Yeni başlayanlar için: Dünyayı kim yönetiyor? 

Prof. Dr. Sait Yılmaz

En azından 19. yüzyılın ikinci yarısından beri dünyayı şekillendiren esas itibariyle küresel sermayenin kontrolünü elinde bulunduran perde arkası güçlerdir. Küresel elit tabakasının izleri birbiri ile ilişkili üç temel örgüt içinde bulunabilir; ABD Dış İlişkiler Konseyi (CFR), Bildelberg ve Üçlü (Trilateral) Komisyon. Yahudi kökenli olan İsviçre-Basel’deki Rothschild ailesi ile ABD’deki Rockefeller ailesi küresel sermayenin iki ana koludur. Rockefeller’in 1921 yılında kurduğu CFR’nin 1600 üyesinin 120’si kendi gazete, dergi radyo ve TV ağını yönetmekte ve akademik dünya ile iç içedir. Bu elit tabaka, pek çok ülkedeki politikacıları ağına düşürmüştür. ABD Başkanını seçen Kongre üyelerinin belirlenmesi bu elit tabakanın işidir. İki ana kolun Avrupa ayağında 12. yüzyıldan beri kıtada feodal yapıları ele geçiren soylu aileler (Karanlık Asalet) grubu bulunmaktadır. Bu aileler sadece siyaseti ve ekonomiyi kontrol etmiyor, dünyanın sosyal güçlerine de hâkim olmak için düşünce merkezleri, NGO’lar, vakıflar kuruyor, hayırseverlik işlerine el atıyorlar. Böylece toplumu ve modern insan tarihini değiştirmeyi ve yeniden şekillendirmeyi hedefliyorlar. Türkiye’deki zenginler onların franschising (bayi) uzantılardır. Bu makalede, küresel sermaye ağının dünyadaki ve ülkemizdeki uzantıları hakkında daha fazla farkındalık yaratmak istiyoruz.

Uluslararası Parasal Sistemin Arka Yüzü

Rockefeller’ın bankaları ABD’deki en büyük 50 ticari bankanın varlıklarının %25’ini, 50 büyük sigorta şirketinin varlıklarının %30’unu kontrol eder. Rockefeller ailesi iki ana bankanın sahibidir; J.P. Morgan Chase ve Citigroup. Rothschild ailesi de iki ana bankayı kontrol etmektedir;  Barclay Bank ve State Street Bank. Bu iki aile ana bankaları kontrol ederek FED’i, FED ise ABD ekonomisini kontrol etmektedir. Sekiz dev Amerikan finans şirketi (JP Morgan, Wells Fargo, Bank of America, Citigroup, Goldman Sachs, U.S. Bancorp, Bank of New York Mellon ve Morgan Stanley) %100 oranda 10 hissedar aile tarafından kontrol edilmektedir. Dört büyük (BlackRock, State Street, Vanguard ve Fidelity) şirket bütün kararlarda daima yer almaktadır. Federal Rezerv Bankası bu dört büyük özel şirket tarafından kontrol edilmekte ve bu şirketler aynı zamanda ABD ve dolayısıyla dünya para politikalarını da belirlemektedir. Bu sistem, İsviçre Basel’deki BIS (Uluslararası Ödemeler Bankası) tarafından yönetilir. Rothschild ailesi; Bank of England, Federal Rezerv Bankası, Avrupa Merkez Bankası, IMF, Dünya Bankası ve BIS’i kontrol etmektedir. 
Dünya para piyasasının denetimini sağlamak üzere ‘Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yasal ve teknik çalışmaları CFR tarafından yapılmıştır. Böylece Rockefeller, Mellon, DuPont, Rothschild vb. bankacıların oluşturduğu özel bankalar karteli; Federal Reserve System (Federal Merkez Bankası) vasıtası ile hükümete para akışını, para değerini ve faiz oranlarını dikte etmektedir. Küresel sermayenin para planlama ve aklama merkezi Londra City’dedir. Aksiyon merkezleri ise Wall Street, Belçika-Brüksel ve Singapur’dadır. Bu sistemin tamamı BIS tarafından 600 bin terminal ile kontrol edilir. Londra Altın Borsası’na ilave olarak dünyadaki altının çoğuna sahiptir. Londra’da (Royal Bank of Scotland içinde) bir banka paneli tarafından açıklanan günlük faiz oranı (libor), küresel temel faiz oranıdır ve uluslararası finans piyasaları için çok önemlidir. Bu faiz oranına göre diğer bankaları kendi para politikalarını belirler. Küresel ekonominin merkezinde olan 10 şirket küresel finansal ağın %19.45’ini kontrol ederken, ilk 50 şirket ele alındığında yaklaşık %40’ını kontrol etmektedir.

Federal Rezerv Bankası sistemi içinde gizlice uygulanan mafya tipi bir bankacılık süreci gizli hesaplarda bu işlemleri yürütmektedir. Trilyonlarca dolar kara para, uluslararası bankacılık sisteminin kontrol etiği kıyı bankacılığı denilen İsviçre, Lüksemburg, İngiliz Kanal Adaları, Cayman Adaları ve dünyanın 50 diğer yerindeki bankalarda tutulmaktadır. 15 sanayileşmiş ülkenin 8’inde kara para trafiği suç olarak bile görülmez ve kimse bununla suçlanmaz. İsviçre, dünyanın en büyük kara para ülkesidir. Büyük Batılı bankalar ve finansal kurumlar uyuşturucudan gelen paraları bu hesaplarda saklamaktadır. Uluslararası uyuşturucu ticareti yukarıdan aşağıya dünya siyasi yapılanması içinde en iyi organize olmuş, İngiltere’nin koruması altında ve ABD’nin büyük görünmez gelirler elde ettiği bir iş alanı olmaya devam etmektedir. 

Dünyayı yöneten elit tabaka nelerle uğraşır?

1990’ların başında Jacob Rothschild’in himayesinde Küresel Güvenlik Fonu oluşturuldu. Bu fon istihbarat servisleri tarafından jeopolitik mühendislik amaçları için kullanılmaktadır. Bu dev ve kanunsuz tröst fonu, örtülü şekilde rüşvet, suikast, terörist faaliyetleri destekleme gibi amaçlar için bir finansör mekanizmanın mali kaynağıdır. Soros aslında Hedge fon sihirbazı ve Soğuk Savaş’ın finansörüdür. Küreselleşme, NATO, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, serbest pazar ekonomisi, çok partili demokrasi ve savaşlar bu ailelere hizmet etmektedir. Ford, Rockefeller ve Carnegie gibi vakıflar CIA’nın örtülü faaliyetleri için örtü sağlamakta, özel fonlardan gelen cömert paralarla CIA sınırsız bir şekilde gençlere, sendikalara, üniversitelere, yayın organlarına ve diğer özel kurumlara ilişkin örtülü programlar uygulamaktadır. George Soros, sadece dünyanın önde gelen spekülatörü değil aynı zamanda Anglo-Amerikan mali yapısının ayak işleri memurudur. Soros, Mossad ve Jacob Lord Rothschild ailesinin de içinde olduğu bir zincirin halkasıdır. 

Uluslararası finansörler vergiden muaf olan vakıfları eğitim, bilimsel ve diğer kamusal amaçlar için kullanır. Vakıflar; özel servetlerin hâkim olduğu Wall Street ile Harvard, Yale, Columbia ve Princeton gibi Ivy Ligi kolejleri ile bağ kurmak için gereklidir. Hayırseverlik kurumları gibi hareket eden bu vakıfların verdiği bağış ve burslar ile aslında kurucularının çıkarlarına katkıda bulunulur. Moleküler biyoloji ve genler ile ilgili çalışmalar Rockefeller Vakfının yarattığı bir alandır. Nüfus azaltması ve GMO’lar büyük bir stratejinin parçasıdır ve dünya nüfusunda önemli bir azaltmayı hedeflemektedir. Rockefeller Vakfı, Nüfus Konseyi, Dünya Bankası, BM Kalkınma Programı (UNDP), Ford Vakfı ve diğerleri Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte 20 yıl boyunca, tetanoz ve diğer aşıları kullanarak üremeyi önleyici aşı üzerinde çalıştılar. Medya ve eğitim yolu ile dünyaya nasıl bakmamız gerektiğini kontrol ederler. Medya boyutunda altı büyük dev şirket tekeli televizyonlarımıza, müzik kanallarımıza ve web sitelerimize karar vermektedir. Rothschild ailesi, Reuters ve Associated Press haber ajansları yanında ABC, CBS & NBC gibi televizyon kanallarının sahibidir. 
 

Sonuç..

Rockefeller ve Rohtschild imparatorlukları arasında uzun süredir devam edegelen bir çekişme söz konusudur. Paylaşım savaşlarında Türkiye, Rothschild’lerin payına düşmüştü. O yüzden Türkiye’de iç karışıklık ve darbelerin arkasında genellikle ABD istihbaratını kontrol eden Rockefeller tarafı oldu. 2012 yılında küresel planlar için Rusya konusunda aralarında derin anlaşmazlık çıktı. Bugün Rusların ABD içinde bu kadar çok konuşulmasının nedeni de Ruslar ile Rothschild ve Trump’ın özel ilişkileridir. Son yıllarda varlıklarını büyük ölçüde satan David Rockefeller geçen yıl ölünce onun yerini şimdilik eski İngiltere Başbakanı Tony Blair aldı. Küresel sermaye elitinin sahip olduğu güç ve kontrolün sınırlarını çizmek kolay değildir. Küresel sermaye üç halka şeklinde işlev görmektedir. Birinci halka en başta bahsettiğimiz beyin olan üç ana kuruluş etrafındaki beyin takımıdır. İkinci halka onların işlevlerini yerini getiren Batılı kurum ve kuruluşlardır. Son halka ise onların Üçüncü Dünya ülkelerindeki iş dünyası, medya, istihbarat servisleri, yerel bürokrasi içindeki uzantılarıdır. Türkiye’de özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası birilerinin zengin olması bu bağlantılar sayesinde olmuştur. Bu bağlantıların ortaya çıkarılması hala en önemli güvenlik sorunu olarak önümüzde durmaktadır. Tam bağımsız ve egemen bir ülke olmamız buna bağlıdır.