YSK İstanbul seçimi ile ilgili kararını bugünlerde açıklayacak. Şu ara her kafadan ayrı ses çıkıyor. YSK’nın yasalara ve içtihatlarına uygun karar vermesi halinde, Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığını onaylaması gerekiyor.
Ancak, AKP’liler seçim sonuçlarını içlerine sindiremedikleri gibi, YSK’yı da etki altına almak için her yolu deniyor. Düne kadar “milli irade”, “ halkın oyu” diye ortalığı kasıp kavuran AKP, İstanbul yenilgisinin ardından, halk iradesine saygı göstermek bir yana, yalnızca İBB seçimini iptal ettirmek istiyor. İlçe Belediye Başkanlığı, Belediye Meclisi seçimlerinde, aynı sandık kurulları görev yapmamış, aynı seçmen oy kullanmamış gibi…
AKP’nin, üst üste yaptığı itirazlarla, YSK’nın dilediği yönde karar vermesini sağlamayı amaçladığı belli değil mi? Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz çeşitli tarihlerde yaptığı açıklamalarda ne demişti anımsayalım:
“ Bir şeyler olmasa bile, kesinlikle bir şeyler oldu. Ama fark edemedik.”
“ Biz CHP’yi suçlamıyoruz ama, İstanbul’da kesinlikle bir şeyler oldu”
“ Bir gariplik olduğunu hissediyor insan “
“Mülki amirlerin teslim ettiği listeleri görüyoruz, bakıyoruz ki bu işte bir şey var”
Yavuz, “bir şeyler oldu, fark edemedik” diyor, “ İstanbul’da kesinlikle bir şeyler oldu” diyor, sonra da “ gariplik hissettiğini” söylüyor.
Son olarak AKP’li Yavuz, İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçiminin yenilenmemesi halinde, "Şüphe, şaibe ortadan kalkmamış olur" diyor. Yani YSK’ın istekleri doğrultusunda karar vermesi gerektiğini savunuyor.
Amaçları da, yaptıkları baskı yetmiyormuş gibi, YSK Başkanı ve üyelerini etkileyip, istedikleri sonucu elde etmek.
Yavuz, seçimden bir süre önce “en güvenli seçim ülkemizde” diyor, 31 Mart’tan sonra birden bire fikrini değiştiriyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı, Milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçiminin ne zaman yapıldığını da unutarak, “ 2 yıl öncesinden başlayarak hileye yönelik iş ve işlemlerden” söz ediyor. Yani Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimininde hileye yönelik iş ve işlemler altında yapıldığını itiraf ediyor.
Yavuz, sandık kurullarında görev alanların önemli bölümünün de FETÖ’cü olduğunu iddia ediyor, tıpkı YSK üyelerinden bir bölümünü de aynı şekilde suçlayıp, aba altından sopa gösterdikleri gibi.
Şimdi YSK bir karar verecek. Doğru ya da yanlış.
Vereceği karar, ülkemizde hukukun var olup olmadığını gösterecektir.
YSK’nın vermesi gereken karar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini onaylamaktır..
Böyle bir sonuç kuşkusuz “ Ankara’da hakimler var” dedirtecektir.