Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen duruşmada, aralarında tutuklu sanık Fırat Sarı’nın da bulunduğu 22 tutuklu ve 19 tutuksuz sanık ile taraf avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise SEGBİS sistemiyle duruşmaya bağlandı. SEGBİS'teki teknik sorunlar giderildikten sonra devam eden duruşmada, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan ve İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu’nun yanı sıra bazı sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin avukatları davaya katılma talebinde bulundu. Ancak savcı, bu taleplerin suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddedilmesini istedi. Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirerek tüm katılma başvurularını reddetti.
Duruşma sırasında sanık savunmalarına geçildi. Sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı, bazı suçlamaları kabul ederken diğerlerini reddetti. Taşçı, yoğun bakımda doktor bulunmaması durumunda zaman zaman tıbbi müdahaleler yaptığını, SGK'den daha fazla gelir elde etmek için ilaç kullanımı ve hasta yatış süreleriyle oynandığını öne sürdü. Ayrıca, kazançların örgüt lideri olduğu belirtilen Fırat Sarı arasında paylaşıldığını iddia etti. Savunmasının ardından, iddianamede yer alan deliller ve tapeler hakkında kendisine sorular yöneltildi. Taşçı, ihmaller nedeniyle bir bebeğin ölümünden sonra yaşanan süreci detaylı şekilde anlattı.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için ertelendi. Verilen arada açıklama yapan TBB Başkanı Sağkan, davaya katılma taleplerinin reddedilmesinin yargı sürecinin şeffaflığı açısından olumsuz bir karar olduğunu belirtti ve mücadeleye devam edeceklerini ifade etti. İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu ise, davanın sadece Türkiye değil, dünya sağlık tarihi açısından da önemli bir örnek olduğunu vurguladı.
İddianamede, suç örgütünün lideri olduğu öne sürülen doktor Fırat Sarı’nın yenidoğan yoğun bakım ünitelerindeki hasta yatış sürelerini uzatarak SGK'dan daha fazla ödeme almayı amaçladığı, ayrıca bebeklerin sağlık durumlarının kötü gösterilerek maddi kazanç sağlandığı belirtiliyor. Örgütün, bu kazançları üyeleri arasında paylaştırdığı ve sağlık sistemindeki ciddi ihlallerle bebeklerin yaşam hakkını ihlal ettiği iddia ediliyor.
Sanıklar için "kasten öldürme", "nitelikli dolandırıcılık", "örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından yüzlerce yıla varan hapis cezaları isteniyor. Ayrıca, davada adı geçen hastane ve şirketler için kapatma ve mal varlığına el koyma tedbirlerinin uygulanması talep ediliyor. Bu süreçte, örgüte karşı yapılan bir başka soruşturmada tehditler nedeniyle ek tutuklamalar da gerçekleştirilmiş durumda.