Yeni Şafak'tan yazısı yayımlanmadığı için istifa eden Özlem Albayrak, "Son yıllarda gazetecilik değil holiganlık yapmanız beklenir oldu" ifadelerini kullandı.
Yeni Şafak'tan yazısı yayımlanmadığı için istifa eden Özlem Albayrak, gazetesinin kendisinden holiganlık yapmasını istediğini söyledi.
Independent Türkçe'ye konuşan Albayrak, "Manzara, yapıcı, samimi, düşmanlık içermeyen eleştiriye bile tahammül kalmadığını gösteriyor ki, endişe verici olan bu. Fakat bunun sadece Yeni Şafak’la sınırlı olduğunu düşünmek yanıltıcı olur. Son yıllarda gazetecilik değil holiganlık yapmanız beklenir oldu" ifadesini kullandı.
Albayrak, "Gayet makul, hakaret içermeyen, samimi ve adil eleştirilerin bile kendine yer bulamadığı bir medyada gazetecilere iki seçenek sunuluyor; ya kendine otosansür uygulamak ya da bırakıp gitmek. Ben ikincisini seçtim." dedi.
Özlem Albayrak, "Fakat iş bu raddeye gelene kadar gazete içinde demokratik bir mücadele de verdiğime inanıyorum, ama bazen hareket alanınız giderek daha çok sınırlanır ve bir seçim yapmak zorunda hissedersiniz, benim ayrılış sürecimde olan buydu" diye konuştu.
Albayrak, yaşanan sürece ilişkin açıklamasının devamında şu ifadelere yer vedi:
"Bana direkt ve açıktan yansıyan bir uyarı olmadı, gazeteyle yaşadığım dozajı giderek artan çatışmada, o yayında AK Parti’ye ve hükümete yaptığım eleştirilerin bir payı var mı, bilemem.
Ancak, bu dönemde sadece vicdanına danışarak, yazılarının kime yarayacağını ya da yaramayacağını hesaba katmadan, yalnızca adil olmaya çalışarak yazmak bile başlıbaşına cesaret gerektiren bir tavır haline geldi. Sadece işini kaybetmekten söz etmiyorum, bu uğurda özgürlüğünü kaybeden, yargılanan, hapse atılan gazeteciler var."
"Onun dışında medyada şiddeti giderek artan bir polarizasyon var. Pek çok gazetecinin de böyle düşündüğüne inanıyorum, medya mensuplarının ciddi bir kısmı hükümeti fanatizm düzeyinde destekliyor, küçük bölümü de düşmanlık düzeyinde eleştiriyor.
Bu mesleği sadece tarihe ve vicdanına karşı sorumlu hissederek yapmak isteyen gazeteciler için zemin o kadar kısıtlı ki… Oysa bunun böyle olmaması gerekirdi. AK Parti’nin yola çıkış mottosu bu değildi, daha fazla özgürlüktü, kitleleri bu yüzden peşinden sürükleyebildi."