Yeni Çıkanlar | 13 Nisan 2020

ABC Kitap editörleri, bu hafta da sizler için “Yeni Çıkanlar/Editörün Seçtikleri/Haftanın Kitabı” listelerini oluşturdular. Editörlerimizin seçkisinde edebiyattan tarihe, inceleme-araştırma kitaplarından politik eserlere ve...

ABC Kitap editörleri, bu hafta da sizler için “Yeni Çıkanlar/Editörün Seçtikleri/Haftanın Kitabı” listelerini oluşturdular. Editörlerimizin seçkisinde edebiyattan tarihe, inceleme-araştırma kitaplarından politik eserlere ve hatıra kitaplarına kadar pek çok türde okunmaya değer kitaplar ve yayınevlerinin okurlarla buluşturdukları yeni eserler yer alıyor.

YENİ ÇIKANLAR

Eugene Ionesco

NOTLAR VE KARŞI-NOTLAR

Çevirmen Hanife Güven

Yapı Kredi Yayınları

Ayak parmaklarım, ayak parmaklarım, ne istiyorsunuz benden? Mavi Belçikalıları öldürmek mi, onları tahliye etmek mi, göbek dansını kamufle etmek mi, matado­run uyumunu bozmak mı, ıspanakları uyarmak mı? İstemiyorum, hayır, istemiyorum. Kesilmiş hesap ister merhamet. Kış insandır, keza bunun haricindeki her şey de öyle. Ah ayak parmaklarım, ayak parmaklarım, ne istiyorsunuz benden?

Eugène Ionesco’dan tiyatro, yazarlık, kendi oyunları ve dilin imkânları üstüne notlar, yazılar, söyleşiler, ya­nıtlar...

Notlar ve Karşı-notlar, “sözcüklere hiç söylemek iste­medikleri şeyleri söyletmek” isteyen bir yazardan her türlü anlam arayışına karşı bir tür ilkyardım çantası.

272 s.

İstanbul 2020

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Necla Göçmen

MERYEM’İN SUSKUNLUĞU

Epona Kitap

Orta Doğu’nun alevleri arasında başlayan bir hikâye. Meryem ve kızı Mina’nın savaşa, göçe ve insan tacirlerine rağmen hayata tutunmasını anlatan bu kitap, belki de her gün yanımızdan geçen ya da yanından geçtiğimiz mültecilerin acılarını, mücadelelerini anlatıyor. Suriye’den Türkiye’ye sürüklenen bu anne ve kızla beraber biz de sürükleniyoruz.

Meryem sabırla susuyor. Uğradığı cinsel istismara, kimsesizliğe, yoksulluğa rağmen susuyor. Sabrının mükâfatını iyi insanlarla tanışarak ve bir aşkla alıyor Meryem. Türkiye’de artık Meryem’i ve Mina’yı yeni bir hikâye bekliyor.

141 s.

İstanbul 2020

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Nikolay Vasilyeviç Gogol

ÖLÜ CANLAR

Çeviren: Nuri Yıldırım

Yordam Kitap

Ölü Canlar’da Gogol, toprak köleliği sisteminin henüz yürürlükte bulunduğu Çarlık Rusya’sının son derece canlı ve gerçekçi bir resmini çiziyor. Artık hayatta olmayan köleleri canlı gösterip servet kazanmayı aklına koyan hilebaz Çiçikov’un hikâyesi hem trajikomik hem de bir yanıyla tanıdık. Tıpkı bir bukalemun gibi bastığı toprağın, bulunduğu zamanın rengini alan Çiçikov neredeyse “içimizden biri”. Gogol’ün aptallıkla, açgözlülükle, mülkiyet hırsıyla ettiği alay, deha ile örülen olağanüstü bir sanat eserine dönüşüyor.

Ölü Canlar ilk yayımlandığında Rusya’da büyük tartışmalara neden olmuştu: Yaşayan kimseleri köle olarak kullanmak mı daha kötü ve tehlikeli, yoksa ölülerin ticaretini yapmak mı? Gogol’ü politik hiciv sanatının doruğuna taşıyan bu büyük roman, 19. yüzyıl Rus edebiyatının en başarılı örneklerinden biri olarak kabul görüyor.

Nuri Yıldırım’ın Rusça aslından yaptığı bu yeni Ölü Canlar çevirisi, titiz ve doğru olmasının yanı sıra, değişen dilin yeni ihtiyaçlarını da başarıyla karşılamakta. “Yabancı dillere çevrilmesi en zor Rus yazar” denilen Gogol’ü Türkçe çevirisiyle okuyacaklar için doğru bir tercih olma özelliğini taşıyor.

512 s.

İstanbul 2020

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Ron Lieber

TUTUMLU ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEK

Çeviren: Seyhan Dönmez

Pegasus Yayınları

Çocukları Ayakları Yere Basacak, Cömert Ve Parayı Akıllıca Kullanacak Şekilde Büyütmek

“O Adam Neden Kırmızı Işıkta Bizden Para Istedi?”

“İkinci Evimizi Evi Olmayan Birine Veremez Miyiz?”

“Sen Babamdan Daha Mı Az Para Kazanıyorsun?”

“Biz Yoksul Muyuz?”

Hemen Her Ebeveyn Çocuklarının Bu Gibi Sorularına Maruz Kalmış Ve Onlara Uygun Yanıtlar Vermekte Zorlanmıştır. Para Büyüklerin Çocuklarla Konuşmayı Tercih Etmediği Bir Konu Olsa Da Aslında Onlar Küçük Yaştan Itibaren Bu Kavramın Farkındadır. İnsanlar Paraya Kayıtsız Kalamazlar, Çocukları Söz Konusu Olduğunda Da Kesinlikle Sakin Ve Mantıklı Hareket Edemezler. Bu Güçlü Duygular Bir Araya Geldiğinde Ebeveynlerin Konu Hakkında Çocuklarıyla Açık Ve Dürüst Bir Şekilde Konuşabilmesi Oldukça Zorlaşır. Bu Konunun Bir Türlü Açılamamasının Nedenlerinden Biri De paradan Çok Fazla Bahsedersek Çocuklarımız Paragöz Olur, Düşüncesi Ve Şımarık Bir Çocuk Yetiştirme Korkusudur.

The New York Times’taki Köşesinde Bireysel Finans Konularına Yer Veren Ve Aynı Zamanda Iki Kız Çocuğu Babası Olan Ron Lieber’a Göre, Iyi Bir Ebeveyn Olabilmek Için Mali Konuları Çocuklarla Erken Yaşta Konuşmak Gerekiyor.

Çocukların Kafasında Paraya Dair Çok Sayıda Soru Bulunur. Fakat Anne Babalar Bu Konuyu Açmaktan Kaçınınca, Onlara Gerek Para Konusunda Örnek Olma Gerekse Aile Değerlerini Aktarma Anlamında Büyük Bir Fırsatı Kaçırmış Olurlar.

Lieber’ın Hayatın Içinden Ve Farklı Gelir Düzeylerine Sahip Ailelerin Öykülerinden Yola Çıkarak Sıcak Ve Kolay Anlaşılır Bir Dille Yazdığı Bu Kitabı, Hem Pratik Bir Rehber Hem De Değer Temelli Bir Felsefe Niteliğinde.

“Lieber Kitabında Pek Çok Aileden Örnekler Vererek Çocuklarla Para Konusunda Nasıl Sakin Bir Şekilde Konuşulabileceğini Anlatıyor… Bu Konuyu Açmaktan Çekinmenin Neden Kaçırılmış Bir Fırsat Olacağını Ikna Edici Bir Şekilde Açıklıyor.”

The Wall Street Journal

232 s.

İstanbul 2020

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Eser Kemal

ELİMİ BIRAKMA

Bilgi Yayınevi

Ortadoğu’nun kadim şehrinde cereyan eden olayların gölgesinde, mimar olma hayallerini yeşertmeye çalışan bir kız, “Evimize yaklaşan savaşın kapımızı çalacağından korkuyorum” diyen Ali’nin Refika'sı... Adını koymaktan çekindiği çarkına yeni dişliler eklemeye gayret gösteren Halepli üniversite öğrencisi…

Gördüğümüz ama görmezden geldiğimiz, duyduğumuz ama zihnimizde yer tutmayan ve birçoğumuz için de, “Ortadoğu’dan haberler” niteliği taşıyan insani ve vicdani bir yaşam öyküsü…

400 s.

İstanbul 2020

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Leslie Kern

FEMİNİST ŞEHİR

Çeviren: Beyza Sumer Aydaş

Sel Yayıncılık

Leslie Kern, şehir planlamalarının ve kentsel alan tasarımlarının erkeklere odaklandığı, kadınlara "ayrılan" alanlarınsa heteronormatifliğin kalıplarını yeniden üretmekten başka bir işe yaramadığı gerçeğinden yola çıkıyor ve bir kadın olarak şehri deneyimlemenin anlamını erkeklerce tasarlanan ilk "coğrafya" olarak bedeninden başlayarak çözümlüyor.

Hamileyken ya da bebeği kucağındayken şehirde hareket etmenin güçlüğünden kentsel alanların kadın arkadaşlığına ket vuracak şekilde tasarlanmasına, "eve varınca mesaj atmak" ve takside birisiyle konuşuyormuş numarası yapmaktan queer, lezbiyen ve sakat kadınların görünmez kılınmasına, yalnız kalma hakkının çiğnenmesinden kaldırımların ışıklandırılmasına kadar, kentsel alanda kadınların önüne çıkarılan güçlükleri ve bunlara direnme biçimlerini müthiş bir berraklıkla ortaya koyuyor.

Kadınlar için şehrin sürekli bir tehlike coğrafyası olarak kurulduğuna dikkati çeken Kern, gerçek tehditlerin yanı sıra tehlike mitlerinin de kadınların zihinsel coğrafyalarını şekillendirdiğini; yaratılan korkunun kadınların kentsel deneyimlerine ket vurduğunu ileri sürüyor. Özgürleşme alanı olarak şehir ile tehlike alanı olarak şehir arasındaki gerilimi ustalıkla ele alan yazar, şehrin sokaklarının kadınlara kapatılmasının yarattığı öfkeyle sarılıyor kaleme: "Tehlikelerin canı cehenneme..."

197 s.

İstanbul 2020

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Giocondo Belli

KADINLAR ÜLKESİ

Çeviren: Ceren Hasançebi

Sel Yayıncılık

Erotik Sol Parti'nin nihai bir kuruluş hedefi vardır: Yolsuzluklar, haksızlıklar ve usulsüzlüklerle başa çıkmak için bu abluka karşısında nefes almak, cam tavanı yıkmak isteyen kadınların ihtiyaçları çerçevesinde şekillenen bir düş; erkeksiz bir düzen yaratmak. Mizah, yaratıcılık ve hayalgücünden beslenen bir iktidar tahayyülünü hayata geçirmek ve hemcinslerinin yaşamını değiştirmek isteyen kadınların önündeki en büyük engel ise zaten tanıdık bir düşmandır...

Portakal Ağacında Oturan Kadın'ın ödüllü yazarı Gioconda Belli'den yozlaşmış politikacılar, eril tutumlar ve maço dayatmalardan müteşekkil erkek dünyasını ironinin gücüyle alaşağı eden gerçekdışı bir ütopya...

278 s.

İstanbul 2020

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Umut Tümay Arslan

KAT

Sinema ve Etik

Metis Yayınları

Bugün muhafazakârlığın şiddetinden, vaazlarından ve dayatmalarından farklı, yaşadığımız gezegeni merkeze alan ve insanın ne olduğunu yeniden sorgulayan bir etiğe ihtiyacımız var. Seyrettiğimiz onca film üzerinde sosyal kuramın terimleriyle düşünmeye de ihtiyacımız var. Kat buna girişiyor, filmleri kesip parçalara ayırarak bağlantılar arıyor: Bu bağlantılar yoluyla, filmlerin bize etik varlıklar oluşumuzu hatırlatma, seçim yapmaya zorlama, zevk ve yanılsamalarımızı üstlenme sorumluluğumuzla tanıştırma, bizi başka bir dünyaya değil bu dünyadaki başkalıklara inandırma kabiliyetlerini ve güçlerini araştırıyor. Bize bu esini veren filmler hakkında şunu söylüyor Umut Tümay Arslan:

“Görülecek bir çıplak gerçek yok. Biz insanlar seçimlerimizle hakikati yaratıyoruz. Filmler gündelik gerçekliği kesinti ve bozulmaya uğrattıklarında, başka türlü görebilmemizi sağlayan mercekler ve gözlükler icat ettiklerinde, bizi ikamet ettiğimiz yerden koparabilecek etik karşılaşmalara imkân yaratabiliyorlar.

“Bu ufuksuz dünyada, birbirimize dokunmaya ve komşu olmaya devam edebilmenin sinemadaki tezahürlerinin görülebilir, işitilebilir ve düşünülebilir olanın manzarasını nasıl değiştirebildiğini anlamaya çalışıyorum. Filmlerin mucizelerinden yayılan ışık altında...”

368 s.

İstanbul 2020

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Tayfur Cinemre

ANILAR BELLEĞİMİZİN BEKÇİLERİDİR

Ayrıntı Yayınları

Bu bir kahramanlık hikayesi değil. Bu yalnızca, zamanın sisleri ardında kalan bir gençlik hatırası. Bu, aynı yolda yan yana yürüyen, ortak hayalleri, idealleri olan bir avuç insanın hayatın kısa bir diliminde paylaştıklarının hikayesi.

Çok mu gençtik? Akıp giden hayat karşısında çok mu aceleciydik? İdeallerimiz uğruna çok mu şeyi göze almıştık? Hayallerimiz çok mu ulaşılmaz, vardığımız sonuçlar çok mu acımasızdı?

Aradan geçen elli yıla rağmen bu sorulara cevap vermek hala hiç kolay değil. Gençlik günlerimizin heyecanını bir şölen havasıyla birlikte yaşadığımız dostlarımızın, yoldaşlarımızın çoğu birer birer gittiler. Şimdi yalnız hatıraları var o güzel insanların ve o bayram günlerinin.

Anılar belleğimizin bekçileridir, kalbimizi temizlerler, iyi bakın onlara...

“İnsan yaşamında bazı dönemler vardır ki içinde yaşarken de önemli olduğunu hissedersiniz ama yıllar geçtikçe bu önem daha da artar. Sizden bağımsızlaşır. Size ait bir anı olmaktan çıkar ve kendi tarihini yaratır.” (Zülfü Livaneli, Sevdalım Hayat)

256 s.

İstanbul 2020

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Eren Aysan

SİLSİLE

Kırmızı Kedi Yayınevi

Anne babası aktif siyasi mücadele içinde yer alan Elâ, hayat çizgisini 12 Eylül darbesinin belirlediği kuşaktandır. Ani bir kararla Ankara’daki hayatını, evini ve ülkesini terk edip çok uzaklara, Amerika’ya gider. Okyanus ötesinde kuracağı yeni dünyaya dair planları vardır. Ancak kocasının ona yollayacağı bir paket her şeyi değiştirir… Elâ paketten çıkan mektupların ve şiirlerin peşinde Amerika’dan Viyana’ya, oradan Mardin’e doğru çıkacağı yolculukta sadece gelecek günlerin değil geçmişin de sürprizlerle dolu olduğunu öğrenecektir.

İlk romanıyla Yunus Nadi Roman Ödülü’ne değer görülen Eren Aysan, yeni romanı Silsile’de darbenin savurduğu hayatları anlatıyor.

Silsile, saklı gerçeklerin mutlaka ortaya çıkacağına dair sarsıcı bir roman.

184 s.

İstanbul 2020

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.