Tablo Tahrip Etmek

Pamir Şen

Geçtiğimiz haftalarda Cambridge’de bir pro-Filistin ‘aktivist’ İsrail’in kuruluşunda rol oynadığı iddia edilen Lord Balfour’un 1914’te yapılmış tablosunu tahrip etti. BBC’nin iddiasına göre Palestine Action isimli grup ‘saldırıyı üstlendi’. Peki bu tahribatın birkaç ay önceki iklim aktivistlerinin eylemleriyle benzerlikleri ve farklılıkları nelerdir?

İklim aktivistleri de önemli sanat eserlerinin üzerine boya vs. fırlatıyorlardı. Ama kendi iddialarına göre, bu eserlerin üzerinin koruyucu kaplı olduğunu, dolayısıyla esere kalıcı bir hasar vermediklerini bilerek bunu yapıyorlar, bir anlamda illüzyon gösterisi gerçekleştiriyorlardı. Amaçları bir sanat eserinin tahribatına fevkalade öfkelenen -ben de bu gruba dahilim- fertlerin dikkatini doğanın onarılamaz tahribatına çekmekti ve bunun en azından kendi adıma etkili bir “exhibition yöntemi” olduğunu düşünüyorum.

Peki burada fark ne? Öncelikle malum zat, resmi kesip biçiyor ve üzerine boya sıkıyor. Yani tahribat illüzyonu yaratmıyor, doğrudan tahrip ediyor. İkincisi resmin portre ettiği kişinin İsrail’in kurulmasını taa 1910’larda savunan bir İngiliz olması. Yani bir anlamda bu zattan intikam alınıyor. Hedef dikkat çekmekten fazlası.

Elbette yukarıdaki denklem burada da işleyebilir ve bir resmin tahribatına gösterdiğimiz tepkiyi baz alarak Filistin’deki katliama yönelik ‘farkındalık’ yaşayabilir, bu zata bizi aydınlattığı için teşekkür edebiliriz.

Ancak ben bu kadar naifçe yaklaşamıyorum meseleye. Zira sonucu buna çıkabilecek olsa da fail, hem tabloya kalıcı hasar vermekle hem de tabloyu bilhassa seçmekle, adeta bir suikaste imza atıyor. Halihazırda mefta bir zatı hedef alıyor ve onu tekrar öldürerek sanal bir suikast gerçekleştiriyor. Bu arada İsrail’le özdeşleştirdiği “batı medeniyetini” de Filistin’deki mazlumlar adına hedef alıyor. (Bu yorumumu Umberto Eco'nun tabiriyle "aşırı yorum" olarak okumak elbette mümkün).

Bu eylemi haklı bulmanın bir sonraki aşaması, daha cesur bazı aktivistlerin gerçek insanları öldürmesine alkış tutmaya kadar gider. Elbette bu zatın cinayetten yargılanacak hali yok. Ancak kamu malını tahrip etmenin bedelini sırf ‘kendine göre haklı’ olduğu için ödemezse, yıkıcılığın ödüllendirilmesinin cezasını önce sanat eserleriyle tarihi kalıntılar ve belki de en sonunda insanlar çekmeye başlar.

Bu yazıyı önümüzdeki haftalarda çağdaş sanat, yıkıcılık, farkındalık yaratma ve yapay zeka üzerine yazacağım yazı dizisinin başlangıcı olarak bırakıyorum. Bu dizide amacım son yüzyılda sanatın nasıl değişime uğradığı ve son birkaç senede değişen teknolojinin geleceğe nasıl etki edeceği, sanat-toplum ilişkisini nasıl dönüştürebileceği üzerine öngörülerimi paylaşmak olacak.

Kaynaklar ve Tavsiyeler:

Harriet Heywood ve Brian Farmer, “Lord Balfour: Pro-Palestinian protesters damage University of Cambridge painting”, BBC News, https://www.bbc.com/news/uk-england-cambridgeshire-68515368.

Pelin Dilara Çolak, "Van Gogh'a çorba atmak: Aktivistlerin Sanat Eserlerine Saldırması Saçma mı?”, Pelin Dilara Çolak YouTube Kanalı, https://youtu.be/OY_fLP1b8og?si=Yaa1q6fX1zm4TOM-.