Rıza Sarraf davasında sona doğru

Yılmaz Polat

New York hapishanelerinde gün doldurmaya çalışan Rıza Sarraf ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atillanın davalarında sona yaklaşılıyor.

75 yıl istenen Sarraf ile 50 yılla yargılanan Atillanın Ankara- Washington hattında siyasi destek beklentileri sönüyor.

İki buçuk ay önce tutuklandığından beri Sarrafla Manhattında aynı hapishaneye konan ve arasına mesafe koyup New Yorkta başka bir hapishaneye nakledilen Atilla  son duruşmasında Sarraf gibi haklarından feragat etti.

Trumpın Başkan seçilmesi ve hakkında iddianame hazırlayıp tutuklanmasına yol açan New York Güney bölgesi Savcısı Bret Bhararanın görevden alınmasıyla Türkiyeye iade umutları artan Sarrafın son duruşmaları iade edilmeyeceği mesajı veriyor.

Gelişmeler Cumhurbaşkanı Erdoğanın Washingtonda Mayıs ayında  Beyaz Sarayda Başkan Trumpla yaptığı görüşmeden sonra  AKP Hükümetinin kurtarma çabalarının da artık bir işe  yaramayacağını gösteriyor.

Başkan Trumpın yakın arkadaşı Türkiyenin de lobiciliğini üstlenen hukuk firmasının danışmanı eski New York Belediye Başkanı Rudolph Juilianinin (Greenberg Traurig aynı zamanda AKP Hükümeti içinde hizmet veriyor. Hükümet yılda 432 bin dolar ödüyor)  Sarrafın avukatlığını üstlenmesi ve Trumpın Ulusal Güvenlik Danışmanı yapıp sonra kovduğu Michael Flynnnin AKP Hükümetiyle yakın ilişkileri Sarrafı umutlandırdı. 

AKPnin bu isimlere aktardığı yüzbinlerce dolar kasım başkanlık seçiminden buyana ABDnin gündeminde kalmaya devam ediyor.  

Yabancı bir ülkeden  illegal para alınmasıyla ilgili gelişmeler Sarraf davasına bakan hakim ve savcıların dikkatini çekti.

Yargıçlar ABD sistemine ve anayasasına ters olan siyasetin yargı üzerindeki etkisiyle ilgili taraflara çok sayıda soru yöneltti.

Hakim Bermanın soruları (ücretinizi kim ödüyor, davadaki rolünüz vs) ve Giulianinin ifadesi Zarrab davasının, siyasetin etkisinde  bir çıkar davasına dönüştürülmek istendiğini gösterdi.

Çıkar Çatışması duruşmaların tek konusu oldu.

Sarraf ve Atilla için artık tek yol birlikte hareket edip biran önce bildiklerini anlatmak. Yani savcıyla işbirliği yapıp konuşmak.

İkisi aynı kaderi paylaşıyor.

Önümüzdeki duruşma 30 Ekimde.

İlgili makama hatırlatıyım

Trump kendi derdine düştü. 

Kimseye kıyak yapacak hali kalmadı. 

Kendini kurtarmaya çalışıyor.

Dokunan yanıyor.

Kime mi?