Ukrayna ve ötesi..

Prof. Dr. Sait Yılmaz

“18. Yüzyılda Karadeniz kıyılarında ünlü Rus komutanların çalışmalarını,
Karadeniz'e erişimimizi yok etmek istiyorlar.”
Vladimir Putin (21 Şubat 2022).

2014 yılında Rusya, Ukrayna’ya girdiğinde Batı istihbaratı uyumuş, Rus askerlerini Kırım’da görünce uyanmıştı. Bu CIA için büyük bir prestij kaybı oldu ve bundan ders almıştı. CIA, Aralık 2022’de bu sefer Rusya’nın işgale hazırlandığını askeri yığınaklanmasından tespit etti ve alarm vermeye başladı. İstihbaratın görevi politikacıları uyarmaktır ama politikacılar her zaman buna dikkat etmez. Avrupa’nın çoğunluğunda olduğu gibi ABD de Rusya’nın niyetinin işgal olmadığını, bunun bir taktik olduğunu düşündü. Hâlbuki daha iki ay önce yaptığım analizde bunun bir işgal hazırlığı olduğunu hatta Üçüncü Dünya Savaşı’nı tetikleme riski olabileceğini yazdım. Tabii bu analiz için farklı bilgilerim vardı. ABD’nin ikinci hatası Putin’in adımlarını okuyamamak oldu. Nitekim CIA, Putin’in istihbaratı karar verme sürecinde nasıl kullandığını bilmediğini itiraf etti. Önümüzdeki hafta çıkacak “Rus İstihbaratı” başlıklı kitabımızda hem Rus istihbaratının teknik boyutlarına hem de politika oluşturma sürecindeki konumuna yer verdim.

Rusları anlamak için lideri iyi tanımak gereklidir. Kruşçev, Stalin’in şüphe etme hastası olduğunu, her yerde ve her şeyde düşman gördüğünü, herkesin çifte pazarlıklı ve casus olduğunu düşündüğünü söylemişti. Bu yüzden, Troçki, Tito, Siyonistler hakkında pek çok komplo teorisine inanmıştı. Stalin veya Sovyet sistemine düşman olmadığı halde pek çok kişi bu yüzden Gulag’a gönderildi. II. Dünya Savaşı sonuna doğru Batılı liderler, Stalin ile yaptıkları görüşmelerde onu bu tür düşüncelerden kurtaramamıştı. Dün olduğu gibi bugün de Rus liderliğini komplo teorilerinin dışında bir dünya görüşüne inandırmak mümkün değil. Saldırgan ve kötü yönetilen Rus istihbaratı, Rus liderliğinin dünya algısını yanlış yöne ve fantezilere itiyor ve gerçek kurban Rus halkı olmaya devam ediyor. Putin’in aklına komplo teorileri sokmak en çok FSB’nin işidir. Batı kaybediyorsa, biz kazanıyoruz. Soğuk Savaş döneminden kalma bu sıfır toplamlı bu anlayış ise SVR içindeki eski kafalardan gelmektedir.

Putin, Aralık ayının başından beri “işgal yok” diyerek sürekli yalan söyledi. Rusya’da Putin’den başka kimse çok önemli bir karar alamaz, bu tür kararların hepsi tek bir adama, ona aittir. Diktatör Putin, başta ABD olmak üzere tüm dünyaya savaş açmıştır. Ama Putin’in her zaman her konuda kararları yalnız başına verdiğini söylemek doğru değildir. Bir politika üretilmesi için düşüncelerini ve beklentilerini söyler. Bazen bir tartışma ortamı açar ve bu istihbarat servisleri için onu etkilemekte en iyi zamandır. Hepsi ayrı birer kabile olan Rus istihbarat servisleri Putin’e duymak istediği komployu söylemek için yarışır. Paranoyak Putin, Angela Merkel’in de söylediği gibi başka bir dünyada yaşıyor ve herkesin Rusya’ya komplo kurduğunu düşünüyor. Bu yüzden, Putin ve onun istihbaratının mantığı şudur; ya var olacağım, ya saldıracağım. Bu makalede, devam eden Ukrayna Savaşı ve sonrasında bizleri nelerin beklediğini anlatacağız.

Ukrayna’da neler oluyor?

NATO Harekât Başkanlığı’nda çalışmış bir kurmay subay olarak savaş ile ilgili gördüğüm resim şu; kuzeyden ilerleyen Rus taktik grupları içinde, topçu ve 152 mm. havanlarla desteklenen BTR-80 zırhlı araçları ile Ruslar yakın hedefleri ele geçirirken arkadan T80 ve T90 tankları geliyor. İlerleyen kara kuvvetleri kısa ve orta menzilli füze atışları ile destekleniyor. Modası geçmiş ve başarısız paraşütçü indirmeleri izliyoruz. Çeçenistan direnişinin içinden Rusların satın aldığı Kadirov ve adamları yüzkarası olmaya devam ediyor. Ukrayna kuvvetleri ise Rus zırhlı araç üstünlüğüne Javelin tanksavar silahları ile cevap vermek istiyor ama ellerinde yeterli sayıda Javelin yok. Doğuda ise Rus kuvvetleri daha çok melez savaş anlayışı içinde. Ukrayna, Rus ilerlemesine karşı çok daha fazla mayın kullanmalı. Rus ilerlemesi geciktikçe ülkenin direnci ve morali artacaktır. Rus Kaleşnikof Grubu; Çin’den yapay zekâlı dev anti-drone sistemleri kopyaladılar. Bu drone’lar diğer drone’lara yapışarak imha ediyor. Savaş alanında görülen en önemli yenilik bu.

İşgal tamamlandıktan sonra tıpkı Abhazya ve Kırım’da olduğu gibi Rusların, tüm Ukrayna’yı Ruslaştırma politikası başlayacak. Muhalifler ülkeden kaçmaya zorlanacak. Zorla Rus pasaportu dağıtılarak kimlikler değiştirilecek (Pasaportlaştırma). Ukrayna yönetimi, tıpkı Rusya ve Beyaz Rusya gibi istihbarat-asker ve oligark devletine dönüşecek. Asıl plan Slav Birliği olduğu için Rusya-Beyaz Rusya-Ukrayna Federasyonu kurulacak. Ukrayna’nın birlikten ayrılması yasaklanacak, sıkı sıkı zincirlenecek. Bütün bunların nedeni, Rusya’nın emperyal planları, Putin ve arkasındakilerin paranoya ve komplo teorileri, tabii ki Putin’in kendisini Çar sanan bir diktatör olması. Batının demokratik devletlerden oluşması, Rusya karşısında kararlı bir tutum izlemesini zorlaştırdığından Rusya bunu zayıflık olarak algılıyor.

Özetle emperyalist Rusya;

- Önce Slav coğrafyasını bütünleştirecek,

- Sonra Asya’ya dönecek, yakın bölgeleri dizayn edecek,

- Doğu Avrupa ülkelerini NATO’ya üyeliği için tehdit edecek,

- Karadeniz’i kendine göre düzenlemek isteyecek.

Rusya’nın yeni hedefi Moldova’nın parçası olan Transnistria bölgesi olacak. Moldova fiilen üçe bölünmüş durumdadır; Moldova hükümeti ve başkenti, Rus hâkimiyetindeki Transnistria ve dinsel bağları nedeni ile Ruslara yakın olan Türk Gagavuzlar (Gök Oğuzlar). Rusların niyeti Transnistria bölgesini Ukrayna’nın Odessa bölgesine bağlamaktır.

NATO’da yeni gelişmeler..

Avrupa’da bugün, SSCB’nin Polonya’yı işgal etmekle tehdit ettiği 1980’den bu yana en ciddi askeri çatışman yaşanıyor. Önümüzdeki süreçte ABD, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine daha çok destek verecek. Ukrayna gelişmeleri, İngiltere’nin dünya siyasetine güçlü dönüşü de temsil ediyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO’nun caydırıcılığını ve savunmasını güçlendirmek için Doğu ve Güneydoğu Avrupa’da yeni NATO Muharebe Grupları da kullanılması da dâhil çeşitli seçenekler üzerinde çalışıldığından bahsetti. Örneğin Fransa’nın Romanya’da kurulacak yeni Muharebe Grubu’na liderlik etmesinden, Baltık ülkelerinin takviye edilmesinden bahsediliyor. Bu yapılanmanın bir amacı da Rusya’yı NATO sınırları boyunca güçlerini dağıtmaya zorlamak ve güçlerini Ukrayna gibi yerlerde yeniden bir araya toplamasına mani olmak.

Ukrayna düşmezse, daha önce hazırlık yapılan Romanya, Bulgaristan, Ukrayna, Türkiye ve Gürcistan ile bir Karadeniz NATO’su kurma planı var.

            NATO yeniden teşkilatlanmasında yeni bir açılım Asya-Pasifik NATO’su olacak.

Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;

https://www.academia.edu/72543274/Ukrayna_ve_ötesi