CHP Genel Başkan Başdanışmanı Mehmet Bekaroğlu, partili Milletvekillerine "Tarihi dönüm noktasında CHP" başlıklı bir mektup yollayarak, altı oktan yakınıyor. Hem de ne yakınma... CHPnin tüm ilkelerinin yerle bir edilmesini isteyen bir açıklama...
CHPye girerken CHPnin ilkelerini kabul etmesi gereken biri, partide milletvekili, Genel Başkan Yardımcısı, Genel Başkan başdanışmanlığı görevini üstlenip, sonradan aslına dönüyor. Geldiği partinin ilkelerini CHPye taşımak istiyor.
Daha önce de yazmıştım.
Devşirme vekillerin, danışmanların, CHPnin ilkelerine inanmayanların partiye alınıp önemli görevler verilmesinin, CHPye zarar verdiğini, o nedenle de halkın partiden soğuyup, oy vermediğini...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önceki seçimlerde, CHP ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir takım insanları milletvekili yapmıştı. Bu kişiler, parti ilkelerine değil de genel Başkana karşı çıkınca "tu kaka" olmuşlardı.
Partiye verdikleri zarardan çok Kılıçdaroğluna karşı çıkışları ile gündeme gemişler, son seçimlerde bunların önemli bölümü listede yer bulamamıştı.
Bunun belki de tek istisnası, CHPnin ilkelerini bir türlü içine sindiremeyen, üniter devlete, altı oka, Atatürk devrimlerine karşı tutumu kanıtlanmış Mehmet Bekaroğlu oldu.
Kılıçdaroğlu, bu kişiyi milletvekili yapmakla kalmamış, son Kurultayda listeye giremeyen Bekaroğlunu, Parlamento ilişkilerinden sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı yapmaktan geri durmamıştı.
Bekaroğlu, daha önce de, laiklikle, anayasada yer alan Türk sözcüğü ile ve üniter devletle sorunu olduğunu konuşmalarında dile getirmişti.
Bekaroğlu milletvekillerine gönderdiği mektupta, akıl almaz iddialarda bulunuyor, laikliğin yeniden tanımlanmasını istiyor...
Başdanışman, CHPnin halka "seçkinlerin yaşam tarzını" dayattığını, insanların düşünce ve inançlarını ifade etmesini sınırladığını da utanmadan öne sürüyor.
Bu yetmiyor, "Türk Milleti" sözünden de rahatsızlığını dile getiren bu zat: "Bundan böyle hiç bir Kürte Türküm dedirtemezsiniz. Bunun için Türkiyeli kavramı en doğru seçenektir..." cümlesini kurabiliyor.
Bekaroğlu, mektubunda coştukça coşuyor, CHPnin temel sorununun kuruluş ilkeleri olduğunu iddia ediyor ve "CHPnin en temel sorunu budur" diyebiliyor.
Diyarbakırdaki bir toplantıda konuşurken, "Ulus devletin bana göre miadı doldu." sözcüklerin kullanan Bekaroğlu, mektubunda şunları söylüyor:
"Dün Türkiyenin Birliği için anlamlı olan tek tip ulus inşaa projesi bugün, Türkiyeyi parçalamaya doğru sürüklemektedir.Türkiyede Kürtler ve Türklerin iki halk olarak birlikte yaşayacakları formülü bulmak zorundayız. "
Bu mektup, aslında CHPyi Atatürkün, İsmet Paşanın, hatta Bülent Ecevitin CHPsi olmaktan çıkarmak isteyenlerin projesinin bir parçasıdır.
Bekaroğlu, ve onun gibiler, CHPyi değiştirmeye, AKPye, SPye dönüştürmeye çalışan, partiye yamanan kişilerdir.
CHP altı okuyla, ilerici, demokrat, sosyal devlet ilkesini benimsemiş, laikliği, hukukun üstünlüğünü savunan Atatürk milliyetçiliğine inanmış, sosyal demokrat bir partidir.
Bu parti içinde yer alan herkesin, bu ilkeleri ve CHPnin kuruluş felsefesini benimsemiş olması gerekir
Partinin kuruluş felsefesini yok etmek isteyenlerin, Bekaroğlunun görüşlerini savunanların, savunanlara göz yumanların, partiyi dönüştürmeye çabalayanların CHPde işi olmamalıdır.
Bunlar partiden temizlenmeli, CHP kuruluş ayarlarına dönmeli, Atatürkün yarım kalan devrimlerinin tamamlanması için çaba harcanmalıdır.
Aksi takdirde, CHP zayıflayacak, bugünkü yöneticileri tarih önünde sorumlu olacaktır. İyi niyetli olduğunu düşündüğüm CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun gerekenleri yapacağını ummak istiyorum.
Bekaroğluna ve onun gibilere gelince, meslek ustalarımdan, dostum, ağabeyim Sencer Güneşsoyun çok kullandığı bir sözle yanıt vereyim:
" Utanmaza aldırmam, ama utanmazın saldırganı beni deli eder..."