ABC Gazetesi / Miting Analizi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı ile Yenikapı'da düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"nde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez kürsüde konuşma yaptı.
Genelkurmay Başkanı Akar'ın gerçekte bir parti mitingi niteliğindeki etkinlikte konuşması, tam bir skandaldı. Alanda cumhuriyet temel ilkelerine, laiklik, özgürlük ve demokratikleşme konularına yönelik vrgu ve çağrı yoktu. Katılanların büyük çoğunluğunu AKP'liler oluşturuyordu. CHP'liler ise alanda son derece azdı. Bütün uyarılara karşın, CHP liderinin adı anons edildiğinde alanın bir bölümünden yuhalama seslerinin gelmesi ise tam anlamıyla rezaletti.
Siyasal bir mitingde, ölen için dua okuma bahanesiyle de olsa, bir imamın ve Diyanet İşleri Bakanı'nın kürsüye çıkması, alanda sık sık getirilen tekbirler Hulisi Akar'ın TSK adına mitinge katılması ve Erdoğan'a bağlılığını bildirmesi, etkinliği 1923 Cumhuriyetinin tasfiye ayinine çevirdi. Cumhuriyetin çocukları adeta ona ihanet ediyordu.
DİNSEL AYİN GİBİ TASARLANMIŞ
Mitinge Erdoğan ve AKP organizasyonu damgasını vurdu. Kuran okunması ile başlayan ve Diyanet İşleri Başkanı mehmet Görmez'in dua yaptırdığı miting, daha çok bir dinsel ayin gibi geçti. Bu görüntünün kendiliğinden oluşmadığı, AKP yöneticileri tarafından tasarlandığı açıktı. Başta Erdoğan olmak üzere, kürsüye çıkan konuşmacılar, bolca şehitlik vurgusu yaparak dini ve milliyetçi mesajlar vermeye özen gösterdi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dışında kimse cumhuriyet, laiklik, basın özgürlüğü vurguları yapmadı. Kılıçdaroğlu dışında hiçbir konuşmacı bir dikta tehlikesi olduğuna işaret etmedi. Klıçdaroğlu, miting havası gereği dolaylı, ancak açık şekilde yaptğı eleştirilerle AKP'ye ve Erdoğan'a net mesajlar verdi.
KILIÇDAROĞLU LAİKLİK VE CUMHURİYET MESAJI VERDİ
Mitinge Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım'ın ısrarlı daveti üzerine katılma kararı alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sahnede ismi anons edildiğinde yuhalanmasına rağmen, kürsüye çıktığında iktidara yönelik uyarılarını kararlı bir şekilde dile getirdi.
"Cumhuriyet olmasaydı Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olamazdı" diyen Kılıçdaroğlu, "Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayalım. Camiye sokarsak toplumu böleriz. Adliyeye sokarsak adaleti bulamayız. Askeriyeye, kışlaya sokarsak darbeyi önleyemeyiz. O zaman yapacağımız ilk iş camide, kışlada, adliyede siyaset olmayacak. Adalet arıyorsak onları başka yerde bağımsız bir şekilde aramamız lazım. Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var. Bizim kavga değil bizim milleti kardeş kılma gibi bir görevimiz var" diyerek laiklik konusunda önemli uyarılarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun yaptığı bu uyarılara rağmen, Erdoğan, Yıldırım, Kahraman ve Bahçeli'nin konuşmalarındaki hamasi ve dinsel motifler, mitingin yaratması beklenen 'birlik ruhunu' ne kadar yansıttığı sorularına neden oldu. Mitingin havası Erdoğan ve AKP iktidarının yaşananlardan hala ders almadığını bir kez daha gösterdi.
MİTİNG AKP'YE YARADI
Sonuçta muhalefetin Yenikapı mitingine katılması, Türkiye'yi 11 yıl Cemaatle birlikte yöneten, ülkeyi beraber mahvederek darbenin eşiğine getiren AKP'nin kendini toplarlamasına ve siyasal amaçlarına hizmet etti. Darbe girişimi ile ağır yara alan, sanıldığı kadar güçlü olmadığı ortaya çıkan, dünyada büyük bir yalnızlık içinde olduğu anlaşılan ve büyük ölçüde dağılan AKP iktidarı, yeniden toparlanmak ve iktidarını konsolide etmek için muhalefete yaslanmaya, onu yedeklemeye yöneldi. Yenikapı mitingi bu taktiğin en önemli etaplarından biriydi.
Tam böyle bir geçiş döneminde, Cemaate yardım ve yataklık yapan AKP'yi eleştirmek ve iktidardan indirmek için çalışmak yerine onun etkinliğine katılmak, inisiyatifin yeniden Erdoğan'ın eline geçmesine yol açtı.
Bilindiği gibi, CHP'nin Taksim mitingine katılan sosyalist çevre, örgüt ve partiler Yenikapı mitingine katılmadıkları gibi, bu konuda CHP'yi sert bir dille eleştiriyor.