Davutoğlu’nun artıları ve eksileri neler?
Türkiye siyaset tarihinde hiç bir yerel seçim öncesi yaşanan gerginlik 31 Mart seçimleri gibi olmadı.
31 Mart Yerel Seçimleri öncesi miting meydanlarında genel seçim ve referandum havası vardı.
Sandık başında oy verecek seçmene göre, bu yerel seçimdi. Belediye başkanları, üyeler ve muhtar seçilecekti.
Ancak en tepedeki siyasetçilere göre durum öyle değildi. Özellikle iktidar kanadında. Haklılar da. Çünkü, 16 Nisan referandumunda onaylanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrası tüm seçimler birer referanduma döndü. Parlamenter yapıdan uzaklaşan, tek adam sistemi üzerine kurulan sistem ya siyah ya da beyaz diye diretti. Tam olarak benzemese de ABD’deki, Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti gibi.
Orantısız seçim kampanyası sırasında, söylemlerde sertlik bu yüzden arttı.
31 Mart gecesi her iki ittifaka da tabanlarından tepki geldi.
İttifakların dışında yeni sisteme en sert tepki gösterenler, Ülkeyi 17 yıldır yöneten Recep Tayyip Erdoğan’ın eski müttefikleri.
Davutoğlu’nun kozları neler?
Erdoğan, seçim öncesi eski mesai arkadaşları, AKP’nin ağır toplarının parti kuracağını biliyordu. Yeni kurulacak partinin başında Ahmet Davutoğlu’nun olduğu uzun süredir biliniyor. Miting meydanlarında onları hodri meydan dedi, seçime davet etti. Gaza gelmediler. Davutoğlu 31 Mart sonrası ilk mesajını verdi. Propagandaya sessiz sedasız başladı.
Davutoğlu’nun Erdoğan karşısındaki en büyük kozları şunlar:
- AKP’nin bilinen eski isimleri. (Bazı isimler aşağıda yazıyor)
- Teşkilatlar. Davutoğlu, Milli Selamet Partisi döneminde başlayıp, yıllarca il, ilçe ve belde teşkilatlarında çalışan, son yıllarda tasfiye edilen eski AKP’lileri transfer ediyor.
- Sosyal medyada fenomen olan ve 40 bin kişilik ekibi olduğu söylenen Sağlamirade (TahaÜn) gibi isimleri yanına aldı.
- Sosyal medyada Obama taktiği ile propagandaya başladı.
Obama, Demokrat Parti başkan adayı iken kampanyasını ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden yürüttü. Özellikle genç seçmen kitlesine ulaşmak istedi ve başarılı oldu. Kampanya sırasında Obama’nın mesajları, kısa videolar içinde, seslendirilmiş, anlaşılır, basit grafiklerle sosyal medyadan paylaşıldı.
Davutoğlu ekibi de bu strateji kullanıyor.
Örneğin;
Davutoğlu’nun sosyal medya üzerinden yapılan kampanyasında Pelikancılar ayrı ve uzun yer tutuyor.
Serhat Albayrak’a bağlı olduğu iddia edilen Pelikancılar Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlık koltuğundan etmişti. Davutoğlu ekibi bu kez, savunma yapan değil, hücum eden cephede.
Davutoğlu’nu yakın gazete ise Karar. Karar gazetesi kurulduğu günden sonra yandaş olmayan basına uygulanan baskıyı yaşadı. Kan kaybetse de ayakta durdu. Sağlam İrade ekibi, Karar gazetesinin yazarları ve haberlerini sık sık paylaşıyor.
Davutoğlu ile beraber hareket edeceği söylenen tanınmış eski politikacılar şunlar:
Beşir Atalay, Hüseyin Çelik Şamil Tayyar, Ahmet Başçı, Selçuk Özdağ… Bunlar ilk öne çıkanlar.
Ayrıca Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez… Davutoğlu ekibinin peşinde olduğu asıl isim ise Numan Kurtulmuş.
Babacan ve Şimşek ne yapacak?
Ekonomiyi yıllarca yöneten Ali Babacan ve Mehmet Şimşek, Davutoğlu ile beraber hareket etmiyor. Kişisel anlaşmazlıkların dışında Davutoğlu’nun acele ettiğini düşünen Babacan ve Şimşek ayrı parti kurarsa sürpriz olmaz.
Davutoğlu’nun eksileri
Futbol gibi tarif etmek gerekirse;
* Davutoğlu, görünen güçlü futbolcuları takımda topluyor (Beşir Atalay gibi).
* Takımın teknik performansı için sıkı çalışıyor (Teşkilatlar ve sosyal medya)…
* Takımda eksik olan Messi (Babacan) veRonaldo (Şimşek). Bu iki yıldız takımda olmasa final maçı zor geçer, gol yer.
* Final maçı ise bağıra bağıra gelen ekonomik kriz ve IMF ile yapılacak anlaşma.
* Davutoğlu’nun dış politikadaki başarısızlığı.
* İŞİD’li teröristleri “sinirli çocuklar” diye sempatik hale getirmesi.
* En büyük gafı ise 5 Haziran 2015’te kullandığı cümle. Adana’da MİT tırları içinde bulunan silahlar için, “Vallahi Türkmenlere gidiyor” demişti. Davutoğlu’nun, Kahramanmaraş mitinginde yaptığı açıklama uluslar arası krize neden olmuştu.
Gül nerede?
Abdullah Gül’ün adı ise her iki partide de geçmiyor. Ancak her iki partinin tabanı aynı olduğu için birleşmesi sürpriz olmaz. Bu birleşmeye sırasında Abdullah Gül ağabeylik yaparsa hiç şaşırmam. Gül’ün bu durumda görev alması, liderlik yapması şart değil.