AKP’ye yakın Yeni Şafak gazetesinin köşe yazarlarından Ömer Lekesiz, “bekamızı demokrasiye feda etmeyelim ve yanlışlıklar bataklığında çırpınıp durmayalım,” diyerek belediye başkanlarının Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını önerdi.
Lekesiz, doğuda seçmenin “Ben oyumu HDP’ye vereyim ama devletimiz onun yerine mutlaka kayyum atasın” mesajı verdiğini öne sürdü.
Lekesiz, “Bölge insanı, duygusal gerçekliklerle yapmak zorunda olduğu tercihin, seçimle arzuladığı sonucu üretmeyeceğini, dolayısıyla kendi tercihinin devletin çıkarları, beka hassasiyeti bakımından yeniden devlet aklıyla değerlendirilmesi ve asıl sonucun bu yünde tahakkuk ettirilmesi gerektiğini, tevilini imkânsızlaştıran bir katiyetle, somutlukla ifade etmektedir,” iddiasına bulundu.
“Şahsen ben de demokrasiye inanan, ona itibar eden biri değilim,” diye yazan Lekesiz yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Ancak, devlet ve millet tarafından benimsenmiş bir yönetim tarzı olması bakımından onun sınırları ve gereklilikleri içinde hareket etmek ve konuşmak durumundayım.
Söz konusu derinlik bağlamında, bir konuda aynı yanlışı tekrarlamanın zaman ve güç kaybına neden olduğunu gözetebilenlere, ilgili mahaller için uygun olanın en iyisini arama sorumluluğunun yüklediğini düşünüyorum.
Seçimlerden çok kısa bir süre önce, sorunlu mahallerde bulunmuş biri olarak, kayyumlar eliyle gerçekleştirilen altyapı çalışmalarının, halk ile kaynaşmanın, hemen her düzeyde halkın dertlerine derman olmaya çalışmanın doğurduğu memnuniyetten hareketle bu değerli kazanımın demokrasiye, seçime feda edilemeyeceğinin altını çizmek istiyorum.
Yine de sözüm ona demokrasiden taviz vermeyecek şekilde ve yine onun içinden, teklif ettiğim atama konusuna mahsus bir form üretilebileceği gibi, partili cumhurbaşkanı (devlet başkanı) seçmenin buna kendi başına demokratik bir dayanak olarak yeterli gelebileceğini ve bu bahiste onu tekrar seçmemenin onun ilgili seçimlerini seçmemek olacağını tutarlı bir tez olarak öne sürmek de mümkündür.
Yeter ki, bekamızı demokrasiye feda etmeyelim ve yanlışlıklar bataklığında çırpınıp durmayalım.”