Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, Samsun’da Atatürk anıtına yapılmak istenen saldırıya ilişkin kaleme aldığı bugünkü yazısında, “Atatürk heykeline kim, niçin saldırır?” sorusunu irdeledi.
“Hep iki grup gördüm bugüne kadar bu işi yapan. İlki herhangi bir iç ya da dış istihbarat örgütünde ‘provokatör’ olarak çalıştıklarından emin olduğum dindar görünümlü ajanlar. İkincisi de PKK’lılar. Bugüne kadar ‘dindar görünümlü ajanlar’a ‘meczup’ falan denilip geçiştirilmesinin ardında da o karanlık olmuştur hep. Emri verenle feryadı koparan aynıdır çünkü” diyen Kılıçarslan, “Bakın size net bir şekilde söyleyeyim. Artık Cübbeli’nin bile ‘hayır dua ile andığı’ Mustafa Kemal ile ne dindarların ne de muhafazakarların herhangi bir sorunu yoktur, kalmamıştır” dedi.
"Doğu Perinçek’le ‘kerim ve derin devletçiler’ kazandı, biz kaybettik bu hesaplaşmayı"
“Benim gibi ‘eskimiş İslamcılar’ ve bir miktar Marksist içinse Mustafa Kemal değil, Kamalizm büyük sorun olarak tanımlanmıştır hep ve lakin bizim de sayımız günden güne, yıldan yıla azalmaktadır” diyen Kılıçarslan, bu sözlerinin devamında şunları kaydetti:
“Zaten bizim heykel yıkmak falan gibi bir derdimiz hiç olmadı. Biz ‘heykel yapan zihniyet’le zihinsel bir hesaplaşmanın derdindeydik lakin açık konuşmak gerekirse Doğu Perinçek’le ‘kerim ve derin devletçiler’ kazandı, biz kaybettik bu hesaplaşmayı. Kendime niçin ‘eskimiş İslamcı’ dediğimse başka bir bahis. Onu uzun uzun konuşuruz bir başka yazıda.”
“Soruya geleyim: Samsun’da Atatürk heykeline saldıranlar büyük ihtimalle ya kripto FETÖ’cüler ya da PKK’lılar” diyen, “Her iki durumda da an itibariyle bu iki tarafı temsil edip destekleyenler aynı zamanda kitleleri Samsun’daki heykelin etrafında konsolide edenler” görüşünü savundu.