Gazeteci Abdurrahman Dilipak, “siyaset” ve “terör” kavramlarını kritik ettiği bugünkü yazısında “‘Savaş’ı da ‘terör’ü de genel anlamda devleti yönetenler çıkarır” görüşünü savundu.
Dilipak, kaybedilen kurtuluş savaşlarına ‘terör’, kazanılan terör eylemlerine ise ‘kurtuluş savaşı’ denildiği belirterek Eğer savaşan taraflar ölüme koşuyorlarsa bunun bir anlamı olmalı. Bu gerçeğin sadece bir kısmı. ‘Savaş’ı da ‘terör’ü de genel anlamda devleti yönetenler çıkarır. Terör ‘özel harp’tir, ‘soğuk harp’tir, ‘psikolojik harp’tir, ‘vekalet savaşı’dır, ‘Kontrollü bunalım stratejisi’dir, ‘ötekileri birbirine kırdırmak için bir araç’tır.
Birileri aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerinden kendilerine servet ve iktidar üretmek istiyorsa böyle yaparlar. Dini (Mezhebi), etnik, ideolojik, politik (Ekonomik ve yönetimle ilgili), felsefi ve vijdani kanaat farklılıkları üzerinden insanları birbirine kırdırırlar. İşçi-patron, kadın-erkek, tüm farklılıklar çatışma sebebi olabilir” diye yazdı.
"Çöplüklerden yiyecek bir şeyler aramak için çöpleri karıştıran insanlar, aslında batının ve onların yerli işbirlikçilerinin refah ve mutluluğunun harcını karıştırıyorlar." diyen Dilipak, "Derin devlet, soğuk savaş, Özel Harp, Çekiç Güç, bunların hepsi terör örgütü idi aslında. BÇG’yi, FETÖ’yi, Emire Kalkancı’yı kim niçin örgütledi. Ya da PKK’yı, PYD’yi, DAEŞ’i, Halkın Mücahidlerini kim örgütledi."