde başlayan tepkiyi, tırmanan terörü, AKP içinde başlayan homurdanmayı, ülkeyi böleceği iddia edilen başkanlık sistemini, kula kulluk döneminin yükselişe geçmesini, yüksek yargının iktidarın tamamen emrine sokulmak istenmesini, komşularla bozulan ilişkilerin ülkeyi getirdiği vahim noktayı tartıştırmamak için ortaya atmış gibi...
Şimdi, basımımızın ve iktidarı diğer yetkililerinin de ön ayak olmasıyla ana sorunlar kapatılacak, bu konu gündeme taşınacak.
Halk Gezi Parkında toplanacak, ardından polisler Gezi içinde ve dışında görevlendirilecek ve olacaklara odaklanmamız sağlanacak.
Her fırsatta iktidar; Gezicilere çatacak, çevrecileri engellemek için zor kullanan güvenlik kuvvetlerini kahraman ilan edecek...
Halk güvenlik güçleri ile karşı karşıya gelecek, gerçeklerin üstü bir süreliğine de olsa örtülecek.
Gözaltıları, tutuklamalar, tutuklamaları daha çok baskı izleyecek.
Dikkatler buraya çekilince, Yargıtay ve Danıştayın iktidarın atadığı kişilerden oluşması sağlanacak, başkanlık veya partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş için alt yapı hazırlanacak, demokrasi yerine otoriter bir rejime geçiş için ortam hazırlanacak, bozulan ekonomi konuşturulmayacak, halkın inim inim inlemesi yazılmayacak, duyurulmayacak...
Erdoğan ve AKP yıllardır böyle yapıyor. Köşeye sıkışınca ya gündem değiştiriyor ya da mağduru oynuyorlar.
Muhalefeti de peşlerine takıp halkı uyutuyorlar. Ya da uyanmasını engelliyorlar.
Bugüne kadar da bunu başardılar.
Bir başka konu da milleti "bizden, bizden olmayan" diye ayrıştırmaya çalışmaları.
Şimdilik milleti bölmeyi, kindar ve dindar bir nesil yetiştirmeyi tam olarak başaramadılar.
Ancak yarın ne olur kestirmesi zor.
CHP ve MHP muhalefeti halkın bir kesimine bıraktığı sürece, yargı da AKPnin emrine girebilir, başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı sistemi de getirilebilir, demokrasi de elden gidebilir, millet de bölünebilir.
Muhalefet, özellikle CHP, kısır çekişmelere girmeden eylem planı yaparak, Erdoğanın ve AKPnin oyununu bozmalıdır.