Halk arasında bir söz vardır, "lafla peynir gemisi yürümez" diye.
AKPnin dış politikası da aynen böyle.
"Tarih tekerrürden ibarettir" sözü adeta onlar için söylenmiş.
Dönemin AKP lideri Erdoğan 2003te "Kırmızı çizgimiz var, Kuzey Iraka gireriz" demişti.
Sonra ne oldu?
Hatırlayın.
Başkan Bush: Türklere açık olarak Iraka girmemeleri gerektiğini söyledik. Politikamızı gayet iyi biliyorlar. Kürtlerle birlikte hareket ettiğimizi iyi biliyorlar.
AKPnin Pentagondaki kankası Paul Wolfowitz: Türk askeri Kuzey Iraka girerse karşısında Amerikan askerini bulur.
Türk askeri Iraka giremedi, üstelik Türk askerinin başına çuval geçirildi. Dönemin Başbakanı Erdoğanın müzik notası tepkisini hatırlayın!
Başımıza geçen çuval do, re, mi müzik notasıyla fosil oldu.
ABD bu arada Türkiyenin Kuzey Iraka girmeyeceği güvencesine karşılık 8,5 milyar dolar kredi ya da bir milyar dolar bağış önerdi. Dubaide anlaşma imzalandı.
(Anlaşma metni hala ABD Hazine Bakanlığının resmi internet sayfasında duruyor: https://www.treasury.gov/press-center/press releases/Pages/js747.aspx. )
İmzayı atan Ali Babacanın kulakları çınlasın.
Suriyede de benzer gelişmeler oluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikanın artık niyetini açıkça ifade etmesinden memnuniyet duyarız diyor.
Anlaşılan ABDnin niyeti Erdoğana iyi anlatılmamış.
Belli ki, Erdoğan Başkan Bush gibi Trumpın ağzından da benzer tepkiyi duymak istiyor.
Diline hakim olamadığı için Trumpın içeride başı dertten kurtulmuyor.
Afrika ülkeleri ve Haiti için bok çukuru dedi ama asıl bok çukurunda olan kendisi.
Trump çukurdan biraz kafasını kaldırabilirse bugünlerde Erdoğanı arayabilir.
Trumpın da bölgeye bakışı Bushtan çok farklı değil. Irak benzeri bir tepki verebilir.
"Kıyıdan köşeden Afrine biraz dalın ama bizim olduğumuz yerden uzak durun. Suriyeli Kürtler bizim dostumuz" diyebilir. Saddam için söylediklerini Esad için tekrarlayabilir.
Bushun Dubai elma şekeri gibi Trump da beklenen Halkbank cezasını pazarlık konusu yapabilir.
Umarız bu kez AKP tekerrürden ibaret olmaz.