Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, kadınları cinsiyetçi ifadelerle hedef alan Ankara Melike Hatun Camii imamı Halil Konakçı'nın vaazlarını dinlemeye başladığında "Parlak, sözü tesirli bir hoca ile karşı karşıyayız. Üstelik genç ve belli ki oldukça yetkin. İnşallah kitlesi hocayı zorlamaz" diye düşündüğünü söyledi.
"Fakat gördüğüm o ki kitlesi hocayı zorladı. Hem de çok zorladı" diyen Kılıçarslan şu ifadeleri kullandı:
"Şimdi soru şu: Halil Hoca çok açık giyinen kadınlara 'kasap vitrini seyreder gibiyiz, et pazarı ortalık' dediğinde çok açık giyinen kadınlar üzerindeki etkisi 'hoca çok haklı' cümlesi mi oldu yoksa 'yahu bu ne ayıp bir benzetme' cümlesi mi oldu? Dahası, Halil Hoca bu kadınların abilerine, babalarına, kocalarına 'namus' üzerinden çeşitli imalarda bulunduğunda o abiler, o babalar, o kocalar ne hissetti?
Yani davetçi, beklediği etkiyi aldı mı? Bence hayır. Peki ne oldu? Halil Hoca’nın üslubunu belirleyen kitle biraz daha memnun oldu. Biraz daha tatmin oldu. 'Gördün mü bak, hocamız mübarek ne koydu lakin lafı gediğine' diyerek anlık bir haz yaşadılar. Peki kaç kadın o vaaz üzerine giyimine kuşamına dikkat etme kararı aldı? Söyleyeyim: Sıfır.
Peki soru şu bu sefer: Halil Hoca, keskin ve şehvetli olanı seçmek yerine 'doğru ve uzun yoldan gidilecek olanı' seçseydi ve bu meseleyi bambaşka şekilde anlatsaydı daha az bilinirlik ve daha çok etki elde eder miydi? Evet ve elbette. Çünkü adetullaha uygun olan budur. Sünnetullaha uygun olan budur."
İmam Halil Konakçı, "Bak sokaklar ne hale geldi! Kasap dükkanı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor artık. 100 yıl önce dedelerimizin yatak odasında göremediği kıyafetleri biz çarşıda pazarda plajda görüyoruz. Neden? Bu kadınların başında yok mu adamları abileri babaları kocaları? Geçtim helali haramı hadi buna inanmıyorsun. Tamam ateistsin, imanın zayıf... Ya hiç mi kıskanmıyorsun lan?" demişti.