Son dönemde Suriye’deki gelişmeler iki ayrı bölgede yoğunlaştı. Öncelikle İdlib bölgesinde Türkiye, Esat yönetimin kontrol ettiği bölgedeki gözetleme noktalarından çekildi ve M4 yolunun kuzeyinde yeni gözetleme noktaları oluşturuyor. Rusya ile yapılan anlaşmaya rağmen ne bölgedeki cihatçı teröristleri tasfiye ediyoruz ne de terörle mücadele ediyoruz. Rusya her fırsatta bölgedeki terörist kampları bombalıyor. COVİD-19 ve ekonomik sorunlarla başı dertte olan Esat ise Rusya ve İran’ın desteğine rağmen İdlib’e büyük bir taarruza geçecek gücü henüz kendinde bulamadı.
Suriye’de ikinci sıkıntılı konu Ayn İsa şehri ile ilgili gelişmeler. Ayn İsa, Suriye’nin kuzeyi için önemli bir stratejik geçiş bölgesi; hem YPG/PKK’nın doğu ile bağlantısı hem de Esat’ın Suriye’nin kuzeyi ile (M4 yolu üzerinden Halep-Kamışlı) bağlantısı için önemli. Türkiye, YPG/PKK’nın kontrolündeki Ayn İsa bölgesine yaklaşık bir aydır topçu ateşi yapıyor. YPG/PKK’nn siyasi çerçevesi olan SDP önce Ruslar ile anlaştı ve buraya Ruslar üç Gözetleme Noktası kurdular. Ancak, ABD’de Biden başkan seçilince SDP’ye mesaj geldi ve şimdi Rusları istemiyorlar. Rus askeri ve polis gücü şehre girdi. YPG/PKK, sınırdan 30 km.ye derinliğe kadar çekilecekti ve bunu Ruslar sağlayacaktı. Ruslar, hem Kürtlerin dizginlerini ele almak hem de Esat ile görüştürmek istiyorlar ama bunda şu ana kadar başarılı olamadılar.
Harita: Suriye’nin Kuzeyi ve Ayn İsa
ABD’nin yeni yönetiminin Suriye politikası henüz kesin değil. Kürt sempatizanı Joe Biden’ın, Savunma Bakanlığı’na diğer bir Kürt sempatizanı ve eski CENTCOM komutanı Llyod Austin’i atama niyeti Türkiye için iyi haber değil. ABD’nin yeni dönemde SDP ve YPG/PKK ile daha yakın hareket edeceği bekleniyor. Bu kapsamda, öncelikle SDP ve Barzani yönetiminin işbirliğini güçlendirecekler. ABD’nin amacının bağımsız olmasa da Irak’ın kuzeyindekine benzer bir özerk Kürt devletçiği olduğu öngörülebilir.
Libya’ya gelince 23 Ekim 2020’de bizzat Serac hükümeti tarafından imzalanan Ateşkes ve Barış Anlaşması başarılı bir şekilde uygulanmaya devam ediyor. Bu anlaşmaya göre;
- Öngörülen siyasi komiteler toplantılar yapıyor,
- Petrol üretimi başladı,
- Ulaştırma yolları açıldı,
- 23 Aralık’ta seçimlerin yapılması öngörülüyordu. Seçimler konusunda da önemli bir sorun olmayacak.
Sorunlu gözüken alan şu; anlaşmaya göre, üç ay içinde yani 23 Ocak 2021 tarihine kadar Libya’da bulunan yabancı güçler çekilecekti. Ancak, Türkiye’nin Libya’da bulunan unsurları için TBMM’de görev süresini 18 ay daha uzatması kafaları karıştırdı. Bunun üzerine Hafter Türkiye’yi gerekirse yeniden savaşmakla tehdit etti. Arkasında Savunma Bakanı Hulusi Akar, Libya’ya gitti ve o da Hafter için benzer sözler söyledi. Mısır devreye girdi ve Libya hükümetinin Türkiye’ye yakın İçişleri Bakanı Fethi Baş ile görüştü.
Görünen o ki önümüzdeki hafta ABD, Fransa ve Rusya’dan Libya konusunda Türkiye’ye yönelik önemli tepkiler gelmeye başlayacak. ABD’nin Chevron ve Exxon enerji şirketleri de Doğu Akdeniz’e geliyor yani Kıbrıs konusunda da başımız artık daha çok ağrıyacak. ABD’nin yeni yönetiminin Avrupa Birliği ile birlikte Türkiye aleyhine bir eylem planı uygulaması bekleniyor.
Öte yandan, Libya’nın Serrac hükümeti ile yaptığımız Deniz Sınırı Anlaşması’nın pek bir hükmü kalmadı. Sorun artık Libya ve Yunanistan arasında bir sınır anlaşmazlığına dönüşse de bu anlaşma ya yürürlükten kalkacak ya da uluslararası mahkemeye gidecek. Türkiye, zaten 280 boylamının batısına artık geçmiyor. Hatta Antalya Körfezi’ne hapsolduk yorumları yapılıyor.
Son olarak Rusya ile olan ilişkilerimizin de hiç iyi olmadığına değinelim. Ruslar, bu dönemde Türkiye ile ilgili iki konuyu bekliyor;
(1) Yeni ABD yönetimi Rusya’ya karşı Türkiye ile anlaşır mı?
(2) Türkiye, ABD baskı ve yaptırımlarına ne kadar dayanır? Bu konuda Türkiye’yi yüreklendirmek istiyorlar.
Dağlık-Karabağ’da Rus askerlerini gözetlemek için Bakü’de kurulan Barış Gücü Merkezi’ne bir iki subay göndermenin dışında Rusya bizi Kafkasya’nın dışında tutmak istiyor. İlişkilerimiz Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’de de iyi değil. Karadeniz’de NATO üyesi olduğumuzu hatırlamaya başladık. Kırım’ın işgalini tanımıyoruz. Sonuç olarak, Mart ayına kadar Türkiye ve Rusya arasında ciddi bir çatışma olmaz. İki taraf ta ABD yönetiminin geçiş dönemini, kartların yeniden dağıtılmasını bekliyor.