Ekim 2015’de Suriye’nin kuzeyindeki bölgeyi işgale başlayan ABD’nin stratejisi CIA destekli rejim değişikliğinden IŞİD ile sahada askeri mücadeleye kaydı. Suriye’de Rakka ve diğer önemli petrol bölgeleri, yeni vekil güç YPG/PKK kullanılarak ele geçirildi. Amerikalılara göre; Suriye’nin kuzeyindeki varlıklarının stratejik amaçları şunlardı;
- Esat’ın bu bölgedeki petrol bölgelerini tekrar ele geçirmesini önlemek.
- İran’ın Hizbullah ve Akdeniz sahili ile ulaşımını kesmek.
- Sahada tek güvenilir vekil güç olarak gördüğü YPG/PKK’yı korumak ve bunu yaparken Türkiye’nin kırmızı çizgilerine uyması için etkilemek.
- Suriye’nin geleceğine ilişkin masada verilecek kararı Rusya, İran ve Türkiye’ye bırakmamak, ABD’nin çıkarlarını korumak.
Trump, seçilmeden önce Suriye’deki savaşı gereksiz görüyor ve Suriye'de 5 trilyon doların boşa harcandığını söylüyordu. Trump, daha Nisan 2018’de Suriye’den birlikleri yakından çekeceğini söylemişti. Ancak, Pentagon generalleri ile tartışmalardan sonra sözde IŞİD ile savaşa bir süre daha zaman verdi. Sekiz ay sonra bu kararı tekrar verdiğinde başta Savunma Bakanı Mattis ve diğer generaller onu vazgeçirmek için epeyce uğraştılar. Pentagon’un kalma gerekçesi, aksi takdirde Suriye’nin Rusya ve İran’ın elinde kalacağı, Türklerin de ABD’nin hamisi olduğu Kürt bölgesine harekât yapacağı idi.
ABD, SURİYE’DEN NEDEN ÇEKİLDİ?
Trump’ın çekilme kararını alırken ne Dışişleri Bakanlığı’na ne Kongre’ye ne de Savunma Bakanlığı’na danışmadı yani Suriye ve Afganistan’dan çekilme kararlarını yalnız başına verdi. Trump, bu kararla en çok kendi partisi içindeki yeni-muhafazakârlar ve onların başın çeken eski Savunma Bakanı James Mattis ile karşı karşıya geldi. 2004’de Felluce’deki katliamdan sorumlu olan ve Afganistan’daki savaşta “İnsan öldürmeyi eğlenceli bulduğunu söyleyen” Mattis’in lakabı “Çılgın Köpek” idi. Mattis’in istifası Suriye’deki ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Belçika’nın dâhil olduğu savaş ittifakının da sonu oldu. Trump’ın dünyaya bakışı, masrafları mümkün olarak azaltacak şekilde diplomasiden ziyade ekonomiye odaklı. Yeni-muhafazakârlar ise oldukça müdahaleci eğilimi ve dünyanın her neresinde (kendilerine göre) demokrasi tehlikede ise oraya müdahale etmenin bir görev olduğu kadar bir hak olduğunu düşünüyorlar.
Diğer yandan ABD ordusunun önemli sorunları bulunmaktadır. ABD’nin halen 150 ülkedeki 800’den fazla denizaşırı üssünde 170 bin askeri var ve bunların 40 bin kadarı örtülü işlerle meşgul. Mevcut askeri gücün bir kısmı beklemede diğer kısmı ise rotasyon görevinde. Sürekli farklı bölgelere görevler Kara Kuvvetlerini yordu. Deniz Kuvvetleri’nin bakıma ve dinlenmeye ihtiyacı var. Hava Kuvvetleri’nde ise sürekli uzak görevlerden dolayı hazırlık seviyesi düştü. Askerler kadar özel askeri şirketler de bu sonsuz savaş döngüsünden sonuç alınamayacağını görüyor. Çin ve Rusya ile savaşa hazırlanan ABD askeri gücü sürekli kan kaybederken, Ortadoğu’da gittikçe daha hassas hale geliyordu ve bir çıkış stratejisine ihtiyaç vardı.
Trump’ın Suriye’den çekilme kararının arkasındaki nedenler şu şekilde sıralanıyor;
- Türkiye’den ABD’nin Fırat’ın doğusundaki YPG/PKK yapılanması ile süregelen muhalefeti ve baskısı neticesinde iki ülkenin askeri olarak karşı karşıya gelmesinin istenmemesi,
- ABD’nin İran ile bir savaşa hazırlanması nedeni ile Suriye ve Irak’ta İran güçlerin saldırısından kaçınmak istemesi, bu yüzden Irak’taki 5.200 Amerikan askerini de çekebileceği. Bununla da kalmayıp, geçen Çarşamba Abu Dabi’de Pakistan, Suudi ve BAE temsilcileri ile Afganistan’dan ABD askerlerinin çekilmesini görüşmesi.
- Trump, Suriye’den çekilen güçleri yerine Suudi Arabistan ve BAE’den askerler göndermesi konusunda anlaşmış olabilir. Nitekim geçtiğimiz haftalarda bu ülkelerden bazı askeri temsilcilerin Fırat’ın doğusuna ziyaretlerde bulunduğu söyleniyor. Ancak, bu güçlerin sahada yalnız kalan YPG/PKK’yı destekleme görevi de alabileceği konuşuluyor.
ABD’NİN ÇEKİLMESİ SONRASI SURİYE...
ABD’nin Suriye’deki askeri stratejisi “en az zayiat, en az masraf” üzerine kurulmuştu ve Suriyeli Kürtler aranan mayın eşeği idi. Kürtleri eğitmek ve onları kullanarak toprak kazanmak, IŞİD bahanesi ile Rusların ve İranlıların bölgeye girişini hava saldırıları tehdidi ile önlemek harekât planının esası idi. Trump; Esat’ın gitmesinin, İran ve Rusya’ya rağmen bölgede kalmanın riskini ve masrafını artık taşımak istemedi. ABD çekilmesi, Suriye’de süregelen rejim değişikliği beklentisinin de sonu demek. Trump’ın Suriye’den birlikleri çekmesi, Körfez İşbirliği Konseyi’ndeki müttefiklerinin Suriye’ye yönelik gülünç planlarının sonu demek.
Savunma Bakanlığı, Trump’n kararını boşa çıkarmak için IŞİD’in tamamen yok edilmediği, köklerine döndüğü ve bölgeden temizlenmesinin yıllar alacağını iddia ediyor. Pentagon’a göre, IŞİD’in ana siyasi ve ekonomik unsurları hala Suriye ve Irak’ta yaşamaya devam ediyor. ABD çekilmesinin bu terör ağını yeniden yapılanmaya götüreceğini ve IŞİD 2.0’ın ortaya çıkacağını savunuyorlar.
Trump’ın kararı Suriye’deki özel askeri şirketler ve komşu Irak’taki ABD askerlerin çekilmesi ile ilgili bir şey söylemiyor. Suriye’nin kuzeyinde 200-300 kadar CIA ajanı olduğu biliniyor. Ancak, bunlar YPG/PKK’yı desteklemeye yetmez.
ABD’nin arkasından İngiltere ve Fransa’da 400-500 kişilik özel kuvvetlerini çekmek zorunda kalabilir. Fransa’nın Suriye’nin kuzeyinde 200 özel kuvvetler elemanı ve 3 CAEASAR Obüs’ü bulunuyor.
SONUÇ
ABD, bundan sonra şunu diyecek; “İşte çekildim, görelim bakalım bensiz ne yapacaksınız?” ABD, artık İran’ın Suriye’de çekilmesi, Türkler ile Kürtler arasında barışı koruma oyunu ve Esat’a masada baskı yapmakla meşgul olacaktır. Şimdiki aşama ABD ve onun müvekkili YPG/PKK’nın işgal ettiği Suriye’nin üçte birlik bölümüne ne olacağıdır. Türkiye’nin olası harekâtının Rusya ve Esat güçleri ile koordineli olması, petrol bölgesi olan Deyrizor’a ulaşmadan durması, buranın Esat güçlerine bırakılması bekleniyor. Öte yandan Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapacağı harekât Rusya destekli Esat güçlerinin de İdlib’e bir harekâta başlamasına yol açabilir. Türkiye neyi planlıyorsa bir an önce Şam ile de arasını düzeltmeli ve koordine etmelidir. Fırat’ın doğusundaki Kürtler ise şimdi önce Esat’a sonra Rusya ve İran’a sığınmak peşindeler. Nitekim YPG/PKK, hemen Şam’a bir delegasyon gönderdi. Bundan sonra onların verebileceği özerklik derecesine razı olacaklar.