Diktatörlüğün Psikolojisi

Yılmaz Polat

Beyaz Saraydan naklen yayınlanan Afganistanda kahramanlık gösteren bir Amerikan askeri için düzenlenen madalya törenini izliyorum.

Başkan Obama, Amerikan ordusunu bir başkomutana yakışır şekilde onore ediyor.

Aklıma AKPnin son günlerde Erdoğan hakkında bir şöyle bir böyle konuşan ismi Bülent Arınç ile başkomutanın eşi first lady Emine Erdoğanın son konuşmaları geldi.

Arınç 2005te MGK toplantısında altın neslinin delikanlısı olarak tanımladığı Erdoğanın omzu kalabalık bir orgenerale Bana bak. Otur oturduğun yerde. Terbiyesizlik yapma. Kafamı kızdırma, gelirsem sana şöyle yaparım dediği, katılmadığı toplantının tutanaklarından bölümler aktardı.

Arınç hangi psikolojiyle bu sözleri sarf ediyor anlamak mümkün değil.

Türk ordusunun arkadan vurulduğu, kumpas kurulduğu doğru da bir Türk generalinin yüzüne karşı bu sözleri sarfedecek bir delikanlıyı hala göremiyorum.

Diğer taraftan Emine Erdoğan da bir vakıfta 90 yıllık cumhuriyet enkazını kaldırdıklarını söyledi.

Başbakan Erdoğan 2013 yılında Washingtonu ziyaret ettiği zaman Emine Erdoğan Georgetown Üniversitesi ve Türk İşkadınları Derneği TİKADın ortaklaşa düzenlediği, Barış Oluşturma ve Gelişmede İşkadınlarının Rolü başlıklı bir konferansta konuşmuştu.

Türkiyede sorunların aşılmasında kadınların katettiği mesafeye baktığında umutlu olduğunu söylemişti.

Toplantının bitiminde üniversitenin İranlı profesörü Fathali M. Moghaddam bayan Erdoğana The Psychology of Dictatorship (Diktatörlüğün Psikolojisi) isimli kitabını hediye etmişti.

İranlı psikoloji profesörünün kitabı psikolojik süreçler olan saldırganlık, sadakat, korku ve geleneklere bağlılığın diktatörlüğü sürdürme ve geliştirme aracı olarak nasıl kullanıldığını konu alıyor.

Demokrasi ile diktatör eğilimler arasındaki değişen ilişkilere değinilen kitapta, demokrasileri diktatörlüğe dönüştüren unsurlar anlatılıyor.

Başkan Obama askerin boynuna kahramanlık madalyası takarken, İranlı profesörün kitabını düşündüm.