Yeni Şafak’ta Mehmet Şimşek röportajı sonrası ‘Faiz haram’ yazısı

19 Mart 2021’de Yeni Şafak gazetesi dönemin TCMB Başkanı Naci Ağbal’ın faiz artırımı kararını eleştiren “Bu operasyonu kim adına çektiniz?” manşetiyle çıkmıştı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bakan olduktan sonra ilk röportajını, yeni ekonomik politikalarını eleştiren Yeni Şafak’a verdi. Şimşek söz konusu röportajda ” Enflasyon önümüzdeki birkaç ay artmaya devam edecek, hedefimiz kalıcı bir şekilde aşağı çekmek” mesajını verdi ve 2024’ün ikinci çeyreğinden itibaren faiz düşüşlerinin konuşulmaya başlanacağını söyledi.

19 Mart 2021’de Yeni Şafak gazetesi dönemin TCMB Başkanı Naci Ağbal’ın faiz artırımı kararını eleştiren “Bu operasyonu kim adına çektiniz?” manşetiyle çıkmıştı. Aynı gün Naci Ağbal görevden alınmış ve yerine Yeni Şafak yazarı da olan Şahap Kavcıoğlu atanmıştı.

Yeni Şafak, 28 Mayıs’taki seçimlerin ardından kurulan yeni kabinede Hazine ve Maliye Bakanı olan Mehmet Şimşek ve onunla birlikte göreve başlayan TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ı da eleştiren kimi haberlere imza atmıştı.

Bilindiği Şimşek’in göreve gelmesi ve Merkez Bankası’nın başına Hafize Gaye Erkan’ın getirilmesinin ardından 27 ay sonra ilk faiz artışı yapılmıştı. Politika faizi de iki toplantıda artırılırak yüzde 8.5’ten yüzde 17.5’a yükseltilmişti.

Yeni Şafak’ta şimdi de ‘Faiz haram, peki negatif reel faiz helal mi?’ başlığıyla bir yazı yayımlandı. Faiz tartışmalarına Mehmet Akif Soysal imzalı yazıda “Faizin tüm kutsal kitaplarca ve toplumsal kabulü ile haram olduğuna dair kanımız nettir. Bunun su götürecek yanı yok. Peki ya tersi? Tasarrufları lirada (herhangi bir ülkenin itibari para birimi olabilir, fark etmez) duran bir hane halkı için negatif reel faiz işletmek helal midir?” diye soruldu ve özetle şu ifadeler kullanıldı:

“Reel faizin negatif olması iki sonuç doğurur bunlar: Birincisi, tasarruf sahibi, birikimini ekonomiye kazandırıp ödünç vermesi karşılığında enflasyona karşı korunmamış, kaybetmiş olur. İkincisi, örneğimizdeki gibi tasarruf sahibinin tasarrufundan pay alınıp kredi çeken/çekebilen borçlanan kişilere aktarılmış olur.

Bu durumda sistem tasarruf yapanı cezalandırmış, borçlananı ödüllendirmiş olur.

Kredi verilen şahıslar hiç koymadıkları paraya karşılık tefeci karı gibi para kazanırken, bu işlemler silsilesiyle öğretmen aile kaybettiği paraya karşılık faizci midir?

Öğretmen ailenin sistemin zorlamasıyla kaybettiği satın alma gücü “kul hakkı” kapsamına girmez mi?Efendim kredi faizleri yüksek olursa yatırım olmaz!

Enflasyonun altında alınan krediler ile herkes yatırım yapar, çok da zengin olur, sadece stoğa mal koysan zaten para kazanırsın!

Eğer beklenen enflasyonun çok üzerinde bir faiz olursa; doğrudur, yatırımlar etkilenir.

Fakat yatırımı beklenen enflasyon kadar bile para kazanmayacağını düşünen kredi alan/talep eden yatırımcının (sanayici, esnaf, tüketici) yatırımı yanlış veya verimsizdir!

Kendi kabahatini ise kredi faizlerinde bulur, enflasyonun altında verilen kredi faizi ile kolaydan para kazanmanın peşine düşer!

Amacımız kimseye akıl vermek değil; haddimiz de değil, ancak yeni bir düşünce zemini oluşturma gereği var, bu da nettir.

Bir derdimiz var; o da İslam aleminin bayraktarlığını yapan ülkemizin ekonomik bağımsızlığını tam olarak edinmesidir. Adil düzen talebi ile yola çıktık, adil düzen ile yola devam etme kararlılığımız var. Cumhurbaşkanı’mız Sn. Erdoğan liderliğinde ayağa kalkan Türkiye’nin önüne çıkacak ufacık bir çakıl taşına engel olmak bizler için bahtiyarlıktır, derdimizin bundan ötesi yoktur…”