ABD Silahlı Kuvvetleri’ndeki gelişmeleri sürekli izliyorum ama uzun zamandır bu konuda bir şeyler yazmamıştım çünkü çalışmaların belirli bir olgunluğa gelmesini bekliyordum. Ukrayna Savaşı ile gelişmeler kapsamında, bunun Üçüncü Dünya Savaşı’na giden süreçte sadece bir aşama olduğunu söylediğimde şaşıranlar oluyor. Hâlbuki uzun zamandır büyük savaş ile ilgili çalışmaları yazıyorum. Washington için Rusya karşısında Ukrayna’ya verilen destek; yolda yürürken sakız çiğnemek. 2009 yılında yazdığım makalemde ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) 2035 yılına kadar üç tür ordu hazırlığı peşinde olduğunu belirtmiştim;
(1) Mevcut (eski) orduyu takviye ederek, küresel operasyonlarını devam ettirmek.
(2) Modernizasyon faaliyetleri ile geçiş döneminde orduyu yenileştirmek.
(3) Yeni geliştirilmekte olan teknolojiler ile oluşturulacak dönüşüm ordusu ile Çin ile büyük savaşa hazırlanmak.
Aradan geçen zaman zarfında, ABD Silahlı Kuvvetleri’ndeki gelişmeleri şu şekilde özetleyebiliriz;
- Afganistan, Suriye ve Libya gibi harekât bölgelerinde büyük ölçüde eski ordusunun mirasını kullanmaya devam etti ve tüketmek üzere.
- Uygulanan 20 yıllık tedarik planı içinde şu anda büyük ölçüde modernizasyon ordusu şeklinde yapılanmış durumda.
- Çin ile savaşacak dönüşüm ordusu konusunda ise pek çok arayış ve test devam ediyor; hedef 2030.
Artık, ABD ordusu Afganistan’dan çekildi ve Ukrayna Savaşı’nda da görüldüğü gibi Obama döneminden beri dünya genelinde aktif ordu kullanmaya sıcak bakmıyor. Bunun çeşitli sebepleri var;
- Öncelikle yorulan ABD askerinin dinlenmeye, ordunun enerjisinin birikmesine ve kuvvet yapısının yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç var.
- ABD çıkarlarının sağlanmasında askeri olmayan yöntemlere (demokrasi projeleri, rejim değişikliği, yumuşak ve akıllı güç uygulamaları) öncelik verildi.
- Bu dönemde, diplomasi ve savaştan sonra üçüncü yöntem olan özel savaş metotları (özel kuvvetler, drone, askeri danışmanlık, örtülü operasyonlar, vekil güçler vs.) yaygın olarak kullanıldı.
Biden Dönemi Hazırlıkları
Geçtiğimiz günlerde Biden yönetimi savunma bütçesini onayladı ve yeni savunma stratejisinin esasları belli oldu. Savaş hazırlıklarının sona ereceği tarih; 2030 ve tedarik planları buna göre yapılıyor. Ancak, iyimser olarak deneme, test ve eğitimler için bir beş yıl daha beklenebilir. Bu makalede, ABD’nin savunma stratejisi, kuvvet yapısı ve hazırlıkları ile ilgili son çalışmalara değineceğiz.
ABD Başkanının Geçici Ulusal Güvenlik Stratejisi 21 Mart 2021 tarihinde yayınlamıştı. Buna uygun olarak hazırlanan 2022 Ulusal Savunma Stratejisi (NDS) ABD Savunma Bakanlığı tarafından 28 Mart 2022 tarihinde Kongre’ye gönderildi. İki belgenin de ancak gizli olmayan bölümleri yayınlanıyor. Henüz yayınlanmamış olsa da NDS’de savunma öncelikleri şu şekilde sıralanıyor;
(1) Çin Halk Cumhuriyeti’nden artan şekilde gelen çok ortamlı tehdide karşı anavatanı savunmak.
(2) ABD, müttefikleri ve ortaklarına yönelik stratejik tehditleri caydırmak.
(3) Öncelikle Çin Halk Cumhuriyeti’nin Hint-Pasifik, sonra Rusya’nın Avrupa’daki saldırganlığını caydırmak ve savaşa hazır olmak.
(4) Esnek bir Müşterek Kuvvet ve savunma ekosistemi inşa etmek.
Çin Halk Cumhuriyeti, en önemli stratejik rakip, Rusya ise Ukrayna’da görüldüğü gibi bariz tehdittir. Rus tehdidine karşı NATO müttefikleri ve ortaklar ile işbirliği yapılacaktır. Bunlar dışında diğer sürekli tehditler Kuzey Kore, İran ve aşırı şiddet gruplarıdır. Küresel iklim ve pandemi gibi diğer sınır aşan tehditler de Savunma Bakanlığı çalışma alanı içindedir.
ABD Silahlı Kuvvetleri 2022
ABD stratejisi Çin’e odaklanmış durumda. Bu alandaki çalışmalar dipsiz bir kuyuya benzese de özellikle iki kuvvet alanındaki yatırım ve ileri teknoloji çalışmaları öne çıkıyor; Hava ve Deniz Kuvvetleri.
ABD’nin Rusya yerine Çin’e odaklanmasının nedenleri; Rusya ile savaşın verimsizliği ve bu ülkenin hassasiyetleri nedeni ile savaş dışı yöntemlerle etkisizleştirilebileceği kanaati, Çin’in Rusya’dan çok daha büyük bir ekonomik güç ve daha ciddi bir rakip olacağı düşüncesidir. Bununla beraber, Çin tehdidine odaklanırken, Rusya’nın devam edecek saldırganlığına karşı tedbirler alınmalıdır. Ancak, Çin, Batı için yegâne stratejik ve askeri tehdit olarak görülmektedir.
Ukrayna’daki savaş başta ABD, Avrupa ülkeleri ve NATO arasındaki çekişmenin devam eden safhası oldu. Savaşın sonu nasıl biterse etsin, hatta Rusya Avrupa ülkelerini tehdit etmeyecek ve nükleer gücünü modernize etmekten vazgeçecek bile olsa ilişkiler asla iyi olmayacak. Rusya, her şeyden önce bir nükleer tehdit ve Ukrayna’da şu ana kadar başarısız gözükse de son on yıldır silahlı kuvvetlerini modernize etmekle meşguldü. Ukrayna Savaşı, ABD’nin aynı zamanda müttefikleri, ortakları ve Çin ile ilişkilerinde yeni ayarlar gerektiriyor. ABD, buradan kendine dört maddelik bir iş listesi çıkarıyor;
(1) Kendi stratejik Planlanma, Programlama ve Bütçeleme Sistemi’ni geliştirerek güç vasıtalarını yeni ayarlar vermek.
(2) NATO ile olan stratejik ortaklığını canlandırmak ve yeni planlama tatbikatları yapmak.
(3) Çin ve Rusya’ya odaklanmak ancak öncelikle en ciddi tehdit olarak Çin’e karşı hazırlanmak. (4) Çin ve Rusya’ya odaklanırken yeni diğer stratejik ortaklarla ilişkileri kuvvetlendirmek.
Özellikle yeni ortaya çıkan ve bozucu teknolojilerin savunma sistemlerine entegre edilmesinde ortak bir yaklaşıma ihtiyaç var. Hatta bu planlamaya Finlandiya ve İsveç’in de dâhil edilmesi düşünülmelidir. Bütün bu güvenlik harcamaları belirli plan, program ve bütçeler dâhilinde yapılmalı sadece klasik savaşı değil diğer istikrarsızlık senaryolarına verilecek desteği de kapsamalıdır. Bu yüzden, bu işleri entegre edecek yeni bir elite ihtiyaç bulunmaktadır.
Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;
https://www.academia.edu/75329377/ABD_Çin_ile_büyük_savaşa_nasıl_hazırlanıyor