Tekno-Diktatörlük

Prof. Dr. Sait Yılmaz

Dördüncü Sanayi Devrimi hayata geçtiğinde, yaşayanlar ölüleri kıskanacak.”
Joseph Weizenbaum

Bugünün dünyasında kendini Tanrı gibi gören bir elit kesim var. Bunlar Dünya Ekonomik Forumu, Dünya Sağlık Örgütü, Bill ve Melinda Gates Vakfı, Google, Amazon ve bunlarla işbirliği yapan hükümetler, şirketler, medya vb. yapılar içinde bulunuyor. Ortak hedefleri hâkimiyetlerindeki bilim ve teknoloji üzerinden tamamen dijital bir dünya yaratarak, küresel kontrol sağlamak. Bu elit, yüzyıllar içinde gelişti ve son on yıllarda bugünkü şekline bürünmeye başladı. Teknoloji olmadan planlarının yürümeyeceğine karar verdiler. Yapılan plana göre; küresel bir otoriter kontrol sağlamak için yapay zekâ, robot mühendisliği (cyborgs), teknoloji ve biyolojiyi bir araya getirerek insanın değişime uğradığı bir dünya yaratacaklar.

Planın ilk aşamasında aşı olmayan aşılar ve cep telefonları bu düzene geçiş için kullanılıyor. Beynimize yerleştirilecek hücreler ile düşünme yöntemlerimizi değiştirilecek ve kitlesel kontrol sağlanacak. Bunun için çok iyi planlanmış bir dezenformasyon yapılıyor; “akıllı hayat”. Mesajları şöyle; “sadece dokun”, “dokunmazsan yoksun”,” özgür hayat” vb. Gerçekte ise bu bir mahkûm hayatı. Çip, virüs ve onun panzehiri olarak gösterilenler halkın isyanını bastırmak ve otoriter kontrolü sağlamak için kullanılıyor. Gizem, mucize ve otorite; özgürlüğe karşılık aşılar. Teknolojiyi kontrol altına almış küresel elit yani “tekno-diktatörlük” planlarını adım adım uyguluyor. Makalemizin konusu da bu, planı ve aktörlerini deşifre etmek.

Tekno-Diktatörlük

Yeni Dünya Düzeni’nin arkasındaki kurumsal güçler olarak Dünya Ekonomik Forumu, Dünya Sağlık Örgütü, Bill Gates’in aşı işlerini tezgâhladığı Cenevre’deki GAVI ittifakı ve Rothchilds ailesinin Basel’deki Uluslararası Çözümler Bankası (BIS) başta geliyor. Bunlar sıradan insanlara savaş açanlar, COVİD-19 ve varyantları ile ilgili hikâyeleri resmi hale getirenler. Bu dezenformasyona karşı sensör vazifesi görenler içinde Gates, Zukerberg, Fauci, Walensky, Murthy, Big Tech, Pharma, MSM ve diğer teorisyenler var. Silikon Vadisinin milyarderleri de pastadan payını alıyor.

İçinde bulunduğumuz dönemin kararları üç adresten geliyor; Wall Street, Dünya Ekonomik Forumu ve milyarderlerin vakıfları. Dünya Ekonomik Forumu (DEF), dünyanın 1000 büyük şirketi ile geleceği şekillendirmek için bir platform oluşturuyor. Bu sadece bir şirketlerin bir araya getirildiği bir ağ (network). Bu ağın dışında kalanlar (yerliler, fakirler, Asyalı ve Afrikalılar, çiftçiler, engelliler vs.) sıradan insanlar kabul ediliyor. Bu konular kamuoyunun önüne pek çıkarılmıyor ve çok az kişi bilgi sahibi. Çünkü ortada adına küresel sermaye dediğimiz ve bizim gibi çevre ülkelerde de şubeleri olan geniş bir çıkar ağı var.

Dünya Ekonomik Forumu (DEF) etrafında kümelenen bu elite göre, Sanayi Devrimi ile başlayan gelişme artık sona erdi. DEF’in Büyük Başlangıç politikası ile ABD ve Avrupa Birliği’nin “Yeni Yeşil Anlaşması” yeni bir yıl haritası ortaya koyuyor. Gündem diktatörlük şeklinde bir yeni dünya düzeni. Binlerce yıldır gelişmenin önünü açan kılış ve ateşli silah gücü olmuştu. Şimdi dünya gezegeninin limitlerini zorlayacağız. Çünkü enerji kaynakları azaldı ve az bulunan minerallerde (lityum vb.) büyük rekabet var.

Günümüzün makineleri kullanan insan modelinden, önce üzerine makine yerleştirilen insana ve nihayet makineler tarafından kullanılan insana geçiş yapacağız. “Eşyaların interneti (Internet of Things)” bu insanın bağlanacağı mega dijital makinenin erken modelini temsil ediyor. Yani şimdi eşya olan “şey” gelecekte siz olacaksınız. Bu yeni dünya düzeninde, “teknokratik diktatörlüğü” temsil eden en tepedekiler hariç homo sapiens, birey, sahip, bağımsız insan olmayacak. Yaklaşık 7-8 milyon insan, insan ötesi olmaya ihtiyaç duymayacak. Diğerleri ırk iyileştirme ve hatta acısız ölüme maruz kalarak, nüfus azaltma programına tabi olacaklar. Bunun sizin iyiliğinize olduğu söylenecek ama başka bir seçme hakkınızda olmayacak. İnsanlığın gelişme programı, insanları hedef alacak.

Tekno-Diktatörlüğün Kontrolündeki Modern Bilim ve Teknoloji

Moleküler biyoloji ve genler ile ilgili çalışmalar Rockefeller Vakfı’nın yarattığı bir alandır. Nüfus azaltması ve GMO’lar büyük bir stratejinin parçasıdır ve dünya nüfusunda önemli bir azaltmayı hedeflemektedir. ABD ve İngiliz hükümetleri genetiği ile oynanmış tohumların küresel olarak yaygınlaşması için Nazi Soy Geliştirme Araştırması’nı destekleyen Rockefeller Vakfı’nın kurulduğu 1930 yılından beri uğraşıyor.

Yeni tekno-totaliter rejimin yol haritası “akıllı iklim”, “sağlıklı dünya” gibi söylemlerle bizi tiranlar dünyasında zorla yaşamaya çağırıyor. Dünya Ekonomik Forumu içindeki teknoloji devi bu tiranlar, kendi gündemlerini Dördüncü Sanayi Devrimi içinde hayata geçirmek için dijitalleşme anahtar unsur olarak görülüyor ve altı ayrı alanda çalışıyorlar;

(1) Yapay zekâ.

(2) Uydular.

(3) Robotlar.

(4) Drone’lar.

(5) Eşyaların İnterneti.

(6) Sentetik yiyecekler.

Bilim, kanıta dayalı olarak sonuçlar üretir. Ancak, günümüzde siyasileri ve finansçıların baskısı altındaki bilim insanlarının COVİD-19 ile ilgili gerçeği bulma şansları yok. Onlar da bir şekilde bu manipülasyona katılıyorlar. Bazı doktorlar virüsün hiç olmadığını, hatta hastaların virüsten ölmediğini iddia ediyor.

Söylemek istediğimiz şey bu teknolojiler küresel elite hizmet etmek için ortaya çıktı ve pandemi ile birlikte Büyük Başlangıç yeni dünya düzenine giderken, nihayetinde insanı da yok edecek.

Yeni Dünyanın Tekno-Feodal Düzeni

Pandemi krizi tarihteki en büyük gelir eşitsizliğini yarattı. Orta sınıf, kapitalizm ve demokrasi tehdit altında. Sermayenin birkaç kişinin elinde toplandığı feodal sistemde zenginler siyaset, hükümet ve toplumun üzerinde kalmışlardı. Şimdi, kapitalizmin neo-feodal bir çeşidine doğru gidiyoruz. Geçmişte olduğu gibi zenginlik birkaç kişinin elinde, tekno-feodal lordların kontrolünde olacak. Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni ekonomik düzeni tanımlamasını hatırlayalım; “Hiçbir şeye sahip olmayacaksınız ama mutlu olacaksınız”. Tekno-feodal lorldların başında dev fon hissedarları BlackRock, Vanguard ve State Street geliyor.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;

https://www.academia.edu/65106329/Tekno_Diktatörlük