Muz Cumhuriyeti

Yılmaz Polat

Türkiyedeki gelişmeleri yakından izleyen bir meslekdaşımla sohbet ediyoruz.

Önce şunu belirteyim. Son aylarda siyasi ve hukuk uygulamalarıyla ilgili Türkiyeye sık sık çeşitli benzetmeler yapılıyor.

Basın hürriyeti ve ifade özgürlüğü konusundaki çok zayıf olan karnemiz artık herkesin dilinde.

Neredeyse sokaktaki sade Amerikalı vatandaş bile biliyor.

Basın brifinglerinin rutin konuları arasına girmiş durumda.

Türkiyede hukuk ve siyasetin işleyiş biçimi de uzun bir süredir hem Obama Yönetimi hem de basının gündeminde geniş yer tutuyor.

Ahmet Davutoğlunun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından azledilmesi, AKPnin Erdoğan tarafından yönetilmesi, siyasetin tek adam hüviyetindeki görüntüsü Washingtonda Türkiye hakkında yapılan benzetmelere ışık tutuyor.

Türkiyede Adalet ve Hukuk kavramları ABDde sadece yönetim ve basının ilgi alanıyla sınırlı değil.

Amerikan Supreme Court -  Yüksek Mahkeme ve Eyalet yerel hakim ve savcılarının da ilgi alanında.

Yüksek Mahkemenin 8 üyesinden 3ü uluslararası hukukla ilgilidir.

Dış politikadaki gelişmeleri de izlerler.

Reza Zarrab olayı Türkiyenin Adalet ve Hukuk şöhretini Washington dışına da taşıdı.

New York Güney Bölgesindeki dava Federal Mahkemelerin, hatta hukuk fakültelerinde ders konusu olabilecek kadar akademisyenlerin dikkatini çekiyor.

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit Başkanlığında üst düzey bir heyet geçen hafta Washington ve bazı eyaletlerde temasları oldu.

Eminim Türkiyeyle ilgili soru ve eleştirileri cevaplamak zorunda kalmışlardır.

Türkiyenin Uluslararası hukuk karnesi gerçekten çok kötü.

Balyoz , Ergenekon, Odatv davaları gibi masum insanların yıllarca hapiste yatmasına neden olan kumpaslara  yenileri ekleniyor.

Bir kaç gündür Ankaradayım.

MHPnin valilik emriyle engellenen kurultayını yerinde izledim.

Esenboğa yolundaki Büyük Anadolu Oteline ulaşmak için kaç kilometre yürüdüğümü hatırlamıyorum.

Binlerce polis ablukasında toma ve barikatlarla adeta açık hava hapishanesine çevrilen binlerce kişinin tuvalet ihtiyacını giderecek bir yerin olmadığı ortamda yaklaşık 8 saat demokratik siyasi bir hakkın yerine getirilmesi için mücadele eden insanları gözlemledim.

Barikatın üzerine çıkan Muhalif Başkan Adaylarının  barikatların üzerine çıkıp adeta bungee jumping yaparcasına insanları bütün hukuksuzluklara ragmen hukuk dışına çıkmamaları için uyardıklarına şahit oldum.

Türkiye bir Banana Republic- Muz Cumhuriyeti değil.

Yargıtayın vereceği karar sadece Türkiye için değil, Uluslararası Hukuk Camiası için de büyük önem taşıyor.